Yönetmen Onur Öğden Damga'ya konuştu. İlkler her zaman özel olduğunu söyleyen Öğden, “‘İyi ki Doğdun Abla’ adlı filmim, ilk göz ağrım” açıklamasında bulundu. “Şu anda çekimlerine hazırlandığım keyifli bir romantik komedinin üzerinde çalışıyoruz ekibimle beraber” diyen Öğden, “Bir aksilik olmazsa eylül ayında startı verip keyifli bir işe daha imza atmak hedefindeyim. Tüyo verecek olursak; aşk her an karşımıza çıkabilir ve aynı hızda nefret ettirebilir” ifadelerini kullandı.
Hoş geldiniz. Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Ben, Onur Öğden. 1992 yılında Ayvalık’ta doğdum. 2010 yılında Ayvalık’tan İstanbul’a üniversite için geldim ve hayatım İstanbul’da devam etmekte. 2014 yılından beri aktif olarak sinema sektöründeyim.
Yönetmenlik sizin için ne ifade ediyor? Yönetmenliği nasıl tanımlarsınız?
Yönetmenlik, benim için hayata farklı bir gözden bakmayı ifade ediyor. Şöyle söyleyebilirim; nasıl ki bir ressam elindeki malzemelerle kendi yaratıcılığını kullanıp fırça darbeleriyle yönlendiriyorsa ben de kendimce bir ressam gibi elimdeki malzemelerle üretmeye, sanat icra etmeye çalışıyorum.
Biraz önemli projelerinizi konuşmak istiyorum. Sizin gözünüzde en unutulmaz projeniz hangisi?
Birçok proje yaptım; ama şuan unutulmayacak bir iş yaptığımı düşünmüyorum. Tabii ilkler her zaman özeldir. ‘İyi ki Doğdun Abla’ adlı filmim, ilk göz ağrım.
MUSTAFA KEMAL EN BÜYÜK DEĞERİMİZ
Mayıs ayında vizyona giren ‘Payidar: Gazi’nin Büyük Tablosu’ belgeselini konuşalım. Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına odaklanılan bu projeyi yönetmek size neler hissettirdi?
‘Payidar’ belgeseline gelelim. O konuyla ilgili çok konuşmak istemiyorum özel sebeplerden dolayı. Mustafa Kemal Atatürk, en büyük değerimiz ve onun yolunda ilerlemek gurur verici. İyi ki böyle bir liderin çocuklarıyız.
2018 yılında vizyona giren ‘İyi ki Doğdun Abla’ adlı filme dair neler söylersiniz?
Çok küçük, tecrübesiz biri olarak yönetmen koltuğuna oturduğum filmim olan ‘İyi ki Doğdun Abla’ bana bu işle alakalı inanılmaz bir tecrübe ve kendimi tanıma imkânı sağladı. Bir sonraki işlerim için adeta canlı bir okuldu benim için. Şimdi dönüp baktığımda o filmi şu anki mantalitemle çeksem çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.
Film, kariyerinizi nasıl etkiledi?
Bu film, kariyerimi tabii ki etkiledi. İlk önce tebrik edildim; çünkü küçük yaşta bir film çekmiştim. İnsanlar yapabileceklerimi fark edip desteklemeye başladılar.
Film, beklediğiniz başarıya ulaştı mı?
Başarı, göreceli bir kavramdır. Bunu izleyicilerimiz ve eleştirmelerin söylemleri cevaplamalı.
Şu anda çekimlerine hazırlandığınız bir sinema filmi projeniz var. Okuyuculara film hakkında tüyo verir misiniz biraz?
Şu anda çekimlerine hazırlandığım keyifli bir romantik komedinin üzerinde çalışıyoruz ekibimle beraber. Bir aksilik olmazsa eylül ayında startı verip keyifli bir işe daha imza atmak hedefindeyim. Tüyo verecek olursak; aşk her an karşımıza çıkabilir ve aynı hızda nefret ettirebilir.
Sizce izleyici, projeyi nasıl karşılayacak?
Bu projede akıcı eğlenceli bir bakış olacağını tahmin ediyorum. En azından hazırlıklarım o yönde. Şu an senaryo ve cast üzerinde çalışmalarım sürüyor. İnşallah izleyenler, keyif alırlar.
Genç ve başarılı bir yönetmen olarak bu yolda ilerleme kaydetmek isteyenlere hangi önerilerde bulunabilirsiniz?
Yönetmen olmak isteyenlerin “Yönetmen olacağım” diye bu yola başlamaları hata olur, diye düşünüyorum. İlk önce kendini tanımalı, cesaret ve risk almalı. Girdiği her ortamda gözlem yapıp, kendince çıkarımlar yapmalı.
Son olarak neler söylersiniz?
Röportajı okuduğunuz için teşekkür ederim. Ayşenur Hanım, size de ayrıca teşekkür ederim. Takipte kalınız.
Röportaj: Ayşenur Mama