Necdet Oktay Apaydın - Özellikle yaz aylarında sıcaklığın yüksek olduğu dönemlerde insanlar serinletici bir şeyler aramak zorunda kalıyor. Bu bağlamda vatandaşlar denizin yanı sıra sıklıkla nehir, göl ve barajları da tercih ediyor.
Ne yazık ki, bu soğuma fırsatlarının çoğu acı bir şekilde manşetlerde son buluyor. Deniz ve barajlar dikkate alındığında Türkiye'de her yıl 900 kişinin boğulduğu biliniyor. Denize göre bu kadar durgun olan bir baraj yüzmek için neden tehlikelidir? Bu konunun tuzlu su ile tatlı su ayrımı ile bir ilgisi olabilir mi, gelin yıkanma yeri olarak barajların neden tercih edilmemesi gerektiğine daha yakından bakalım.
Tuzlu su ile tatlı su arasında büyük bir fark vardır. Nedir bu farklar ?
İşte burada yoğunluk kavramı devreye giriyor. Örnek olarak, yağ ve su ile dolu bir bardak düşünün. Yağ, sudan daha az yoğun olduğu için su üzerinde yüzer. Bunun nedeni, yoğun maddenin daha az yoğun maddeyi yukarı doğru itmesidir. Tıpkı suyun yağı ittiği gibi. Tuzlu su, tatlı sudan daha yoğun bir maddedir. Bu nedenle deniz veya deniz suyu kullanılan bir havuzda kaldırma kuvveti tatlı suya göre daha fazladır ve bu da yüzmeyi kolaylaştırır.
Bununla birlikte, tatlı su deniz suyundan daha az yoğundur, bu nedenle tatlı su barajları daha az yüzer. Bu yüzden yüzerken normalden daha fazla enerji harcamanız gerekir. Bu, tuzlu suda yüzmeyi daha rahat ve daha güvenli hale getirir.
Rezervuarların kıyı bölgeleri de özellikle tehlikelidir.
Burada su yaşamından bahsetmiyoruz. Sudaki balçıktan bahsediyoruz. Çünkü bu bölgelerde alıştığımız tuzlu su kumlarına gömülmekten çok daha kolay. Artı, rezervuar göz önüne alındığında, burada su altı bitkilerine tutunmak kolaydır.
Bu noktada su seviyesi boyunuzun üzerinde görünüyorsa, sizi gömen balçık, vücudunuza yapışan bitki örtüsü ve yüzmeyi çok zorlaştıran tatlı su ile uğraşmak zorunda kalacaksınız. Bu nedenle ne kadar iyi yüzücü olursanız olun bu noktalar gözden kaçabilir. Tabii ki sonuç o kadar da pembe değil.
Bunlara ek olarak barajların geniş çaplı yapılar oldukları ve yüzmek için tasarlanmadıkları bir gerçek. Etraflarında hem hiç ummadığınız yerlerden çıkıp canınızı tehlikeye atabilecek teknik aletler bulunabilir hem de zor durumda kaldığınızda sizi kurtaracak görevliler o an orada olmayabilir. Etrafta genelde güvenlikler görülse de söylediğimiz gibi, barajlar yüzmek için uygun yerler değiller. Zira güvenliğin öncelikli görevi cankurtaranlık değil.
Genelde bu konuda bilinçsiz olan ve yüzme bilmeyenlerin barajlarda olduğu görülüyor. Bunun da bir kısmını küçük çocuklar ve serinlemeye gelen arkadaş grupları oluşturuyor. Barajların durgun görüntüsü de insanı cezbedince maalesef kötü senaryolarla karşılaşıyoruz. Bu sebeple çevrenizi bu konuda bilinçlendirmenizde fayda var.
Sonuç olarak, sadece barajların değil, akarsu, akarsu gibi oluşumların da ölüme yol açtığı unutulmamalıdır. Çünkü bu akımlar özellikle güçlü olduğunda, nereye gittikleri üzerinde hiçbir kontrolünüz olmaz. Yani kaderin, akıntının seni nereye götürdüğüne göre belirlenir.