Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
19°
Ara
Damga Gazetesi Yaşam Bir yılın sahnesi kapanmak üzeredir!

Bir yılın sahnesi kapanmak üzeredir!

Kocaman bir yılın toplamı zamanın derinliklerinde erimek üzeredir. Bizler ise bağrımıza sinmiş olan yanlarımızla yorgun düşen bedenimizi, yeni bir yılın kollarına atacağız.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Okunma Süresi: 3 dk

Kocaman bir yılın toplamı zamanın derinliklerinde erimek üzeredir. Bizler ise bağrımıza sinmiş olan yanlarımızla yorgun düşen bedenimizi, yeni bir yılın kollarına atacağız. Biraz sevinç, biraz umut, biraz da tedirgin! Sadece anımsayıcıları olacağız geçmiş diye bildiğimiz ve yaşadıklarımızın. Öyle ki, dokunup geçen bir şeylerin anılarla sarsılması gibi. Kimsesiz, yönsüz ve üstümüzde geçmişin ağırlığı, geleceğin karanlıklarına dalacağız.
Zamanla ilgili bahaneler ararken,gün ışığının alnımıza dokunuşu bile bir yalan gibi düşer anılarımıza. Aklımız hep hayata çarparak düşen yanlarımızda kalır. Zaten, anılar yaşamın ağrılarındaki akış değil midir? Ya da, yüzümüze bulaşan geçmiştir. Yani uzakları içine çekmek gibidir. Hergün, gün ışığıyla doldurarak yüreklerimizi, ömrümüzü aşkla yakarız. Hayellerimizin enginliğine doğru zaman denilen köprüde geçmekteki amaç, tenha bir mevsimin bıraktığı mutluluğu tatmak içindir.
Yılın son ayı devrildi, devrilecek.Ancak yüzümüzdeki yokluk, çaresizlik yarasıdır. Zamanın derinliklerinden gelen sızıdır. Dün güzelliklerle çalkalanırken yüreğimiz, şimdi rüyalarımızın darmadağın edilmesine üzülürüz. Meğer umutlarımız sabaha varmadan biten bir şiirin,son cümlesinin ucundaymış. Şimdi kentlerin en kuytu yerlerinde, yüzümüzde geçmişten kalan izleri siliyor zaman.Oysa hepimiz, kendi ellerimizle geçmişten söküp getirdiğimiz fidelerin dallarını kırmakla başlıyoruz yarına. Hatta amaçlarımızı yiyerek,ruhumuzu emziren değerlerden uzaklaşarak.
Evet, kocaman bir yıl geçti, yakamızda soluklar,izler bırakarak. Zaman bizleri sürükleyerek götürüyor bilinmezliklere. Kimimiz yaşamı çizerken,kimileri de güneşi dalından kokladı.Ancak, kulaklarımızdaki naraların sahibi dudaklar suskun şimdi. Güzel günler adına çıkmıştık yola. Hem de uzayan yılların son ritimlerine karşı. Çok günler geçti, şimdi sözler talan ,içeriksiz, özden yoksun dökülür dudaklarımızdan. Zama boyun bükeli yıllar oldu. Kovulan dirençlerimizin döküldüğü yerler oldu sokaklar. Artık çok geç! Şimdi günlerimiz akşamların avareliği peşinde artık. Sadece karanlık gecelerde sağaltmaya çalışıyoruz yüreklerimizi.
Evet, başka bir yıla bıraktık umutlarımızı. Başka bir yıl tartacak bedenlerimizi. Bizlerse neyi aradığımızı, neleri unuttuğumuzu aynalara soracağız. Sanki yorulduk yaşamaktan, yorgun düştük. Ve yeni bir yorgunluk faturası ödemek üzere, masum gelecekler peşine taktık umutlarımızı...
Bir yılın sahnesi kapanmak üzeredir. Her birimizin hasretlerini anlatan bir türkümüz, şarkımız vardır elbette. Aslında öykümüz cebimizde, yani yanımızda taşıyoruz. Sadece giderek tortulaşan hatıralar ve özlemler, gelecek yeni yılın eşiğine bırakılarak sahne kapanacak. Bir anlamda son bakışımız, sususumuz gülmeye gebedir...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *