Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Yaşam Baklava çalanların günahı neydi?

Baklava çalanların günahı neydi?

İstanbul’da kurulan bir dostluk derneğinin etkin üyesiydi, üyeler arasında başka bir ilçenin belediye başkanı, kilit görevdeki siyasetçiler, bürokratlar ve zengin işadamları vardı. Ahalinin, yardımlaşma dayanışma derneğine benzemeyen deyim yerindeyse zenginler kulübünü andıran bir dernekti, dertleri, guya dostluklarını pekiştirmek filandı.

Okunma Süresi: 3 dk

İstanbul’da kurulan bir dostluk derneğinin etkin üyesiydi, üyeler arasında başka bir ilçenin belediye başkanı, kilit görevdeki siyasetçiler, bürokratlar ve zengin işadamları vardı. Ahalinin, yardımlaşma dayanışma derneğine benzemeyen deyim yerindeyse zenginler kulübünü andıran bir dernekti, dertleri, guya dostluklarını pekiştirmek filandı.
Bir dernek üyesi hanımefendiye el verdi, ehliyeti ve liyakatı olmadığı halde onu, yeni kurduğu birim müdürlüğünün başına getirdi. Kurumda, müdürlük görevine yasa gereği uygun bi dolu devlet memuru varken hepsini elinin tersiyle bir kenara itti.
*
Yasaların, bir kerecikten birşey olmaz mantığıyla arkadan dolaşılarak delik deşik edildiği o torpilli atamayla koltuğuna oturan müdire hanımdan ilk ihaleyi bil bakalım kim aldı?
Ben söyleyeyim, Deniz Feneri eski yöneticileriyle sıkı fıkı ilişkisi ve ticari bağlantısı olan, adı apar topar değiştirilen bir firma.
*
İkinci ve üçüncü ihale kime gitti?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın Fatih Belediye Meclis üyesi kardeşine.
*
Dörüncüsü…
Bu kez, direkt Deniz Feneri eski yöneticilerinin sahibi olduğu ana firmaya.
*
İstanbul Dostluk Derneği, İHH, Dünya Yetimler Vakfı gibi birçok insani sivil toplum örgütlerinde, hak-hukuk-adaletin öncüsü gibi kendisini lanse eden torpilli müdire hanım aynı zamanda İmam Hatip mezunuydu. Beslendiği görüşe göre kul hakkı, kamu hakkı öncelikleri arasındaydı, ama o ikinci plana attı, hak etmediği bir parayı her ay takır takır cebine koydu. Ta ki Sayıştay müfettişi ipliğini pazarana çıkarana kadar…
*
Tüm bunların sorumlusu kim dersen, rahatlıkla söyleyebilirim ki Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta.
*
Usta’ın ilk ve tek fiyaskosu da bu değildi, milyonlarca liralık çöp ihalesini adrese teslim yaptığını, rekabet şartlarını gözetmediği için kamuyu zarara uğrattığını, yasal olmadığı halde torpilli atamasını gerçekleştirdiği müdire hanıma halkın parasıyla araç tahsis ettiğini, normalde günlük 50 TL.’ye kiralanması mümkün hizmet araçlarının kıyak torba ihaleyle 125 TL.’ye mal edildiğini yine Sayıştay denetçisi ortaya çıkarttı.
*
Menfaate dayalı ve devleti zarara uğratan kirli ilişkiler bu denli alenice herkesin gözü önünde cereyan ederken, ihalelerde görev alan personellerin, müdürün, meclis üyelerin ve okuryazar ahalinin buna göz yummasını anlamak için en az bin sosyologun bu işe kafa yorması gerekiyordu.
*
Zira, bundan tam yirmi yıl önce canları çektiği için baklava ve fıstık çalan dört kafadar çocuk için seferber olan, olayın tüm boyutları hakkında usta yorumcu kimlikleriyle söz üstüne söz söyleyen ahalinin, belediyelerdeki akıl almaz yolsuzluklar karşısında üç maymunu oynamalarına akıl sır edrimek mümkün gözükmüyor.
*
Bu satırların okunmasının ardından, ben, muhtemelen dava açacak Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin, kişilik haklarımıza saldırı var, bu bir karalama kampanyası gibi iddialarına karşı savunma dilekçesi yazmaya girişecekken, ahalinin de ohoo, bu da bir şey mi ben neleri biliyorum neler diyeceğinden hiç şüphem yok…
*
Suç suçtur, baklava çalan çocukları temize çıkartmak ya da onları masum göstermek gibi bir niyetim yok, ama kamu kurumlarının her gün talan edildiği, çoluk çocukların geleceğinin sistemli bir şekilde çalındığı bu çarpık yönetim anlayışında, yolsuzluk kisvesi altındaki modern hırsızlıkla kıyaslandığında baklava çalan çocukların ne günahı vardı dememekte insafsızlık gibi geliyor…
*
Sahi, sistem sadece onlar ve benzerlerine mi işliyor? Hukuktaki tek suç hırsızlık mı, yolsuzluk, görevi ihmal, kamuyu zarara uğratmanın hesabını soracak bir hukuk yok mu?
*
Milyonlarca dolarlık yolsuzluklara ses çıkartmayan ahaliye, yine yolsuzluk adresi belediye kasasından milyonlarca lira harcanarak psikolojik destek yardımı sunmasının sebebi de bu mu yoksa?
*
Bu toplum, bu kadar mı yozlaştı, bu kadar mı duyarsız, bu kadar mı hasta?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *