İSÜ Liv Hospital Bahçeşehir Psikoloji Kliniği’nden Uzm. Psk. Fatmanur Taşkın, panik atak hakkında açıklamalarda bulundu. Panik atağı genellikle ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan, yoğun bunaltı veya korku şeklinde seyreden, fiziksel ve bilişsel belirtilerin olduğu kısa süreli korku nöbetleri olarak tanımlayan Uzm. Psk. Taşkın “Panik ataklar tipik olarak aniden başlar ve birkaç dakikada doruk noktasına ulaşır. Ataklar yaklaşık 15-20 dakika sürer ancak bazen yalnızca birkaç dakika, bazen de bir veya birkaç saat sürebilir. Sempatik sinir sisteminin uyarılması sonucu aniden ortaya çıkan bu belirtilerden en önemlileri, çarpıntı, göğüs ağrısı, göğüste daralma ve yanma hissidir. Bu uyarılmaya eşlik eden hiperventilasyon; baş dönmesi, dengesizlik hissi, elde ayaklarda uyuşma gibi bedensel belirtilerin ortaya çıkmasına yol açar. Sempatik sistemi nötralize etmek için devreye giren parasempatik sistem aktivasyonu sonucunda ise karında şişkinlik, bulantı, bulanık görme gibi bedensel belirtiler yaşanabilir. Bu sırada ölüm veya sakat kalma korkusu, kalp krizi geçiriyorum, boğulacağım, deliriyorum, kontrolü kaybediyorum, bayılacağım şeklinde tipik düşünceler oluşabilir” diye konuştu.
Bu belirtilere dikkat
Uzm. Psk. Taşkın, panik atakta ortaya çıkan belirtileri şöyle sıraladı: “Kalp atışlarının hızlanması, çarpıntı, terleme, titreme, nefessiz kalma hissi, boğulma hissi, göğüs ağrısı ya da göğüste rahatsızlık, mide bulantısı ya da midede sıkıntı, baş dönmesi, üşüme ya da ateş basması, parestezi (karıncalanma, uyuşma, hissizleşme), derealizasyon (gerçekliği yitirme hissi) veya depersonalizasyon (bedeninden ayrılma korkusu), delirme ya da kontrolü kaybetme korkusu, ölüm korkusu.
Ruh sağlığı hastalık getirebilir
Panik atağın, tek başına bir ruhsal sorun olmadığını ve çeşitli ruh sağlığı ya da fiziksel sağlık sorunlarıyla ortaya çıkabileceğini söyleyen Uzm. Psk. Taşkın, “Atağın başlangıcı ve tetikleyen etkenlerin varlığı ya da yokluğuna dayanarak farklı tanımlamalar vardır. Bunlar beklenmedik panik ataklar ve duruma bağlı panik ataklar şeklindedir. Beklenmedik panik ataklarda atağın başlangıcı durumsal bir tetikleyici ile ilişkili değildir. Ataklar nedensiz olduğu için nerede ve ne zaman geleceği belirsizdir. Duruma bağlı panik ataklarda değişmez biçimde durumsal bir tetikleyici ile karşılaşıldığında ya da karşılaşacağı düşünüldüğünde ortaya çıkmaktadır: Çoğunlukla sosyal ya da özgül fobilerde görülür” diye konuştu.
Tanı ve tedavi yöntemleri neler?
Panik atakta tanı ve tedavi yöntemlerinden bahseden Uzm. Psk. Taşkın, şu bilgileri paylaştı:
“Panik atakların tedavisinde ayrıcı tanı oldukça önemlidir. Ayırıcı tanıda psikiyatrik bozuklukların yanı sıra fiziksel hastalıkların da dikkate alınması gerekir. Rutin laboratuvar tetkikleri olan tam kan sayımı, elektrolitler, kalsiyum, açlık kan glikozu, tiroit hormon düzeyleri, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, tam idrar tahlili ve elektrokardiyografik incelemeler yapılmalıdır. Panik atağın panik bozukluğa kaydığı tablolarda, panik bozukluğu ile eş zamanlı diğer anksiyete bozuklukları, depresyon, alkol kötüye kullanım, sosyal fobi gibi ek tanılar tespit edilmelidir. Nitelikli bir değerlendirme sonunda tedavi için yaklaşık 12-15 hafta süren bilişsel davranışçı terapi müdahaleleri oldukça olumlu yanıtlar vermektedir. Etkin bir tedavi ile panik hastaların yaklaşık yüzde 70’inde tam iyileşme ya da belirgin düzelmeler gözlenmektedir.”
Panik atak yaygın görülüyor
Panik atağın toplumdaki yaygınlığına değinen Uzm. Psk. Taşkın, “Panik bozukluğun yaşam boyu prevelansı (yaygınlığı) yüzde 2-3’dir. Genel toplumda yaşayanların yüzde 25’i ise yaşamlarında en az bir kez panik atak deneyimledikleri düşünülmektedir. Türkiye’de birinci basamak sağlık hizmetlerinde panik atağı yaygınlığı yaklaşık yüzde 3,4, panik bozukluğu yaygınlığı ise yüzde 0,2 şeklinde kaydedilmiştir. Panik atağın ve panik bozukluğun kadınlarda erkeklere göre yaklaşık iki kat daha fazla olduğu görülmüştür” açıklamasında bulundu.