Dünya Sağlık Örgütü 2018 Avrupa Sağlık Raporu verilerine göre, Türkiye’deki insanların yüzde 32’si obez. 2018 yılında ABD’de yaklaşık 240 bin, Türkiye’de ise 20 kişi morbid obezite cerrahisi ile tedavi edildi. Avrupa Obezite Günü çerçevesinde, obezitenin dünyada ve Türkiye’de hızla artan görülme oranlarına dikkat çekmek ve obezite cerrahisi hakkında bilgi vermek için İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir’de Bariatrik ve Metabolik Cerrahi Derneği (BMCD) tarafından ‘obeziteye karşı el ele’ etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte, obezite sorunu tüm yönleriyle ele alınarak son gelişmeler ve çözüm yolları tartışıldı. Ayrıca, hastalar cerrahi operasyonla birlikte değişen hayatlarını anlattı.
Avrupa’nın en obez ülkesi
Bariatrik ve Metabolik Cerrahi Derneği (BMCD) Başkanı Prof. Dr. Mahir Özmen, “Obezite tüm dünyada artırıyor. Türkiye’de ise en önemli neden, beslenme alışkanlıklarımız. Hem kötü besleniyor hem de hareket etmiyoruz. Yerel mutfağımız yağdan ve karbonhidrat yönünden diğer ülke mutfaklarına kıyasla daha zengin. Ölçüsüz biçimde yağlı ve yüksek karbonhidratlı besinlerle besleniyoruz. Türkiye’nin milli fast-food’u sayılan lahmacun, ekmek arası döner, dürüm gibi yağlı ve yüksek karbonhidratlı besinlerin yanı sıra baklava ve böreği de sık tüketiyoruz. İkinci ve en önemli faktör ise Avrupa’nın diğer ülkelerine kıyasla çok daha az hareket etmemiz, sporu bir hayat felsefesi olarak görmeyi bir türlü başaramamamız. Beden kitle endeksi 30’un üstünde olan insanların oranı Avrupa’da en yüksek olan ülke biziz. Morbid obez dediğimiz yandaş hastalıklar nedeniyle ölümcül sonuçlar doğurabilecek hastaların oranı açısından da çok ciddi bir popülasyonumuz var. 7.5- 8 milyon kişinin morbid obez olduğu bir ülkeyiz, bu nüfusa sahip Avrupa ülkelerinin olmadığını biliyoruz” diye konuştu.
Obeziteden nasıl korunuruz?
Halkın bilinçlendirilmesi, gerekli halk sağlığı tedbirlerinin alınarak beslenme alışkanlığı düzenlemesi ve hareketin yaşam biçimi haline getirilmesi obeziteden korunmak için önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Özmen, “Öncelikle cerrahi dışı tedavi yöntemleri dediğimiz diyet, ilaç ve spor gibi yöntemler denenmelidir. Ancak bunların başarısız olduğu kişilerde tek tedavi şansının cerrahi operasyon olduğunu göz ardı etmemeliyiz. Hareketli yaşamın önünü açmalıyız, beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Marketlerde satılan ürünlerdeki yağ, şeker ve tuz oranlarında kısıtlamaya gidilmesi de çözüm olabilir” ifadelerini kullandı.
Obezite bir hastalıktır
BMCD Genel Sekreteri Prof. Dr. Aziz Sümer ise, “Obezite tedavi edilebilir bir hastalıktır. Vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde ve diyabet, hipertansiyon gibi yandaş hastalığı olan morbid obez hastalarda kişinin yaşam süresini uzatan obezite cerrahisidir. Ama obezite cerrahisi de sihirli bir değnek değildir. Bu ameliyat yaşam sürecini uzatır ve kalitesini artırır. Herkese tüp mide ameliyatı yapılması doğru bir yaklaşım değil, hastanın özelliklerine, midenin endoskopik bulgularına ve yandaş hastalıklara göre belirlenmesi lazım. Her hasta tüp mide ameliyatına uygun değildir. Tüp mide ameliyatı her hasta için kesin çözüm değildir” dedi.
Hayatımın ikinci baharını yaşıyorum
Tüp mide ameliyatıyla hayatı değişen 34 yaşındaki pazarlama uzmanı Kübra Birinci, 1 yılda 44 kilo verdi. Kısa sürede hızla kilo alıp bütün uğraşlarına rağmen veremediğini ve ameliyatı tek çıkış yolu olarak gördüğünü vurgulayan Birinci, “Hayatımın ikinci baharını yaşıyorum, iyi ki ameliyat olmuşum, korkulacak bir operasyon değil” diye konuştu. Alışveriş yapmanın korkulu rüyası olduğunu belirten Birinci, “Kiloluydum ama kendime bakmaya özen gösteriyordum, kıyafetler konusunda sıkıntı çekiyordum. Mağazadaki kabine 20 kıyafetle girip belki 1 tanesini alabiliyordum. Alışveriş yapmak benim için korkulu rüyaydı, hiç sevmiyordum, mutsuz oluyordum” ifadelerini kullandı.
Aynalarla barışık değildim
Şimdi bol bol fotoğraf çekildiğini ve bedenini sevdiğini dile getiren genç kadın, “Bikini giyemediğim için tatile gitmek istemiyordum. Aynalarla barışık değildim, bakmıyordum. Vücudumu sevmiyordum. Ameliyat olup hızlı bir şekilde kilo verirken telefonunu şarjının hızla bittiğini fark ettim. Kendimle barıştığım için o kadar çok fotoğraf çekiyorum ki artık kendimi seviyorum ve anılarımın olmasını istiyorum. Bedenimi sevmediğim için anı biriktirmiyordum.
İnanılmaz bir değişim yaşadığını söyleyen Birinci “Kiloluyken hayatımda tabi ki biri vardı. Özel hayatımda yaşadığım sıkıntılar da beni psikolojik olarak çok etkilediği için ameliyatı tek çıkış yolu olarak gördüm. Hayatımda kişi hiçbir zaman kilolarımı problem ettiğini söylemedi ama ben kadın olarak bunu hissediyordum. Yeni halimi gördü, çok şaşırdı. Çünkü bendeki inanılmaz bir değişim. Yenilendim, duruşum, bakışım değişti. Dönmek istedi ama biten bir şeye yeniden başlamanın mantığı yok. O yüzden öyle kapanması gerekiyordu” diye konuştu.
DHA