Bir gazeteci olarak hayat denen bu yolda verdiğimiz mücadelemizin, gerek haberlerimiz gerekse düşüncelerimiz olduğunu belirten biz gazetecilerinde birer insan olduğunu ve her insan gibi sabırlarının zorlandığı da diğer bir gerçek..
Evet, her gerildiğimiz de ya aklımızın yada yanımızda o an bulunanın, 'Sabır et, Allah büyüktür, İyi niyetli olanın yanındadır' diyerek yaşadığınız, yaşatılmak istenen bir sıkıtı esnasında, 'Gırtlağıma kadar geldi' dediğiniz bir anda sabrı zorlananın sabra davet etmesi de ayrı bir güzelliktir..
Aksine o an veya içine çekilmek istendiğiniz bataklıkta bir bomba kadar etkili patlamaya neden olurken hem kedinizi hem de etrafınızdakilerini de ya zora yada belaya sokabilirsiniz..
İşte bu nedenledir ki; 'not ettiğiniz, sonra dediğiniz' yeri geldiğinde gücünüzü his ettireceğiniz o anların içinde olduğum şu günlerde bende bir gazeteci olarak gücüm yettiğince, karınca, kararınca denen karşı atak ya da gere
ken saldırı ile yapmam gereken haberleri
ve yazıya dökmem gereken düşünceleri erteleyip, 'Yaa sabır' diyerek 'Belki düzelir, yada adam olur' diyerek geciktirdiğimin farkındayım..
Hem de bu alçakça saldırı ve tahriklerin getirdiği stresin dolayısıyla kendi başımın etimi yemekle kalmayıp, yenilediğim dişlerimi sıkarak..
Evet, 'insan yaşamında sıkıntılar olacak ki hayatın, yaşamın tadını da alabilesin' dediğimiz bu zorlu yolda ömür tüketmek içinde bunlarda lazım dediğimiz ama alçakça saldırı ve mobingler karşısında sabrınız zorladığınız o anları yaşarken yazılması gereken yazıları da geciktirmekte diğer bir sabır olduğunu algılamıyor değilim..
Ve bu sabrın nereye kadar dayanacağını da son olarak Azerbaycan'da yaşanan ama Ardahan'da da hissedilmesine karşın pek de hissedilmeyen yer sarsıntısı gibi yaşadıklarınızı, yarattığı içinizde ki depremlerin tusinami olup, dağlarını yakan volkanlar gibi patlamaması için verdiğiniz mücadelenin adıdır, sabır isteyen yazılarım..
Ve bu yazılara konu olacak olanların başında gelenin kimler olduğuna baktığınızda, en yakınınızdakiler diye bildikleriniz, siyasetten yan yana olmazsanız da aynı düşüncelere sahip olduğunuzu sandıklarınız ve en önemlisi makam ve mevkilerden aldıkları güç ile kendilerini fil olarak görenler olduğunu görmeniz de ayrı bir sabır, sıkıntı ve de adı tamamen iyi niyet olan düşünceler ile yapmak istediklerinizin gecikmesine neden olduğu da diğer bir gerçektir, sabırdır, gecikmedir..
Eh yine de, 'sabır diyelim', yaşananları, yaşatılmak istenenleri yeri geldiğinde yaşatmak için diyerek.. Ya sabır..