Söyleşi köşemizin bugünkü konuğu yeni nesil ressamlarından Melis Elmas... Genç ressam, mesleğine duyduğu aidiyeti, hayallerini ve yapmak istediklerini anlattı. Sorularımıza içtenlikle cevap veren Elmas, sanatın özellikle son dönemki siyasi gündem nedeni ile geri planda kaldığını dile getirdi.
Lise yıllarından sonra herkesin hayatı farklı yönlere gitti ancak iletişimi koparmadığım insanlardan biriydi Melis... Her ne kadar genç olsak da belli bir olgunluk gelmiş ve farklı bireyler oluvermiştik. Resim çalışmalarını gördükten sonra kendisini tanıtması gerektiğine inandım. Muazzam eserler, çizimler derken hepsinin içinde kayboluyorsunuz. Önceki gün buluştuk, güzel de bir sohbet gerçekleştirdik. Buyurun şimdi, genç ressam Melis Elmas'ın mesleğine duyduğu aidiyeti, hayallerini ve yapmak istediklerini kendi ağzından dinleyelim.
Bu mesleğe nasıl başladın?
Bu meslekten önce tekstil ve muhasebe gibi farklı sektörlerde çalıştım. Benimki bir arayıştı. Çocukluğumdan beri hobi olarak yaptığım resim artık önceliğim oldu. Bu meslekte kendimi buldum diyebiliriz. Herkesin mutlu olduğu işi yapması gerektiğini düşünüyorum ve resim yaparken çok mutluyum.
İlham kaynağın ne oldu?
Doğada var olan her form bana ilham verebiliyor. Bu formlara kalemimle veya paletimle tekrardan can vermek düşüncesi beni heyecanlandırıyor.
Bu konuda eğitim aldın mı?
2012 yılı Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı bölümü mezunuyum. Renk Art Akademi'den kara kalem eğitimi aldım. Bakırköy Sanatçılar Derneği'ne üyeyim ve Halis Karakurt'tan yağlı boya eğitimi almaya da devam ediyorum. Ayrıca Minyatür Sanatçısı olan Teyzem Nilgün Gencer'den de uzun süre minyatür dersleri aldım.
O zaman bu yetenek aileden geçiyor...
Evet, bu yetenek anneannemden geliyor. Teyzem bu camiada tanınan bir ressam. Keza annem de resim bölümü mezunu.
Mutluluğu resimde buldum
Ne tür çizimler yapıyorsun?
Portre çalışmayı özellikle seviyorum ama hayvanları ve doğayı da resmediyorum. Realist bir tarzım var buna minyatürün bana kattığı detaycılığı ekliyorum.
Hangi malzemeleri tercih ediyorsun?
Bu konuda yelpazem geniş. Öğrenmenin sonu olmadığını düşünüyorum. Bu sebepten her malzemeyi tanımaya çalışıyorum. Yağlı boya, akrilik, kara kalem, sulu boya, kuru boya gibi akla gelen tüm gereçleri kullanıyorum ama ağırlıklı olarak yağlı boya çalışmayı seviyorum.
Bu mesleği seçmeseydin hangi mesleği yapmak
isterdin? Ressamlığa başlamadan önce çalışmak istediğim tüm iş alanlarında görev yaptım. Başarıyı da yakaladım ama mutluluğu bulamadım.
Sergi açmayı düşünüyor musun?
İlk sergim küçükken Fransa'da eğitim aldığım zaman açılmıştı. Ama onu saymayalım. Yakın zaman için böyle bir planım var, şu an çalışma sürecindeyim,
şimdilik de karma sergilere katılıyorum. Nişantaşı'ndaki Black White Çelişki ve Teşvikiye'deki Kelebek Etkisi gibi sergilerde vardım.
Ressamların ne gibi sıkıntıları var?
Kullanılan malzemelerin çoğu yurt dışında üretildiği için dövizin yükselmesiyle maliyelerin artması, ülkemizde bazı ürünlerin bulunamaması ve bunun yanında çeşitli ev tekstili mağazalarında ucuza sanat değeri taşımayan ürünlerin talep görmesi sanatçının önünde engel teşkil edebiliyor. Sanata getirilen sansür de bunlardan bir tanesi.
Bütçe ve desteğe ihtiyaç var
Sansür derken neyi kastettin?
Örneğin birçok galeride nü çalışmaların sergilenmesi yasak.
Biraz da pazarlama konusunu konuşalım. Müşterilerin sana nasıl ulaşıyor?
Sanatçı bir aileden geldiğim ve bu camiadan pek çok tanıdığım olduğu için çevremin bu konuda çok desteğini görüyorum. Ayrıca internet günümüzün en önemli pazarlama mecrası. Birçok alıcı bana sosyal medya aracılığı ile ulaşabiliyor.
Türkiye'de resim dünyasını hangi noktada görüyorsun?
Siyasi ve politik sebeplerden dolayı maalesef sanat ikinci plana atılmak mecburiyetinde kalıyor. Resim lüks bir tüketimdir. Savaşın konuşulduğu bir ülkede bu alana eğilim göstermek günden güne zorlaşıyor. Bu sebeple ülkede yeteri ilgiyi göremeyen sanatçılarımız beyin göçü gibi yurt dışına açılmayı tercih ediyorlar. Halbuki ulu önderimiz Atatürk'ün de dediği gibi; 'Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözü bizlere ve siyasilere ilham olmalı. Yetenekli insanlarımızın yurt dışına açılmalarını destekliyorum ama tamamen kopmalarına da üzülüyorum. Türkiye'de hem toplum hem de sanatçı için sanatın bütçeye ve desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Sende muhalif bir tavır seziyorum...
Tavrım tek bir siyasi partiye değil. Günümüzün tüm siyasetçileri kendi savaşları içerisinde var olmaya çalıştıkları için belli bir pencerenin dışına çıkamıyorlar. Günümüzün siyasi üslubunu ve çizgisini beğenmiyorum. Beklentim dünya barışı fakat bunun çok ütopik bir istek olduğunun farkındayım.
Resim dünyasıda kimleri beğeniyorsun?
Işığı ve gölgeyi kullanması sebebiyle Hollandalı olan Rembrandt Harmenszoon van Rijn'i, formlara bakış açısıyla modern sanatın gelişimine katkısı olan Fransız ressam Paul Cézanne'ı ayrıca bunlarla birlikte Francisco Goya ve Johannes Vermeer gibi değerli isimleri de oldukça beğeniyorum. Türk ressamlardan Taner Ceylan hiperrealist tarzıyla gerçekten insanda hayranlık uyandırıyor.
Ressamlığa başlamak isteyen gençlere veya genç düşünceli insanlara bu mesleği tavsiye eder misin?
İnsan ömrünün büyük bölümünü icra ettiği meslekte geçiriyor. O yüzden hangi meslek dalı olursa olsun kişi kendini ait olduğunu hissettiği işi yapmalı. Her mesleğin zor tarafları var ama sevdiğin zaman engelleri görmezden gelebilirsin.
Soru cevap
Resim: Hayalim
Aşk: Uzak
Para: Araç
Mutluluk: An
Renk: Coşku
Sanat: Uzuv
İnsan: Ego
Hayvan: Dost
