Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Şiddetli yağmur
4°
Ara
Damga Yaşam Galiba sevmeyi beceremiyoruz!

Galiba sevmeyi beceremiyoruz!

Toplum olarak gittikçe radikalleşiyor ve uçlara doğru çekiliyor, çekiliyoruz. Burnumuzdan kıl aldırtmıyor, dediğim dediktir nakaratıyla, yatıp kalkıyoruz.

Okunma Süresi: 2 dk

Toplum olarak gittikçe radikalleşiyor ve uçlara doğru çekiliyor, çekiliyoruz. Burnumuzdan kıl aldırtmıyor, dediğim dediktir nakaratıyla, yatıp kalkıyoruz.
Aslında düşünmüyoruz, başkalarının düşünceleriyle idare edip, düşünüyor gibi yapıyoruz.
Resmen köpürüp-kabarmanın en üst seviyesine çıkmış bir psikoloji ile düşman arıyoruz.
Aradığımızın düşmanın yaşamını çalmayı erdemlilik sayarak, sevap sayarak yapıyoruz.
Sevinçlerimizi ve mutluluğumuzu, nedense başkalarının acıları üstüne kurmanın mantığı ne, düşünmek gerekir!
***
Yaratılanı, yaratandan ötürü sevmek mi?
Çoktan karanlıklar örttü üstünü.
Neler oluyor Allah aşkına!
Toplumsal bir çılgınlığın girdabında boğmak mı, deneniyor?
Aramızda, yanımızda, içimizde dolaşan fitnenin sahipleri kim?
Kimler yaşatıyor bize bu acıyı?
Yaşanan bu acılar hiç mi tedirgin etmiyor yüreklerimizi?
Hiç mi vicdanlarımızda karşılığı yok         bunların?
Hani vicdan;İçimizdeki adalet sarayı, iyinin ve kötünün ayrıştırıldığı merkezdi!
Öz saygımızın test edildiği yerdi diye yazılıp-çiziliyor..
Bu acının sahipleri kim, acıyı yaşatanlar kim?
Neden diye sorabilecek bir akıl, yazık     diyebilecek yürekler tükendi mi?
Yani insanlığın bittiği yerde miyiz?
Yaşamımız bundan böyle, kan rengi mi     olacak?
Evet, ne yazık ki!
***
Bir sevgiliye veda eder gibi ayrılıyoruz, insani yanımızdan.
Kendimizden, törelerimizden, sevgimizden ayrılıyoruz.
Umutlarımızdan, geleceğimizden ve huzurumuzdan ayrılıyoruz.
Resmen yüreklerimiz kundaklanıyor.
Toplumsal bir acı yaşatılıyor.
Daha büyük, daha ağır acılı günlerin provalarıdır bunlar.
Uyanık olmak gerek
İri olmak gerek.
Beraber olmak, birlik olmak gerek.
***
Eğer hepimiz, bütün insanlık farklı yaratılmış, farklı düşünüyor ve farklı yaşıyorsa
Kimi siyah, kimi beyaz veya sarıysa
Farklı dillere sahip, kültürlerse sahipse
Bunun sorumlusu biz değiliz.
Yaratanın sorumluluğudur.
Buna karşı gelen, kabul etmeyenler, aslında yaratana karşı geliyordur.
Bunlar güzelliklerimizdir.
Saygı ile, sevgi ile, dost olarak         karşılanmalıdır.
İnsan olarak kardeşlerimizdir.
***
Yani kardeşliğimizi, iyi yanlarımızı, sevecen davranışlarımızı, inancımızın emrettiklerini zifiri karanlıklara, düşmanlıklara teslim     etmeyelim...
Galiba sevmeyi beceremiyoruz!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *