Memorial Bahçelievler Hastanesi ev sahipliğinde gerçekleşen “Genç Kadınlarda Meme Kanseri” konulu sempozyumda konuşan Prof. Dr. Fatih Aydoğan, meme kanserinin 40 yaşın altındaki kadınlarda yüksek oranına dikkati çekerek konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Sempozyuma ABD’den Yale Üniversitesi Meme Merkezi Direktörü Dr. Mehra Golshan ve Connecticut Meme Merkezi Direktörü Dr. Parisa Lofti’nin yanı sıra yurtiçinden de kendi alanında birbirinden değerli isimler katıldı.
Kanser vakası oranı çok yüksek
Ülkemizde ve dünyadaki meme kanseri oranlarıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Fatih Aydoğan, “Ülkemizde genç yaş meme kanseri sıklığı oldukça fazla. 40 yaş altı meme kanserleri çok genç yaş meme kanseri olarak tanımlanmaktadır. Normalde Batı’da tüm meme kanseri tanısı konulan hastaların yüzde 5’i, 40 yaşın altında yani 20 kişide bir görülmekte. Bunun Türkiye’deki oranı ise yüzde 16’dır. Yani meme kanseri tanısı konan her 6-7 hastanın biri 40 yaşın altında demektir” diye konuştu.
Beklentisi artan özel bir grup var
Genç yaş meme kanseri hastalarının özel bir grup olduğunu dile getiren Prof. Dr. Aydoğan, “20’li, 30’lu yaşlardaki meme kanseri hastaları sosyal açıdan, aile ve kariyer bakımından aktif bir dönemdedir; diğer bir deyişle bu yaş grubu, kadınların hayattan beklentilerinin çok fazla olduğu bir dönemdir. Bu süreçteki bir hastaya da her bakımdan kapsamlı bir şekilde yaklaşılmalı, multidisipliner bir anlayışla bu hastalığı en iyi şekilde atlatmaları sağlanmalıdır” dedi.
Süreç planlara göre belirleniyor
Çocuk beklentisi olan hastalarda iyileşme sonrası gebeliğin mümkün olması için tüp bebek ya da fertilite (doğurganlık) koruma gibi uygulamalar önerildiğini belirten Prof. Dr. Fatih Aydoğan, bu süreçteki diğer tedaviler ile ilgili şu bilgileri verdi: “Hassas bir dönemde olan bu hastalara Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü ile birlikte multidisipliner şekilde tedavi planlaması yapılmaktadır. Genetik bozukluk olan hastalarda da farklı yaklaşımlar önerilmektedir. Çok genç yaştaki meme kanseri hastalarında mutasyon adı verilen genetik bir bozukluk olma sıklığı artmaktadır. Bu nedenle bu hastalarda genetik araştırma için çok bilinen BRCA-1 ve BRCA-2 genlerinin yanı sıra yeni bazı genlere de bakılması gerekmektedir. Gen bozukluğu saptanan kadınlarda risk azaltıcı yaklaşımlar uygulanmaktadır.”
Genç yaşta görülünce hızlı büyüyor
Prof. Dr. Fatih Aydoğan, meme kanseri konusunda kişisel ve toplumsal farkındalığın önemine şu sözlerle dikkat çekti: "Kendi kendine meme muayenesi farkındalık için en önemli adımdır. Özellikle genç yaşta kendi kendine meme muayenesinde hassasiyet düşük ancak yine de kadınların kendi memelerinde bir değişiklik fark etmeleri ve sağlık kurumuna başvurmaları çok önemli. Çünkü genç yaştaki meme kanserleri biraz daha hızlı büyüyebiliyor. Bunun için de ne kadar erken dönemde fark edilirse tedavi daha kolay bir şekilde yapılabilir. Kendi meme yapısına alışkın olan bir kadın normalden farklı bir yapıyı fark edebilir. Ciltte çöküntü, bir bölgede sertlik gibi… Bu belirtiler regl dönemi dışında yaşanıyorsa vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır."
DHA