Umut işte...

Ülkemizin işsiz yoksul günleri çatır çatır gelmiş piyasa allak bullak olmuş vaziyette. Bu mübarek günlerde en büyük vurgunu üretim yapanlar ve stokcular elde etmeye çalışıyor.Bizim milletimiz iyidir hoştur ama deyim yerindeyse vurgun vurmaya çalışır aklı.Ne vurursak kardır hesabı.Her şey ateş pahası ve dahası ithalat müptelasi iktidar pahalı olan gıda ve temel ürünlere karşı sürekli ithalat sopası ile vurmakta.Akılları sıra stokculara ve yerli üretimin şikayetlerine böyle karşılık vererek onlar ile savaştıklarını düşünüyorlar.Sonuçta iktidar olsun, üretici olsun sürekli dolara bağlı yükselen hammadde fiyatları ile kendilerince hayali önlemler aladursun olan milletin evine, cebine, geleceğine oluyor.Bizim milletin sefası gibi görünen yıllar bitti... Daha zor günler geliyor varlık vergisi gibi büyük vergilerin ayak seslerini duyuruyorlar yavaştan.Alıştırmalar ile milletimiz yaşar kabuslarını.Atadan kalan her şey satıldı. Yeni ve gelişim adına yapılanlar satılan milli varlıklar ve vergiler ile yapılsaydı bu kadar duvara çakılmazdık.Uzun vadede döviz ödemeli borçlar ile yapılmış yol köprü tüp geçit bunlar hala bu ülkenin tam anlamıyla sahip olduğu milli varlıklar değildir.Dolara endeksli ödeme ile yıllar sürecek borçlar büyüyor.
Türkiye ekonomisi, üretimden çok inşaata ve tüketime dayanan, istihdam başta olmak üzere, halkın yaşam koşullarına hemen hiçbir somut bir katkısı olmayan ‘hormonlu’ büyümeye rağmen, büyük ölçüde yabancı sermayeye ve sıcak paraya bağımlı, iç ve dış borçlanmaya endeksli yapısı ile dünyanın ‘en kırılgan ekonomisini oldu.Bu ekonomide geri gitme başarısı iktidar partisinin.Ve bu başarılı yıpranmaya karşı yeni başarı hikayeleri ile cumhurbaşkanı seçimlerinde karşımızda durmaya çalışan yine bu iktidar partisidir.
Anlamadığım,yıpranmanın oluşum sürecinde yıllardır keyifli iktidar yaşayan bu partinin, hangi akıl ve hizmeti kendine karşı kullanmayı düşündüğüdür.Ülkemizde siyahi bir siyaset yaşanıyor.Temizliği imkansız bu yıpranmaya ve kirlilige karşı kökten yeni yapılanma ülkenin tek kurtuluşu olacaktır.Yoksa hep birlikte batacağız.Vicdanın üstünden vurgun vurarak ahlakı çürüten bir enerji hakim toplumda.Her tarafı sarmış bir hastalık gibi. Toplumun yapısını dahi bozmuş ahlak çürümesi ancak yeniden kökten bir yapılanma ile iylestirecek tek çözümdür.Değişim zamanı gelmiştir.Ekonominin çöküşü ile patlak vermiş bu zaman en son karar vermek zamanıdır.Bu karar sizin ve ülkenizin son kararı olacaktır.Büyük mücadele eden iktidar partisinin savaş verdiği yıllar tek başına iktidar olduğu 15 yıldır.
Buna diyebileceğimiz kelimelerin henüz tarihte mantıklı anlamıyla bulunmadığını düşünüyorum.Bu mücadeleye destek verecek seçmenin daha düşünceli olacağını umut ediyorum.Umut işte...