Çiftçi, “Online derslerin yapıldığı, iş hayatının evden yürütüldüğü pandemi günlerinde teknoloji ve internet bağımlılığı arttı ve bağımlılığa bağlı olarak sağlık problemleri baş göstermeye başladı. Bel, boyun, eklem ağrıları, göz rahatsızlıkları ve obeziteyi yetişkinlerde ve çocuklarda sıkça görüyoruz. Online derse katılan öğrenciler muhakkak L pozisyonunda oturarak ve dik bir şekilde derse bağlanmalı, yatarak veya uzanarak teknolojik iletişime geçmemelidir" ifadelerini kullanarak, uyarılarda bulundu.
Herkesi tehdit ediyor
Yeni tip koronavirüsün pandemi ilan edilmesinin ardından Türkiye’de yükseköğretim ve MEB’e bağlı okullarda milyonlarca öğrenci uzaktan eğitimle ders almaya başladı. Türkiye’de zaten yaygın olan teknoloji ve internet bağımlılığı, evde olduğumuz şu günlerde hem çocukları hem yetişkinleri tehdit etmeye devam ediyor. Uzman Psikolog Danışman Samet Çiftçi teknoloji bağımlılığını tanımlayarak, yapılması gerekenleri sıraladı ve ZOOM yayını üzerinde ebeveynlerin sorularını yanıtladı.
Büyük risk altındalar
Çiftçi, teknoloji bağımlılığını "Bir çocuk devamlı bilgisayarda vakit geçirmek istiyorsa, aklı hep oyunlarda kalıyorsa, bu sebepten arkadaşlarıyla arası bozuluyor, uykusuz kalıyorsa, yemeklerini bile ekran başında yemek istiyorsa o bir teknoloji bağımlısıdır. Teknolojiyi istediği gibi kullanamazsa asabi ve öfkeli olur. Aklı hep telefonundadır. Sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanır. Ödev yapamaz, ev içindeki kurallarını yitirir. Yetişkinler iş yaşantılarıyla ilgili görevlerini aksatmaya başlarlar. Spordan uzak duran, hareketsiz yaşamayı tercih edenler risk altındadır” sözleriyle tanımladı.
Kafam dağılsın diye başlıyor!
Bağımlılığın can sıkıntısıyla başladığını belirten Uzman Psikolog Samet Çiftçi, “Bağımlılık süreci can sıkıntısıyla başlar. Kişinin kaliteli uğraşları yoktur. İlk adımda merak eder. Meraktan sonra sosyal kullanıma eğimli olur. Eğlenmek ve problemlerden kaçmak için kafam dağılsın diye tabiriyle tablet veya bilgisayarla uğraşmaya başlar. Bir süre sonra hep daha fazlasını ister ve teknolojinin olmadığı ortamlar sıkıcı gelmeye başlar. Yalnızlaşır, donuklaşır. En önemlisi doyumsuzlaşır” diye konuştu.