Kilo alımı ve ileri boyutu olan obezite, insanlığı tehdit eden hastalıklardan biri... Healtyline.com'dan Kris Gunnars'ın makalesine göre, obezite oranları 1980'den beri üçe katlanmış ve özellikle hızlı bir şekilde çocuklarda artmış durumda. Bunun gerçekleşmesinin nedeni bilim insanları arasında hala tartışılıyor ancak çevredeki değişikliklerden kaynaklanıyor olmalı çünkü genlerimiz bunu hızlı bir şekilde değiştirmiyor. Bu makalede, obezitenin bu kadar büyük bir sorun haline gelmesinin başlıca nedenlerini gösteren, tarihsel eğilimler ve obezite çalışmalarından elde edilen sonuçlar ve istatistiksel bilgiler bulunuyor.
Eskisinden daha fazla abur cubur yiyoruz
Dr. Stephan Guyenet'in, Fast Food, Kilo Kazancı ve İnsülin Direnci isimli kitabında yer alan bilgilere göre, insanlar eskisinden daha fazla kalori tüketiyorlar ama artışın hemen hepsi işlenmiş gıdalardan geliyor. 20. yüzyılın başında insanlar çoğunlukla basit, ev yapımı yemekler yiyorlardı. 2009 civarında, insanların yediklerinin yaklaşık yarısı fast food ya da evden uzakta diğer yiyeceklerdi. Bu günlerde insanların evde ne yedikleri de büyük ölçüde işlenmiş gıdalara dayanıyor.
Şeker Tüketimi
Johnson RJ'nin, 2007 yılında Amerikan Klinik Beslenme Dergisi'nde yayımlanan araştırmasına göre, şeker, modern diyetin tek en kötü maddesi. Çok sayıda çalışma, çok miktarda şeker kullanımının metabolizma üzerinde zararlı etkilere sahip olabileceğini, insülin direncine, göbek bölgesinde yağ kazancına, yüksek trigliseritlere ve küçük, yoğun LDL kolesterolüne yol açtığını gösteriyor. Ayrıca, çokça şeker tüketen kişilerin, tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve hatta kanser olma riski çok daha yüksek olduğunu gösteren birçok çalışma var. Şekerin obeziteye bağlı hormonlar üzerinde olumsuz etkileri vardır. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, çalışmalar çok miktarda şeker tüketen insanların gelecekteki kilo alımı ve obezite riskinin yüksek olduğunu gösteriyor.
İnsanlar en çok tatillerde kilo alıyor
Dr. Stephan Guyenet'in, 2014 yılında yayımlanan Neden fazla yiyoruz? İsimli makalesine göre; çoğu insan bir gecede kilo almaz... Yavaş yavaş, yıllar hatta on yıllar içinde alır. Ancak bu oran yıl boyunca eşit değildir ve özellikle tatiller sırasında, kilo alımı daha fazla olabiliyor. Hem açık büfe yiyeceklere, kocaman tatlı tabaklarına kim karşı koyabilir ki... Aslında, insanların yaşam boyu kilo alımının büyük bir yüzdesi sadece 6 haftalık tatil dönemi ile açıklanabilir.
Obezite salgını az yağlı diyetlerle çıktı
ABD Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi'nin yaptığı bir araştırmaya göre, 20. yüzyılda ABD'de yaygın olarak bir kalp hastalığı epidemisi vardı. Birçok bilim insanı yağın, özellikle de doymuş yağın, kalp hastalığının ana sebebi olduğuna inanıyordu (bu, kanıtlanmamış olsa da). Bu, doymuş yağları kısıtlamayı amaçlayan düşük yağlı diyetin doğmasına neden oldu. İlginç bir şekilde, obezite salgını hemen hemen aynı zamanda az yağlı ilkeler ilk ortaya çıktığında başladı. Elbette, bu hiçbir şeyi kanıtlamaz, çünkü korelasyon nedenselliğe eşit değildir. Ancak, doymuş yağlara ağırlık vermenin, şekerli işlenmiş düşük yağlı yiyecekleri serbest bir şekilde geçirmesi, nüfusun diyetindeki olumsuz değişikliklere katkıda bulunmuş olabilir. Düşük yağlı diyetin kilo kaybına neden olmadığını ve kalp hastalığını veya kansere yakalanmadığını gösteren uzun süreli uzun süreli çalışmalar da var.
Yiyecekler artık kadar ucuz
Dr. Stephan Guyenet'in, 2014'te yayımlanan Neden fazla yiyoruz? Adlı makalesine göre, tüketimin artmasına büyük olasılıkla katkıda bulunan faktörlerden biri, daha düşük gıda fiyatıdır. İstatistikler, geçtiğimiz 80 yılda gıda fiyatlarının harcanabilir gelirin % 25'inden atılabilir gelirlerin yaklaşık % 10'una düştüğünü gösteriyor. Bu iyi bir şey gibi görünüyor ama ucuz olan gıdaların işlenmiş gıda olduğunu bilmekte fayda var. Aslında, gerçek gıdalar o kadar pahalıdır ki pek çok insan gerçek gıdalara erişemiyor.
Çok fazla şekerli su tüketiliyor
Beyin, enerji dengesini düzenlemekten sorumlu olan ve açlıktan ve aşırı yağ biriktirmediğinden emin olan ana organdır. Ancak beynin katı kalorilerle aynı şekilde sıvı şeker kalorilerini "kaydetmediği" ortaya çıkıyor. Günlük kalori alımının üzerine sıvı şeker kalorisi ilave ediliyor. Ne yazık ki, çoğu meyve suyu da aynı etkiyi yapıyor. Çalışmalar, şekerle tatlandırılmış bir içeceğin tek bir günlük porsiyonunun, çocuklarda % 60,1 oranında artan obezite riski ile bağlantılı olduğunu gösteriyor. Tüm bunların ışığında şu önerme ortaya çıkıyor: "Şeker kötüdür ama şekerli sıvı şekeri daha da kötüdür."
Gıda çeşitliliği kilo alımını tetikliyor
Yine Dr. Stephan Guyenet'e göre, aşırı yemeye katkıda bulunan faktörlerden biri de gıda çeşitliliği... Bir araştırmaya göre 3 ayrı grup oluşturuldu. Bir grup düzenli olarak sağlıklı yemek yedi. İkinci grup abur cubur verildi. Üçüncü gruba ise aynı anda birden fazla tipte abur cubur verildi. Araştırmanın sonunda üçüncü grupta olanlar yani çeşitli besinler ve abur cuburlar alanlar daha fazla kilo aldı. Daha fazla çeşitte yiyeceğimiz olduğunda, daha fazla yiyoruz ve bazen vücudumuzun ihtiyacından daha fazla yiyoruz.
İnsanlar çalışırken kalori yakamıyor
Kilo alımının ve obezitenin bir diğer nedeni de günümüz şartlarındaki ofis ortamı... Tarım toplumlarında hatta eski çağlarda avcılık ve toplayıcılık dönemlerinde kilo sorunu ve obezite yoktu. Çünkü insanlar sürekli hareket halindeydi. Dolayısıyla yediklerini yakma imkanı buluyorlardı. Günümüzde ise insanlar özellikle ortalama 10 saat ofis ortamında masa başında çalışıyor. Haliyle hareket eden tek yerleri bilgisayar klavyesinin üstündeki parmakları oluyor.
İşlenmiş yağları daha çok kullanıyoruz
Yediğimiz yağlar son 100 yılda çok değişti. 20. yüzyılın başında, tereyağı gibi hayvansal kaynaklı doğal yağları yiyorduk ama daha sonra yıllar içinde margarin ve bitkisel yağlarla değiştirdi. Hemen hemen her evde yapılabilen sağlıklı tereyağı yerine artık işlenerek elde edilen zeytin yağı ve ayçiçek yağı gibi bitkisel yağlar ile margarinler kandaki yağ oranını da beden kitle indeksine baülı olarak vücut yağını da artırıyor.
Sosyal çevreniz kilo alımını etkiliyor
Dr. Stephan Guyenet'e göre, sosyal çevre yani arkadaş çevreniz kalori alımını belirleyen diğer bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin, cuma iş çıkışı arkadaşlarınızla biraz kafa dağıtmak istediniz. Bir mekanda yemek yediniz. İşte bu durumda tükettiğiniz kalori miktarının haddi hesabı yok. Bir araştırmaya göre, birkaç kişiyle yemek yemek, kalori alımını tek bir öğünde % 72'ye kadar, ya da 310 kalori kadar artırabilir. İnsanların hafta sonları daha fazla yemeye eğilimli olduğunu gösteren çalışmalar da var.
İnsanlar eskiye nazaran daha az uyuyor
Cauter EV'in 2005 yılında yayımlanan Uyku yoksunluğunun Hormonlar ve Metabolizma Üzerine Etkisi adlı araştırmasna göre, kilo alımı ve obezite söz konusu olduğunda uyku genellikle göz ardı edilir. Az uyku ile kilo alımı arasında doğrudan bir ilişki sös konusu. Düzensiz uykunun çeşitli hormonlar üzerinde olumsuz etkileri olduğu ve açlığın artmasına katkıda bulunabileceği ortaya çıktı. Son yıllarda, ortalama uyku süresi gece başına 1-2 saat azaldı. Bunun başlıca nedeni ise akıllı telefonların yatağa girildiğinde bile hala kullanılması... Sonuç olarak, kısa uyku süresi obezite için en güçlü bireysel risk faktörlerinden biri. Çocuklarda yüzde 89; yetişkinlerde ise yüzde 55'lik bir artış riski var.
Artan kalori alımı
Dr. Stephan Guyenet'e göre, insanlar şişmanlığın nedenleri arasında şeker, karbonhidrat, yağ veya başka bir şey olup olmadıklarını tartışabilirler. Ancak kalori tüketiminin son on yılda önemli ölçüde artması, tartışmasız bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Artan kalori alımının ve kilo kazanımının altında yatan neden; irade eksikliğinden kaynaklanmıyor.
Okunma Süresi: 6 dk
Bakırköy’de Sağanak Yağış ve Yağmur, Lodos: Fırtına Hayatı Zorlaştırıyor
#Hava Durumu / 21 Kasım 2024
Beylikdüzü'nde AK Parti İlçe Başkanlığı'na taşlı saldırı düzenlendi
#İstanbul Haberleri / 21 Kasım 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *