CHP'nin yerel yönetim politikalarını belirlemek amacıyla Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde gerçekleştireceği çalıştay başladı. "Martın Sonu Güzel Oldu" sloganının önce çıktığı çalıştay CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un konuşması ile start aldı. Çalıştayda yerel yönetimin beş yılının akıl birliği ile belirleneceğini söyleyen Seyit Torun, bu tarz çalıştayların bundan sonra farklı belediyeler öncülüğünde gerçekleştirileceğini açıkladı.
7 temel ilke açıkladı
Çalıştay CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması ile devam etti. Kılıçdaroğlu konuşmasının sonunda CHP’nin 7 maddelik yerel yönetimler ilkesini de açıkladı. Kılıçdaroğlu’nun ‘halkçı belediyecilik’ olarak adlandırdığı 7 temel ilke, ‘ayrımsız hizmet, fakir mahallere pozitif ayrımcılık, şeffaflık, liyakat, adaletle yönetim’ başlıklarını içeriyor ve partili belediyelerin bu ilkelere uygun bir yönetim anlayışı sergilemeleri isteniyor.
Neden liyakat diyorum?
Kılıçdaroğlu, 6. madde olarak ‘yönetici atamalarında liyakat esasına mutlaka uyunuz’ diyerek uyardığı belediye başkanlarına, verdiğiniz talimatı yapmayan yöneticileri Genel Başkanın akrabası dahi olsa kapının önüne koyun” dedi. "Belediyede siyaset yapacak kişi sadece belediye başkanıdır" diyen Kılıçdaroğlu, "Her arkadaşıma söyledim bir kez daha söylüyorum; Belediyede siyaset yapacak kişi sadece belediye başkanıdır. Yardımcılarınız, müdürleriniz ‘ben de siyaset yapacağım’ diyorsa onları kapının önüne bırakabilirsiniz. Hiç endişe etmeyin. Belediye başkanı burada tek siyasetçidir. Neden liyakat diyorum? Sizin yardımcılarınız işin ehli uzmanlardır. Onların yapacağı her hareket sizin lehinize yada aleyhinize yazılacaktır. Onun yapacağı her başarısızlık sizin başarısızlığınız olacak ama onun başarısı da sizin başarınız olacak. Hem liyakat diyoruz işi ehline verelim diyoruz hem de o gelecek ‘ben o işi değil de belediyede ben başka bir şey yapacağım’. Niçin ‘e ben önümüzdeki dönem milletvekilliğine hazırlanacağım.’ Buna müsaade etmeyeceksiniz. Belediyede yapacağınız her atama liyakatli olacak verdiğiniz her görevi yapacak ve gelip size talimat verecek. Verdiğiniz talimatı yapmıyorsa rahatlıkla görevden alabilirsiniz. Partinin Genel Başkanı olarak söylüyorum ‘falan milletvekili aradı onun akrabasıymış’ hiç dinlemeyeceksiniz. ‘Genel Başkanın akrabası’ hiç dinlemeyeceksiniz kapının önüne koyacaksınız" ifadelerini kullandı.
Yoksulun onurunu koruyun
Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanları için sıraladığı 7 ilke ise şöyle; "Yönettiğiniz belediyede hemşerilerinizi inançları, kimlikleri ya da yaşam tarzları itibariyle ötekileştirmeyiniz. Tüm vatandaşları kucaklayınız. Hizmeti belli kişiler, zümreler, akrabalar, yandaşlar için değil, halk için üretiniz. Sizi, bulunduğunuz makama taşıyanın belde halkı olduğunu asla unutmayınız. Fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapınız. Yatırımlarınızda bu mahallelere öncelik veriniz. Hizmet programınızda özellikle engelli gruplar ve kadınlar lehine irade ortaya koyunuz. Yoksullara yardım yaparken insan onurunu koruyunuz, ailenin ya da kişinin yoksulluğunu asla teşhir etmeyiniz. Yani halkçılığın temel ilkelerinden olan “sağ elin verdiğini sol el görmeyecek” anlayışına uygun davranınız. Harcamalarınızı, yatırımlarınızı mali disiplin içerisinde planlayınız. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete veriniz. Bütçe kullanımlarınızla ilgili olarak belli aralıklarla belde sakinlerini ve kamuoyunu bilgilendiriniz. Bu aynı zamanda “israfla mücadele” demektir. Hiç kimse unutmasın “kul hakkı” halkçılığın temel ilkelerinden biridir. Yönetici atamalarında liyakat esasına mutlaka uyunuz. Partizanca uygulamalardan kesinlikle kaçınınız. Halkçılığın bir diğer temel ilkesi olan “işi ehline verme” kuralını, her atamada göz önünde bulundurunuz. Kamu yararına uygun olması şartıyla sizden önce başlatılmış projeleri sürdürünüz. Belediyeyi “adaletle” yönetiniz. Hakkı, hukuku ve adaleti her ortamda savununuz ve gereğini yapınız. Belediye çalışanlarının özlük haklarını eksiksiz koruyunuz, kimsenin işiyle ve aşıyla uğraşmayınız. Böylece size oy vermeyenlerin dahi size saygı duymasını sağlarsınız."
Güçler ayrılığına vurgu
Konuşmasının devamında, "Bizim topraklarda güven duyulan insana özü ve sözü bir insan denir" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, "Bugün Türkiye’nin en temel sorunlarından birisi siyasete duyulan güven. Güçler ayrılığı olursa devlet güven verir. Ben bir haksızlığa uğradım, mahkeme bana adil davranıyorsa ben o ülkede güven içinde yaşıyorum demektir. Güvensizlik üzerine sağlıklı politikalar inşa edemezsiniz. Bir kişinin sözleri mahkemede, yasama organında kabul görür ve bir sözü ile yürütme harekete geçerse güvensiz bir toplumda yaşanır. Tek adam rejime geçtikten sonra binde üç büyüme hızı. Dünyada başka ülke var mı? Neden binde üçe düştük, hani önümüzde hiçbir engel kalmamıştı. Millî gelirimizde artış olacaktı, 135 milyar dolar millî gelirimiz düştü. 882 milyon dolardı bir yıl önce" bilgisini verdi.
GÜÇLÜ DEVLET ÜRETEN DEVLETTİR
Yargıya güven kalmadığını ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, "TBMM, dünyada millî kurtuluş savaşını yöneten tek meclistir. Bu Meclis’in yetkileri elinden alındı. Kurumların birbirine olan güveninden söz edilebilir mi? Devletin kurumları kendi görevlerini yaparlar. Bu kurumların bağımsızlığına sıcak siyasi müdahale edilmez. Merkez Bankası’nın itibarı sıfırdır" dedi. "Güçlü devlet üreten devlettir" diyen CHP Lideri, "Her alanda üreten devlettir. Her alanda üreten devlet dünyada saygın devlettir. Tek adam rejiminde Türkiye üretimden koparılmaya başlandı. Bu güzel topraklarda tamamını üretip satmamız gerekirken çiftçimiz perişan halde. Tablo geriye doğru gidiyor. Enflasyon aldı başını gidiyor, bir bakkal dükkânını yönetemeyen kişiye Türkiye Cumhuriyeti’nin hazinesini teslim ettiniz. Eli sıcak sudan soğuk suya değmeyen, el bebek büyüyen birine ‘Yoksulluk sorununu çöz ‘ diyorsunuz, haberi bile yok. Tek adam rejimi hanedanlık rejimidir. Örnek; Türkiye Cumhuriyeti" açıklamasında bulundu.