Sanılanın aksine ölüm, vücuttaki tüm hücre ve organ sistemlerinin sonu değildir.
Vücutta yaşayan bakteriler, virüsler, mantarlar ve diğer mikroplardan oluşan karmaşık bir topluluk olan bağırsak mikrobiyomu, vücut dokuları parçalandıktan sonra aylarca, hatta yıllarca iş başında kalabilir.
Bu mikroplar, artık oksijen kaynağı kalmadıktan sonra bile vücudun karbonhidrat, protein ve yağ depolarını besleyerek yaşamaya devam etti.
Vücudun geri kalanı öldükten sonra uzun süre hayatta kalabilmenin yanı sıra mikroplar, topraktaki mikroorganizma topluluğuyla karışarak ayrışma sürecini hızlandırır ve vücudu yeni yaşamın gelişmesine olanak tanıyan bir geri dönüşüm tesisine dönüştürür.
Tüm hayatınız boyunca pompalanan oksijen bakımından zengin kan, ölüm anında durur ve bu, yaşamı sürdüren oksijenden mahrum kalan vücut hücrelerinin kendilerini sindirmeye başladığı karmaşık bir süreci başlatır.
Çürüyen cisimlerin karakteristik kokusu, oksijen gerektirmeyen enerji üreten süreçlerle beslenen bakterilerin bir ürünüdür.