Midye dolmasından tavasına, çorbasından, pilavına kadar farklı şekillerde tüketimi olan sevilen sokak lezzetlerinden midyeler için uzmanlardan uyarı geldi. Bazı kişilerce sağlıksız ve kirli denizlerde toplanan midyenin, çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığını söyleyen Gıda Mühendisleri İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, sosyal medyada midye zehirlenmesi vakalarına daha sık rastlanılmaya başlandığını ve nelere dikkat edilmesi gerektiğinden şu şekilde bahsetti:
"Son günlerde sosyal medyada sıkça midye zehirlenmeleri vakaları görmekteyiz. Bu nedenle dikkat edilmesi gereken çok önemli hususlar var. Çünkü midye sevilen bir kabuklu deniz mahsulü. Midye, suyu süzerek plaktonik organizmalarla beslendiği için yetiştiği yer çok önemli. Gıda zehirlenmesine yol açabilirler. Bunun önüne geçebilmek için suyun kalitesi kadar hijyenik şartlarda çok önemli. Hijyenik koşullarda üretilmesi, hazırlanması ve tüketilmesi gerekiyor. Bununla birlikte sıcaklık önemli, taşınması, depolanması ve sunumuna dikkat etmeliyiz. Bunlara dikkat ettiğimiz sürece, midye tüketebiliriz."
'Çok fazla tüketiminin önüne geçmek gerekir'
Midyeyi fazla tüketmenin zararlı olduğuna dikkat çeken Toprak, "Çünkü sünger görevi gördüğü için bünyesinde ağır metal fazlaca bulunabilir. Ve ağır metal zehirlenmesine de sebebiyet verebilir. Bu nedenle çok fazla tüketiminin önüne geçmek gerekir. Gıda zehirlenmesinin klasik belirtileri karın ağrısı, mide bulantısı, kusma ve ateştir. Fakat bununla birlikte midye zehirlenmelerinde el titremeleri gibi nörolojik belirtiler görebiliriz" dedi. Merdiven altı üretime dikkat çeken Toprak, "Bununla birlikte bakanlık üretim iznine sahip, uzman gıda mühendisleri, su ürünleri mühendisleri ve veteriner hekimlerin istihdam edildiği, sağlıklı ve güvenilir midyelerin üretildiği çiftliklerin ve bunları işleyen tesislerin de sayısı artmaya başlamıştır. Bu durum yüksek protein ve düşük kolesterol içeriğiyle oldukça besleyici olan midyenin "kötü ürün" algısının önüne geçilmesine ve son tüketiciye tarafından güvenle tüketilmesine fayda sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
'3 bin ila 50 bin lira arasında ceza kesilebiliyor'
İzinsiz denizden midye toplayıp satarak günlük 250 lira kazandığını söyleyen Fırat Eğin, "Kum midyesi topluyorum. Ürünleri toptancıya veriyorum. O da restoranlara veriyor. Zorlukları var. Sabah erkenden denize giriyoruz, soğuk oluyor. Soğuk nedeniyle sanki ayağına iğneler batıyor. Denizin içinden topluyoruz. Kum midyesi. Diğer midyelerden değil. Suyun altından çıktığı için hiçbir problem yok. Temiz yerlerden toplamaya dikkat ediyoruz. Kilosuna 20 ila 40 lira arasında satıyoruz. 3 bin ila 50 bin lira arasında ceza kesilebiliyor. Ceza miktarı değişiyor" dedi.
Mehmet Çaçan (52) da "Bizimle gurur duymaları lazım ama ceza kesiyorlar. 12-13 ceza kesildi bana. Kilosunu 20 ila 40 liradan alan var" dedi.
'Midyeyi her yerde yemeyeceksiniz'
İzmir'in Balçova ilçesinde tanınmış bir midye işletmesi olan Serkan Alak, tüketcilere şu uyarılarda bulundu:
Balçova'da tanınmış midye işletmesinin sahiplerinden Serkan Alak, "Birinci kural, midyeyi her yerde yemeyeceksiniz. İkinci kural, güvenilir yerlerde yiyeceksiniz. Üçüncü kural ise Tarım ve Orman Bakanlığı'nca onay verilen yerlerden tüketeceksiniz. Bizim çiftliğimiz, fabrikamız ve şubelerimiz mevcut. Çocuklarımızın yemeyeceği hiçbir ürünü satmıyoruz. İl ve ilçe tarım müdürlükleri, ürünleri sürekli denetliyor. Mühendisimiz, ilgili müdürlüklerle diyalog içinde. Bu nedenle onay belgesi bulunmayan yerlerden ürün alınmamasını öneriyorum. Midyeyi bildiğiniz yerlerden alın" dedi.
'Her yerden yemiyorum'
Tüketiciler ise duruma temkinli yaklaşıyor. Aykan Çelikel, "Şu an midye almaya geldim. İş yerindeki arkadaşlarımızla birlikte ağır metalleri tuttuğu için ölçülü tüketiyoruz" dedi.
Hüseyin Er ise, "Bildiğim yerden alırım. Midyede hijyene dikkat ederim” dedi.
Radyo programcısı Mustafa Karslıoğlu da midyeyi çok sevdiğini ancak her yerde yemediğini söyledi.
DHA