“B”

Bilgi, şöyle… AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan telefonu çevirdi, hattın diğer ucundaki zatla konuştu:  -Mahmut, Beylikdüzü’nde sıkıntı var, aday belirlemekte zorluk yaşıyoruz, orayı derle topla, ilçe başkanı sensin… 
-Emredersiniz! 
 * 
Süresi, bir dakikayı bile bulmayan bir telefon konuşmasından anlaşıldığına göre, ilçedeki yerel siyasi dinamiklerin, il başkanlığının, parti genel merkezi kurmaylarının, altıüstü bir ilçe başkanı belirlenmesinde etkin rol oynayamadığı, mevzuyu kotaramadığı ortaya çıkıyor ki, bu da AK Parti’den Erdoğan’ı çıkar, geriye kocaman bir hiç kaldığını işaret ediyor. 
* 
Bu görüşmenin öncesinde… 
* 
İlçeye sandık kuruldu, eğilim yoklaması denilen temayül yapıldı, teşkilat mensuplarının kullandığı oylarla belirlenen listebaşındaki isimlerin, Mustafa Günaydın, Halis Kahriman, Tarkan Burçak Uygun olduğu söylendi, zirvedeki üçlüden birisinin koltuğa oturacağı beklentisi ahaliye habire toto oynattı. Abartmıyorum, en az kırk kişi il başkanlığına çağrıldı, ilçe başkanı sen olur musun, sen olmazsan kim olur, sorusuna yanıt verilmesi istendi, doğal olarak oradan da değişik değişik isimler türedi. 
 * 
Bir ara… 
*
İl başkanlığı ile genel merkez yetkilisi, ince eledi sık dokudu, üç isimde mutabık kalındı, onlardan birisi kesin ilçe başkanı olacak, ha bugün ha yarın netleşir, Ankara’ya çağrılmaları an meselesi dendi, hoop bi baktık, Ankara yolculuğu iptal, partinin Ankara’daki kurmayları ise apar topar İstanbul’da… 
 * 
Gelişmelerin özünü ve perde arkasını yakalaman için, mevzuya ara verip, sosyal medyada fenomenleşen bir videodan bahsetmeliyim: Sunucu, mikrofon tuttuğu kadına seçenekli bir soruyla, “Haftasonunu kiminle geçirmek istersiniz” der ve sıralar; 
A) Eşinizle? 
Diğer seçeneklerin içeriğiyle ilgilenmeyen, akabinde, kendisine nasıl bir bedel çıkacağına bile aldırış etmeyen kadının yanıtı kısa ve net olur, “B…” 
 * 
Beylikdüzü ilçe başkanının belirlenmesinde yaşanan süreç de tıpatıp bu motta gelişir. Aylar süren hummalı çalışmayla oluşturulan seçenekli listedeki bi dolu ismi elinin tersiyle iten Erdoğan, “B” seçeneğini tercih eder, telefonun diğer ucundakine “Mahmut, ilçe başkanı sensin” der… 
 * 
Sonra… 
* 
İl Başkanı ve genel merkez yetkilisi arasına alınan adayla üçlü fotoğraf çekilir, altına, genel merkezimizle yapılan istişareyle, Cumhurbaşkanımızın onayıyla Mahmut Küçükdoğan, Beylikdüzü İlçe Başkan adayımız olarak belirlenmiştir, ibaresi yazılarak ahaliye duyurulur. 
 * 
Fakat... Ne bir parti yetkilisi, ne de ilçenin yerel siyasi dinamikleri, ilçe başkanlığına aday gösterilen zatın, Beylikdüzü’nün göbeğine imar yasasına aykırı, ruhsatsız on sekiz kaçak işyeri kondurduğunu, bunun, siyaseten aleyhlerine her daim kullanılacağını, böylesi bir temsiliyetle yerel siyasette sabah akşam hesaba tutulacaklarını filan akıllarına getirmedi. 
* 
Sandılar ki… “B” deyince, mesele çözüme kavuştu… 
*
E, temayülü, anketi, ilçenin yerel dinamiklerini bir kenara atıp, altıüstü bir ilçe başkanı seçimini kotaramayarak, meseleyi, bir yandan iç, diğer yandan da dış tehlikelerle mücadele eden Erdoğan’ın omuzuna yük olarak bırakınca, telefon görüşmesiyle varılmak istenen çözümde de doğal olarak hatlar karıştı. 
*
Şimdi, asıl soru şu… 
*
İlçe başkanlarını kim belirlemeli? 
A) Erdoğan