Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Yaşam Amsterdam'ı keşfetmek

Amsterdam'ı keşfetmek

Koca koca meydanları, birbirine benzeyen sokakları ve bin bir milletten ağırladığı turistleriyle Amsterdam bambaşka bir dünya Hollanda’da. Başkent olmasının yanısıra sahip olduğu tarihi ve doğa güzellikleri de göz alıcı. Üç parçaya ayırdığım Amsterdam’ın ilk gününde önemli bir yol kat edip çeşitli mekanlarına uğradım. Rehberlerimin hem Türk hem kuzenlerim olması rahat etmemi sağladı.

Okunma Süresi: 5 dk

Kaldığım yer ile Amsterdam arası 57 kilometre. Trafikte herhangi bir olumsuzluk olmazsa 40 dakika civarında bir sürede şehre ulaşabiliyorsunuz. Amsterdam bu arada birkaç bölüme ayrılıyor. Türkiye’deki illere bağlı ilçeler gibi. Her yerini gezmek ve bitirmek biraz zor. Arabamızı park ettikten sonra tramvaya bindik. Ardından da şehir merkezine. Bu arada şehirdeki en büyük problemlerden(!) biri bisikletliler. Türkiye’den gelenler için muazzam şekilde bir dezavantaj söz konusu. Bisiklet şeridine geçtiğiniz an haksızsınız. Kaldırım gibi bir olay zannediyorsunuz ama bir anda karşınızda zile basan bir vatandaş görebilirsiniz. Türklerin en çok zorlandığı konuların başında geliyormuş. Bisiklet kullanımının ülkemizde daha da artsa keşke. Amsterdam sokaklarında iseniz dikkat etmenizde fayda var.

Eşcinsel ilişki serbest
Hemen hemen her ülkeden insanı Amsterdam’da görmek mümkün. Bulunduğum anlarda Çinlisinden İsveçlisine pek çok insanla karşılaştım. Şehir hayatına düzen kurmuş ve yaşamaya başlamış veya turistler şehrin nüfusunu oluşturuyor. Kalabalık gibi görünse de sisteme ayak uydurmalarından dolayı pek göze çarpmıyor bazı şeyler. Mimarisi de mükemmel. Yaşam olarak birçoğumuzun bildiği veya öğrenmek istediği konulara da değinmek gerekiyor. Amsterdam şehrinde eşcinsel birliktelikler yasal kabul ediliyor. Özellikle kanal kenarlarında bu çiftleri görmek mümkün. Ayrıca ot kullanımı da serbest. Hatta Dam Meydanı’nda ‘Bulldog’ isimli bir cafe de var. İlk olarak onu gördüm. Dahası da vardır muhakkak.

johan cruyff amsterdam burak zihni

Cruyff’un hatırası
İlk adresim Johan Cruyff adına açılan spor mağazası oldu. Dünya efsanesinin vakitsiz ölümü herkesi üzmüştü. 14 numaralı formayla özdeşleşen ve her yönüyle çizdiği aykırılıkla adını futbola altın harflerle yazdıran Hollandalı sarışın çocuğun hatırasını yansıtan bir mekana uğramadan gitmek olmazdı. Ajax’ı Ajax yapan isimlerin başında gelen, şimdiki Barcelona’nın temellerini atan Cruyff’un kırmızı beyaz formasını almak nasip oldu.

cafe mokum amsterdam burak zihni

Cafelere dikkat!
Amsterdam’daki ilk cafe deneyimim Cafe Mokum ile oldu. Mokum Amsterdam’ın dünya tarihindeki eski adı. Daha doğrusu Amsterdamlıların şehirleri için kullandıkları argo bir kelime. Yaygın olarak kullanılan ve bilinen bir terim. Ancak şehirdeki birçok mekan gibi cafede sipariş vermek ve hesap ödemek bir hayli zahmetli. Dakikalarca beklemeniz gerekebilir. O sebeple hazırlıklı olmanızı öneririm. 5 kişi gittiğimiz mekandan 20 euro ile kalktık.

amsterdam kanal turu

Kanal turu harika
Şehrin güzelliklerine varabileceğiniz en önemli aktivitelerden biri de kanal turları. Şirketlerden alacağınız biletler yüzde 50 daha yüksek fiyatlı. Ancak kanal etrafında 11 euro civarında bir meblağ ödemeniz gerekiyor. Yaklaşık 50 dakika süren kanal turunda Amsterdam şehri hakkında bilgiler, tarihi notlar ve mekanlara dair her şey anlatılıyor. İstanbul’daki boğaz turları gibi düşünebilirsiniz genel olarak. Dilerseniz daha fazla ücret vererek toplu şekilde veya 3-4 kişi olarak çeşitli tekneler kiralayıp gezebiliyorsunuz. Doğum günü kutlamaları ve evlilik teklifleri için iyi bir seçenek olabilir.

Suda yüzen çiçek pazarı
Amsterdam’da uğramanız yerlerden biri kesinlikle Çiçek Pazarı. 15-20 tezgahın bir araya gelmesiyle oluşan pazar aynı zamanda “suda yüzmesiyle” de farklı bir güzellik taşıyor. Hollanda’nın geneli su seviyesinin altında bu arada. Bunu belirtmekte fayda var. Çiçek demişken sadece bu ürünün satıldığını düşünmeyin. Amsterdam’a dair hediyelik eşyalar ve birçok kalemde satış mevcut. Ayrıca gezerken elde kahve ile renkli çiçeklerin oluşturduğu manzarayı izlemek de mümkün.

amsterdam patates

Patates için sıra beklemek…
Hollanda’nın en önemli aperatif çeşitlerinden biri de patates. Gittiğimiz dükkanda kaldırımlar boyu sıra beklemek pek sevindirmedi beni ama patatesin tadına doyum olmuyor. Büyük boy denildiğinde gelen paketin boyutunu tahmin edemezsiniz. İster alıp yürürken yiyebiliyorsunuz isterseniz de oturup keyif yapabiliyorsunuz. Size kalmış. Ama kesinlikle denenmesi gerekiyor. Bu arada bizim AVM’lerdeki gibi ortak alan masa kullanımı yanyan olan dükkanlar arasında yok. Her an sizi kaldıran biri ile karşılaşabilirsiniz.

wynand fockink

Likörün tadı bambaşka
Wynand Fockink adında ara sokaklardan birinde bulunan likörcüye uğradık. Kuzenim hafta içi sıra olmayacağını tahmin etti ama en öne gelene kadar 25 dakika geçti. Tezgahta duran iki çalışan insanlarla hem sohbet ediyor hem de harika bir hizmet veriyor. Sadece bardakların elle yıkanması konusunda biraz eksik gibi görünüyor ama Avrupa kültürünü ele alınca belki normaldir. Dükkanda alabildiğince bulunan şişeler bambaşka bir manzara oluşturuyor. Sıramız gelince önümüze kadehler geldi ve sohbet başladıktan sonra dolduruldu. Dükkanın özelliği ilk yudumu eğilerek ve bizim deyişimizle hüplereyek almanız gerekiyormuş. Sonra dışarı çıkıp sohbet edebiliyorsunuz. Ortamı küçük ama samimi olan bu yer için 6.25 euro ödedik iki kadehe. Tekrar gitmeyi düşünüyorum.

bier fabriek amsterdam

Bira Fabrikası’nda mola
Holland ave Almanya’da birçok şubesi bulunan önemli markalardan biri de Bira Fabrikası (Bier Fabriek). Gün içerisindeki yorgunluğu soğuk bir bira ile atmak çok cazip gelmişti. Sokak arasına atılan yüksek sandalye ve masalara oturup keyfini çıkarmak soluklandırmıştı. Bu arada Bira Fabrikası’nda üretim özel olarak mekanda yapılıyor. Bu işlemleri görmeniz ve gezmenize imkan tanınıyor. Zaman olmadığı için pek yapamadım ama bir sonraki gidişimde uğramayı istiyorum.

pancake bakery

Krepe doyduk!
Gün sonunda kuzenimin nişanlısı da bize katılınca 6 kişi olduk. Ardından akşam yemeği için bir krepçiye girdik. Pancake olarak anılıyor. Dükkanın adı da Pancake Bakery (Krep Fırını) Biraz sosyete gibi dursa da adı bildiğiniz krepçi. Muzlu, çikolata soslu ve kremalıdan yana kullandım tercihimi. Yemek bekleyen kadar geçen zamanda hükümet kurulup devriliyor bu arada. Birçok mekanda olduğu gibi kalabalıktan dolayı bu sorun burada da mevcut. Ama diğimiz yemeğin tadı harikaydı. Kesinlikle tavsiye ederim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Burak Zihni


 

Yorumlar
Y
Yasemin 6 yıl önce
Cok guzel bir yazi.
BEĞENME
0
CEVAPLA