Gazeteci Mehmet Mert, Batı Karadeniz gezisini tüm detayları ile Damga Gazetesi’ndeki köşesine taşıdı. Yol boyunca uğradığı durakları ve farklı illerde yaptığı gezileri anlatan Mert, ailesi ile birlikte dönüş yolunda başına gelen ilginç bir hadiseyi de yazısında kaleme aldı.
Damga Gazetesi’nde 29 Ağustos Salı günü “Batı Karadeniz turundan aklımda kalanlar…” başlığı ile kaleme aldığı köşe yazısında gezi dönüşü yaşadığı olaya şu sözlerle yer verdi:
“Sanırım Karasu’yu yeni geçmiştik.
Yol üzerine kavun, karpuz, fındık satan bir manavda durduk.
Bir kg fındık ve bir kavuz satın alarak 200 TL ücret ödedik.
Orta yaşlarda beyefendiydi manav.
Bize dönerek; ‘bakın bu tarlanın atmamı bana ait. Alın şu poşetleri, gidin bostanımdan canınız ne çekiyorsa toplayın evinize götürün’ dedi.
Ben şaşırarak; nasıl yani dedim.
‘Sorun yok abi, ben ancak toplayabildiğimi burada satıp geçimimi sağlıyorum.
Tarlamda, fasulye, biber, salatalık, domates, kavun, karpuz var.
Hepsine gücüm ve zamanım yetmiyor.
Her sene toplayamadığım ürünler ziyan olmasın diye bostanıma gelenlere hediye ediyorum.’ Dedi genç çiftçi arkadaş.
Şaşkınlık içerisinde eşim Neşe ile girdik tarlaya birkaç salata ve birkaç domates aldık.
Tam tarladan ayrılıyorduk ki 15-20 kişi ellerinde poşetler daldılar tarlaya.
Meğerse onlara da söylemiş çiftçi arkadaş aynı şeyi.
Biz utana çekine bir iki domates kopartırken bir anda gördüklerimiz karşısında şaşkınlığımız daha da arttı.
Ne diyelim, güzel memleketimizin güzel insanları işte.
Lazım olduğu kadarını toplayıp satıyor, gerisini bedava dağıtıyor.
Ama bir şartla.
Tarladan kendin toplayacaksın.
Tarlan bereketli, gönlün merhametli olmaya devam etsin çiftçi kardeş."