Farkındalık günü

Fark edelim, farkında olalım diye… Otizm, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nöro-gelişimsel bozukluktur. Tek tedavisi ise erken teşhis ve sonrasında yürütülecek uzun süreli özel eğitimdir. Birleşmiş Milletler (BM) otizmin hızlı artışı karşısında kamuoyunun dikkatini çekmek için 2008’de ilk olmak üzere 2 Nisan’ı Otizm Farkındalık Günü olarak ilan etti. Bir ay boyunca bütün dünyada yapılacak olan etkinlik ve bilgilendirmelerle bireylerin dolayısıyla toplumların dikkatlerini otizme ve otizmli insanlara çekilmesi hedefleniyor.  Nisan ayı boyunca dünya genelinde otizmin sorunlarını ve çözümleri konuşuluyor, araştırmaların teşvik edilmesi ve erken teşhisle tedavinin yaygınlaştırılmasına dikkat çekiliyor. 
2006 yılında her 150 çocuktan birinde otizm görülürken 2012 yılında her 88 çocuktan birinde, 2014 yılında ise her 68 çocuktan birinde görülürken, erkeklerde kadınlardan 4 kat daha fazla görüldüğü saptanmıştır. (Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi (Centers for Disease Control Prevention)) Türkiye’de 1 milyon 141 bin Otistik, 70 bin civarında da Down sendromlu birey olduğu tahmin ediliyo.  Otizm tüm ırklarda, etnik gruplarda ya da sosyal statüsü farklı gruplarda görülebiliyor. Dolayısıyla tüm insanlığın ortak derdi olmalıdır. Otizmin eksiklik değil, farklılık olduğu bilincine sahip olmak her birey ve her toplumun asli sorumluluğudur.
Otizmli çocuklar erken teşhis ve sürekli yoğun eğitim ile tedavi edilebiliyor. Eğitim güçlü bir tedavi demek aynı zamanda. Öyle ise Otizmli çocuklarımızın eğitim sistemi içinde yer almalarını sağlamalıyız.  Otizmi diğer engel gruplarından ayıran şey, erken tanıdan sonra kaynaştırma eğitimi, ve sosyal aktivite ile topluma adaptasyon süreçlerinin sonuç vermesi. Bu yüzden, otizmin kamuoyunda bilinirliğinin artması için hepimiz el ele vermeliyiz. 2 Nisan marifeti ile Otizm gerçeğini fark etmeli farkında olmalıyız. Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla internette arama motorlarında çok arananlar arasına otizmin girmiş olması önemli.Otizm nedir? sorusunun çokça sorulması da umut verici olsa gerek.Daha fazlası elbette var..Aynı havayı soluyup,aynı dünyada yaşıyoruz.
Farklılığın farkında olalım..