İstanbul Büyükşehir Belediyesi haziran ayı ilk toplantısına günlerdir kamuoyuna yansıyan Okmeydanı Fetihtepe Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm tartışması damga vurdu. CHP’li Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi Süleyman Solmaz, Fetihtepe Mahallesi'nde vatandaşların yaklaşık yüzde 70’inden fazlasının hak sahibi olduğunu, 100 metrekaresi olan birinin kendi yaptığı taktirde 5 kattan 5 dairesi, müteahhide verse 2.5 dairesi olacağını söyledi. Solmaz, Beyoğlu Belediyesi’nin ise yaklaşık 480 metrekare arsası, üzerinde de 65 metrekare gecekondusu olan kişinin arsasını değil, gecekondusunu baz aldığını ifade etti. Belediyenin 3’te 2 çoğunluğu sağlayamayınca, bu kez 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi yasasını devreye soktuğunu belirten Solmaz, mahallede hak sahiplerinin mülkiyet hakkına saygı gösterilmediğini, kiracıları ise yok sayıldığını belirterek, “Vatandaş kentsel dönüşüm istiyor ama mülkiyet hakkının, hukukun güvence altına alınmasını istiyor. Peki kiracının hakkı korunmayacak mı? Onlar insan değil mi” dedi.
Asla hak kaybı yok
Meclis'te hazır bulunan Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ise Okmeydanı’nın dönüşüm planlarının 20 sene önce yapıldığını, o dönem CHP’nin itiraz ettiğini ve eğer itiraz etmemiş olsaydı bugün bu konuyu konuşmayacaklarını söyleyerek, “Kimse bana Fetihtepe’nin hakkını yedi diyemez. Ben Okmeydanı’nın seçilmiş Belediye Başkanıyım” diyerek eleştirilere yanıt verdi. Okmeydanı Fetihtepe’de başlayan kentsel dönüşümden kimsenin kendisini geri adım attıramayacağını söyleyen Yıldız, yerinde dönüşüm yapılacağını, kimsenin yerinden edilmeyeceğini, 937 hak sahibinin 148 bin TL'ye 4 milyonluk ev sahibi olacağını söyleyerek, “Ben vatandaşımın yanındayım. Yıllardır bu dönüşüm için uğraşıyorum. Bakanlık tarafından yapılan planlara defalarca karşı çıktım. CHP’li bir meclis üyesi ‘neden ilave 1 kat çıkılmıyor’ dedi. Mahallede bulunan 937 yapının 159’u dükkan gerisi hane. Zaten biz bölgede 9 katı bulduk. Cumhurbaşkanımızın talimatı ile de yatay mimariye geçtik. Bana da 'daha fazla bekletme yap' dedi. Son iki senedir zaten pandemi var diye bekledik. Sonra okullar açıldı, yok bayram geldi vs. Peki ben bu dönüşümü ne zaman yapayım? Dönüşüm politik mesele değildir. 937 hak sahibini dışarıda bırakmayacak, 937 mülklük bir proje yapılana kadar bakanlığa gittim geldim. En başta öngörülen fiyat 400 bin liraydı. İnsanların ödeme gücü yok dedim. Gittim geldim, yüzde 20 indirim talep ettim, bir daha ettim ve bu fiyatlara çektik. Kiracıların mülkiyet hakkından bahsedenler, hangi CHP’li belediye böyle bir uygulama yapmış. Varsa böyle bir model, CHP yapsın bize de örnek olsun. Bu projede rant varsa, bir kişi hak kaybına uğruyorsa ben projeden vazgeçeceğim. Proje ortada, isteyen projeye girer, istemeyeni proje dışında bırakarak dönüşüme devam ederiz” dedi.
CHP'den janjanlı rapor!
CHP’nin kentsel dönüşüm konusunda çalışmalarını, ‘Çalıştay, janjanlı rapor ve kurum görüşleri’ olarak sıralayan Ali Yıldız, “Gözümün gördüğü hiçbir şeyden korkmam. Elimden gelen ne varsa yapacağım. Gece eylem yapanların kim olduğunu biliyorum. Biz belediyeyiz. Kim engelli, kim hasta biliyoruz, tespit ettik. Solunum cihazına bağlı olanların elektrik, su, doğalgazını kesmedik. Atladığımız varsa söyleyin dedik. Tüm Meclis'e sesleniyorum. Proje ortada, gerek ödeme, gerek birine rant sağlama ya da birini mağdur etme varsa ben bu projeden vazgeçiyorum” dedi. Vatandaşın neden bu kadar itiraz ettiğini sorsan CHP Grup Başkanvekili Doğan Subaşı’ya cevap veren Haydar Ali Yıldız, mülk sahiplerinin kendi aralarında mirastan kaynaklanan veraset sorunları olduğunu söyledi.
Bol keseden atıyorlardı
Kentsel dönüşümle ilgili söz alan Ak Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu ise geçmişten bu güne dönüşümle ilgili tüm çalışmaların yapıldığını, şimdilerde yapılacak tek şeyin de yapı stokunun yenilenmesi olduğunu belirterek, “Bunun için de herkesin bir şey yapması lazım” dedi. CHP’nin geçmişte sırtında küfe olmadığı için bol keseden konuştuğunun altını çizen Göksu, 2019’dan sonra daha ihtiyatlı konuşmaya başladıklarını ifade ederek, İBB’nin Eyüpsultan’da yaptığı kentsel dönüşüme değindi. Göksu, “Eyüpsultan’da vatandaşın malını hak sahibi, KİPTAŞ ve müteahhit payı olarak 3’e bölmüşler. Hak sahibi üstüne 150 bin lira da para veriyor. Şimdi Okmeydanı’ndaki dönüşüme rantsal dönüşüm diye bağıran CHP’li meclis üyemiz baksın bakalım hangisi rantsal dönüşüm?” diye sordu. Göksu, CHP'li Süleyman Solmaz'ı kast ederek, “Sadece politik malzeme yapmak için konuşan arkadaş, Gezi ayaklanmasında Sevr anlaşmasını okuyanlardanmış. Kendisini dikkate almıyorum. CHP'nin görüşünü yansıttığını da düşünmüyorum” dedi.
Benden özür dilesin!
Göksu'nun açıklamalarının ardından söz alan Süleyman Solmaz, “Sevr anlaşmasını okuduğumu söyledi. Bunu ispat ederse Meclis üyeliğinden istifa edeceğim. İspat edemezse benden özür dilesin. Geziciyim, bundan gurur duyuyorum. Kendileri kentin kamusal alanlarını savunmadıkları için o görev bize düştü. Taksim Gezi Parkı biz savunduğumuz için yerinde duruyor” dedi. Ardından gündeme maddeleri oylanmaya başlandı. Oylama sürerken bir ara dışarı çıkan Göksu, meclis salonuna döndüğünde söz isteyerek “Görüntüleri CHP grup sözcüsüne attım, arkadaş çıkışta istifa dilekçesini versin” dedi. Solmaz da ayağa kalkarak “Çıksın kürsüden açıklasın, Tarık Bey'e görüntülere vermesini kabul etmiyorum. Kendileri kentin kamusal alanlarını savunmadığı için bu görev bize düştü” diye tepki gösterdi.
Sevr tartışması!
CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı da Göksu'nun kendisine gönderdiği görüntünün Taksim Platformu'nun taleplerini içeren bir haber olduğunu söyleyerek, “Sevr olarak nitelediği şey, Taksim Platformu'nun Gezi direnişi sırasında Bülent Arınç'a sunduğu taleplere ilişkin haber. Sevr ile ilgisi yok. Açıklamayı da Süleyman Bey yapmıyor” dedi. Karşılıklı tartışan taraflara müdahale eden Meclis Başkanvekili Abidin Okul, söz hakkı doğan CHP’li Solmaz’a söz hakkı verdi. Solmaz, “Taksim Dayanışması olarak Cumhurbaşkanı’nın basın danışmanın talebi üzerine platformun sekretaryasını yapan 5 kişilik heyet ile Ankara'ya gittik. Bülent Arınç o dönem vekaleten başbakandı. Görüşmeden önce basına okuduğumuz, Sevr dediği metni Arınç'a da verdik. Arınç ‘Siz haklısınız, biz meslek odaları olmadan bu ülkeyi yönetemeyiz. İstanbul'a geldiğimizde daha geniş konuşuruz' dedi. Açıklamamız bütün kanallarda naklen yayınlandı. Metni bizden teslim alan da Efkan Ala’dır. Ben yarın gelip o metni burada okuyacağım. Sevr'i çağrıştıran bir kelime varsa yine istifa edeceğim. Benden özür dilemeli” çağrısını yineledi.