Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
19°
Ara
Damga Gazetesi Yaşam Dünya yırtılacak kadar gergin!

Dünya yırtılacak kadar gergin!

Kış mevsimi bir yalnızlık gibi üzerimize düştü. Bizlerse çoktan kışlık giysilerimizin içine gömüldük. Ve uzun bir yolculuk öncesi gibi bükülüyor boynumuz. Bir daha dönmemek üzere savruluyor aşka ve sevdaya dair sözler. Sanki dünyanın bütün ayazları içimize sızıyor. Bir anlamda zamanı uğurluyoruz,mevsimler sahibine varmalı diye.

2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Okunma Süresi: 2 dk

Kış mevsimi bir yalnızlık gibi üzerimize düştü. Bizlerse çoktan kışlık giysilerimizin içine gömüldük. Ve uzun bir yolculuk öncesi gibi bükülüyor boynumuz. Bir daha dönmemek üzere savruluyor aşka ve sevdaya dair sözler. Sanki dünyanın bütün ayazları içimize sızıyor. Bir anlamda zamanı uğurluyoruz,mevsimler sahibine varmalı diye.
Zamanı kağıtlara tutturmakmış yazmak. Biz de, her mevsim yangın yeri de olsa,zamanı kağıtlara tutturmaya çalışıyoruz. Mevsimle beraber nice umutlar sonbahar sarısına bürünerek terketse de bizleri.Aynalara hapsettiğimiz yüzlerimizle, bütün keşkelerimizi temize çekmeye çalışıyoruz. Ve tekrardan, hepimize yetecek umudu yüreklerimize doldurarak başka zamanları saklarız. Ve sonsuz bir suskunluğa düşen sözcükler gibi susarız.
Dünya yırtılacak kadar gergin. Yanımızda, yakınımızda, içimizde ölüyoruz ve öldürülüyoruz. Yoksulluk,şans oyunları kuyruğunda umudun gözünü mesken tutanlarla boy gösteriyor. Savaşlardaki her kaçış bilinmedik bir denizin bağrında son bulurken, ayağa kalkmak ise nedense zamanın hışmına uğradı. Çocuk salıncakları boş sallanıyor zamanın boşluğunda. Hayata katılmanın duygusu bir gül gibi koparılıyor savaş ülkelerinde. Oysa savaş çığırtkanlığı bütün sıcaklığıyla devam ediyor...
Sevincin linçlere uğradığı mevsimler yaşadık ve yaşıyoruz. Ve her gün boğulacak gibi olduğumuz günlerin dalgaları bizleri atıveriyor kıyıya. İçimizdeki ateşler sönüyor ve umutlar içimizdeki karanlıklarda saklı kalıyor. Umutlar solgun çiçekler gibi,özlediğimiz güzelliklerin yasını tutuyor. Sonra, kendimize bile yaslanamadığımız bir yorgunluğu yatıya bırakıyoruz. Bir yanı bizim olmasa da.
Yaşam kendini örüyor olsa da, kirleniyoruz. Dostluklar sadece şiirin dizelerinde kalıyor.     İhaneti ise gözlerimizde gezdiriyoruz.         Yüzlerimizdeki maskelerle insani yanlarımızdan kaçıyor, el değmemiş duygularımızdan uzaklaşıyoruz. Aslında ilişkilerimiz bir depremi gizliyor içinde. Her an şimşeklerin çakacağı bir gece gibi, gerginiz.
Ancak hala içimizdeki kırlangıçları göçe göndermedik. İçimizdeki aşk ve sevgi hala diridir. Ki bizim sevgimiz diken tutkunu kuşların aldanışları değil. Zorbalıklar sağanaklar gibi yağsa da, bizler yazarak döneriz yüreğimize, yurdumuza ve tarihimize. Yazılanlar sadece beyaza sürülmüş bir leke olarak hafızalarda kalmasın diye...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *