Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Yıldız Atamer, alkollü içecekler ve dezenfektanlar dahil olmak üzere pek çok bitkisel ve pediyatrik ilaçlarda da bulunan etanol maddesi ile ilgili uyarılarda bulundu. Çocukların bu maddeye maruz kalmasının özellikle çocuklar için kullanılan bitkisel ürünlerdeki miktarı sebebiyle tehlikeli olduğunu belirten Atamer, “Bu, esas olarak reçetesiz olarak kullanılan ve pazarlanan etanol içeren bitkisel tıbbi ürünlerin hem kısa süreli hem de uzun süreli kullanımı açısından çocuklarda toksikolojik bir sorundur ve bitkisel ürünlerde etanol kullanımı bazı endişeleri arttırmaktadır” ifadelerini kullandı.
"Güvenlik sınırına ihtiyaç var"
Yenidoğanların, bebeklerin ve çocukların, yetişkinler kadar etanolü verimli bir şekilde metabolize edemeyeceği konusunda uyaran Atamer, şu ifadeleri kullandı; “Çocuklara yönelik oral bitkisel tıbbi ürünlerin etanol maruziyeti için güvenlik sınırlarına ihtiyaç vardır. Birçok sıvı bitki özünde etanolün bir yardımcı madde değil, aktif maddenin bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Bir çocuğa aynı anda etanol içeren birden fazla bitkisel tıbbi ürün verilebileceği de unutulmamalıdır. Etanol, metabolik olarak aktiftir. Bu nedenle, etanol içermeyen veya ulaşılabilen en düşük seviyeye sahip formülasyonlar, hedef popülasyon çocuklar olduğunda, sistemik maruziyeti önlemek için seçilmelidir”
Avrupa Birliği çapında da halen kullanımı yaygın olan etanolle ilgili son verilerin, yenidoğan ve pediatrik yaşlarda belirgin bir tehlikeye işaret ettiğine dikkat çeken Atamer, “Pediatrik kullanım için bitkisel tıbbi ürünlerin etanol içeriğinin güvenlik değerlendirmesi şu anda farklı AB üyesi devletler arasında uyumlu hale getirilmemiştir. Çocukların etanole maruz kalması ve bu maruz kalmanın halk sağlığı üzerindeki etkisine ilişkin endişeler de son zamanlarda Avrupa Komisyonu tarafından gündeme getirilmiştir. FDA, oral uygulama için tasarlanmış, etanol içeren reçetesiz satılan ilaç ürünleri için etiketleme kılavuzu vermiştir. Bu kılavuz temel olarak, Amerikan Pediatri Akademisi'nin 1984 Pediatri yayınından elde edilen sonuçlara dayanmaktadır. Çocuklara verilen oral sıvı preparatlarda etanol eşiği ile ilgili tavsiyeler; kısa süre önce Fransa'da pediyatrik kullanım amaçlı tıbbi reçeteli ilaçların yüzde 5'ten daha az etanol konsantrasyonuna sahip olması gerektiğini veya herhangi bir tıbbi üründeki etanol miktarının sadece bir dozun uygulanmasını takiben 0.125 g / L'den fazla kan etanol konsantrasyonu üretmemelidir” dedi.
"Çocuklarda etanol zehirlenmesi semptompları daha şiddetli olabilir"
Çocuklarda ADH aktivitesinin (alkol dehidrojenaz karaciğer enzimi, esas olarak etanol metabolizmasından sorumlu) düşük olduğunu, ancak 5 yaşından sonra yetişkin düzeylerine ulaşabildiğini belirten Atamer, şu açıklamalarda bulundu: “Çocuklarda etanol zehirlenmesi semptomları yetişkinlerdekine benzer ancak daha şiddetli olabilir. Baş dönmesi gibi daha hafif yan etkilerin çok daha düşük konsantrasyonlarda ortaya çıkması beklenmektedir. Yetişkinlerde genellikle yaklaşık 3 g / L (% 3) olduğu bildirilen yaşamı tehdit eden kan etanol konsantrasyonu, çocuklarda daha düşük olabilir, çünkü hali hazırda 1 g / L kan etanol konsantrasyonlarında çocuklarda yüzde 50'ye kadar yüksek ölüm olabileceği bildirilmiştir. Çocukların hastaneye kaldırılmasına yol açan en önemli nedenlerden birinin travma olduğu da unutulmamalıdır. Etanol kullanımı, 3 ila 7 kat artmış travma riskiyle bağlantılıdır.”
"Ethanol konsantrasyonu yüzde 2'yi aşarsa komaya girilebilir"
Bitkisel ürünlerin, çocuklarda, organ toksisitelerine, kansere, alerji ve otoimmün hastalık riskinde artışa neden olabileceği konusunda uyaran Atamer, kandaki ethanol konsantrasyonu yüzde 2'yi aşarsa koma, hipoglisemi, konvülsiyon ve potasyum düşüklüğü; yüzde 3-4 arasında olursa santral sinir sistemi depresyonu, serebral ödem, hipotermi, solunum depresyonu ve hipoksi gibi rahatsızlıkların meydana gelebileceğini belirterek, “Pediatrik popülasyonda kullanılması muhtemel bitkisel kombinasyonlar veya eşzamanlı ilaçlar için etkileşimler dikkate alınmalıdır. Etanol içeren diğer tıbbi ürünlerin birlikte kullanımından kaçınılmalıdır. Doz aralığı mümkün olduğu kadar uzun tutulmalı, birikmeyi önlemek için aralık en az 4 saat olmalıdır. Kandaki etanol konsantrasyonu 0.125 g / L'nin üzerinde olduğunda, psikomotor fonksiyonlarda zararlı bozukluk ortaya çıkabilir. Bu nedenle, öneri, etanol içeren tek bir bitkisel tıbbi ürünün ardından 0.125 g / L kan etanol konsantrasyonunun aşılmaması gerekir. 30 g'dan fazla etanol içeren bitkisel tıbbi ürünlerin, çocukların açamayacağı kapaklarla küçük hacimlerde ambalajlanmasına dikkat edilmelidir.” dedi.
"Çocuklarda etanol uygulaması en aza indirilmeli"
Bitkisel tıbbi ürünün etanol içeriğine ilişkin bilgilerin, kullanma talimatında açık ve net bir şekilde verilmesinin öneminin altını çizen Prof. Dr. Atamer, etanolün, örneğin bazı antibakteriyellerin varlığında disülfiram benzeri bir reaksiyona neden olabileceğini belirtti. Bu nedenlerle bitkisel ürünlerle tedavi süresi mümkün olduğu kadar kısa olması gerektiğini söyleyen Atamer, “Etanol içeren tüm bitkisel tıbbi ürünler, yenidoğanlarda ve 2 yaşın altındaki bebeklerde kullanılmamalıdır. 6 yaş ve altı çocuklarda uyuşukluk, davranış değişiklikleri ve okul faaliyetlerine konsantre olamama ve katılma becerisinde bozulma meydana getirebilir. Çocuklara etanol uygulaması en aza indirilmeli ve fayda / risk oranı, hedef popülasyon göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir.” ifadelerini kullandı.
DHA