Seslendirdiği şarkılarla ve imza attığı çalışmalarla adından söz ettiren başarılı sanatçı Murat Kekilli,hayatının bilinmeyenlerini ve müzik dünyasındaki yolculuğunu Damga okurlarına anlattı. Her daim iyilikten, güzellikten yana olduğunu ve başka hiçbir hedefi olmadığını kaydeden Kekilli, “Biz güzellik tarafındayız. Ne kadar çok iyilik yaparsak o kadar çok iyi diyoruz. Ama şarkılarımızla ama sözlerimizle mümkün olduğu kadar çok insana iyilik yapmak, mümkün olduğu kadar çok yüreğe dokunmak istiyoruz” dedi. Sanatın insanları iyi eden bir yolu olduğunu da vurgulayan Kekilli, “O yoldan ilerleyen insanlardan biriyim. Herkes bunu böyle bilsin” diyor...
Sizin tüm etkinliklerinize gelen sıkı takipçileriniz var mı? Her etkinliğinize gelen sıkı fanlarınız hakkında olumsuz bir düşünce durum hiç yaşadınız mı?
Sevgi ucu bucağı olmayan bir engin deniz… Dostlarımızın sevgilerine canı gönülden karşılık veriyorum yaşanan ufak tefek aksaklıkları da sevgilerden diyerek hoş görüyoruz…
Konser verdiğinizi yerler arasından en keyif aldığınız şehir hangisiydi?
Sanat hayatımız boyunca ülkemin birçok şehrinde sevenlerimizle buluştuk. Bu şehirler arasından birini seçmem bir diğerine haksızlık olacaktır. Konserlerimizde buluştuğumuz tüm dostlarımızla güzel anılar biriktirdik, şarkılar söyledik, hissettik.
“Bu Akşam Ölürüm“ adlı şarkınızın tutulmasında en büyük sebep neydi?
Müziğin samimiyetidir karşı tarafa geçmesini sevilmesini sağlayan faktör. Bir şarkının sözleri duygusu size ne kadar yakın gelirse yaşadıklarınıza ve duygularınıza tercüman olursa daha çok sarılır, kendinizi bulursunuz. Halkımız da böyle yaptı sanırım. İçindeki duygulara, isyana bir ses olduk diyelim. Ne mutlu bize!
Doğal ve samimi duruşunuz sevenleriniz tarafından nasıl karşılanıyor?
Aynı şekilde onlarında sevgisini derinden hissediyorum. Sevenlerimle aramda duvar yoktur onlarla ben aynı yerdeyiz aynı yöndeyiz… Bu yüzden hep beraberiz her daim böyle olur inşallah.
“Unutamam Seni” şarkısını hangi hisler ile yorumladınız da bu şarkı bu kadar güzel oldu?
Özlem, hasret… O günlerde hissettiğimiz duyguları müziğimizle yorumladık. Beğenmeniz bizi kat kat mutlu ediyor… Ne mutlu ki konserlerimizde tek bir ağızdan eşlik ediyorsunuz.
Kendinizde beğendiğiniz bir özelliğinizi bizimle paylaşır mısınız?
Yaradan en güzel şekilde yaratmış bizim kendimizi beğenmememiz mümkün mü? Olanı kabul edip şükrediyoruz. Elbet vardır eksiğimiz.
Bugüne kadar kaç şarkı yaptınız siz de en çok iz bırakan şarkınız?
Bunu sayısını bilmem çok zor, müzisyen insanlar ruhunda besler yaşar yansıtır. Gün içinde yaşadığımız her hangi bir durum bizi beste yapmaya yöneltiyor. Ülkemizin zaman zaman yaşadığı olumsuz durumlar... Dünyanın neresinde olursa olsun insanların yaşadığı kötü anlar, savaşlar hepsi beni derinden etkiliyor, bestelerimize yön veriyor. En son bestelediğim “Yıkılasın İsrail” adlı bestem diyebiliriz en yakın örnek olarak iz bırakan.
Sizin siz yapan anahtar parçalar neler?
Beni ben yapan anahtar parça… “Müzik”
Bir müzik programı yapmayı düşünüyor musunuz?
Belki yeni yılda sürprizlerimiz olur bu konuda güzel doğru bir proje ile ekranlarda olmak mutlu eder beni de.
En sık kullandığınız kelime nedir?
Bakalım bir düşüneyim... Sanırım en çok “Buyurun ve Varolasınız“ derim, bir de “Canını yerim senin kardeşim.”
Konserde organizatörlerden istediğiniz en pahalı talebiniz neydi?
Pahalı mı bilmem ama su isteriz bir de gülen samimi bir ortam…
Sizden yaşça küçük olanlara müzik tecrübeniz göz önüne alındığında ne söylemek istersiniz?
Öncelikle eğitim hayatlarına önem vermelerini tavsiye ederim. Meslek olarak seçecekleri yol sanattan geçiyorsa bunu da doğru adım ve müzik eğitimi alarak gerçekleştirmelerini öneririm. Kendi özünü güzellikle sanatla doldurmadan ekran karşısına çıkmanın hayalini kurmasınlar.
Eski sanatçılarla şimdikiler arasında bir fark görüyor musunuz?
Gençlere örnek olmaya çalışıyorum, şimdiki sanatçılarda değişim var. 'Küçük şeylerle saygı olur mu?' derler, bence oluyor. Kemal Sunal, Şener Şen gibi büyük ustalar küçük şeylerle insanları güldürebiliyordu. Edepli mizah yapılmalı. Şimdiki şakalar hep belden aşağı. Ben isterdim ki şimdiki jenerasyon da böyle yapsın, ama yapamıyorlar. Edepli mizah yapılabilir. Bizler Barış Manço, Cem Karaca, Fikret Kızıloklar'ı dinledik. Hayatı bize edepli müzikleriyle öğrettiler, mesajları evrenseldi ve bunu müzikleriyle başardılar. Edepli sanatı gelecek nesillere aktarmamız lazım. Çok büyük mesajlar verdiler, bunları gelecek nesillere aktaramazsak yazık olur. Ahlaki değerleri yitirmeyip işimize bakmamız gerek. Yaşadığımız coğrafya çok zor. Atalarımızın bize hediye ettiği topraklar, bu vatan kolay kazanılmadı. Gençlere iyi anlatmamız lazım. Sanatçılara bu anlamda büyük görevler düşüyor. Sanatçılarımızın milli ve manevi değerleri kitlelerine anlatması lazım. Sanatçılarımız boş vermişlik yapmamalı. Milli birlik ve beraberliğimizi zor zamanlarda ne yapacağımız anlatmalı. Bunu şimdi yapmayacaksan ne zaman yapacaksın?
Diğer sanatçılara beste veriyor musunuz?
Müzisyen dostlarımızla her daim destek ve paylaşım içerisindeyiz. Manevi olarak bizi besleyen süreçler ürettiğimiz müziği paylaşmak…
Aşk hayatınız nasıl gidiyor?
Dünyalar güzeli bir eşim ve iki evladım var aşktan öte her şey…
Bu yaz tatilinizi de yaylada yapmışsınız?
Evet. Biz çocukluğumuzdan beri yazları yaylaya çıkarız. Tabi aradan geçen sürede İstanbul'a gittik ama buradan bağımızı hiç koparmadık. Genelde tatilimizi burada geçiriyoruz. Herkes tatilini daha farklı yerlerde geçiriyor. Yaylanın bende farklı bir yeri var. Ayrıca belediye meclisinden çıkarılan kararla Pozantı'nın fahri hemşehrisi ilan edildim. Koronavirüs sürecinde yasaklar başlayınca annemin yanına, buraya geldim. Canlı yayınlarımı buradan yaptım. Orman ve bol oksijen var, ağaçlarım var onlarla uğraşıyorum. Çocukluğumda karpuz ve pamuk tarlalarında çalıştım bu işlere yabancı değilim. İnsani ilişkiler buralarda ölmedi. Herkes birbirine selam veriyor. Beni burada görenler çok şaşırıyor ne işiniz var diyorlar.
Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?
Bugünlerimde destekleri emekleri çok büyük… Konserlerimizde, sokakta her yerde yanımda oldukları sevdikleri bizi bu zor yolda yalnız bırakmadıkları için minnettarım.
KISA KISA
Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
Siyaset.
Nerede yaşamak istersiniz?
İstanbul.
Hayattan beklentileriniz?
Sınırlarından yıkanıp arınmış bir dünya.
Kahramanınız kim?
Kahramanım yok.
Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
Eşitsizliği bozmak.
Mutluluk rüyanız nedir?
Mavi, yeşil ve altlarından ırmaklar akan ülke.
Yaşlılığınızı nasıl geçirmek istersiniz?
Toroslar’da, Akçatekir yaylasında.
Hangi burçsunuz?
Koç.
Batıl inançlarınız var mı?
Batıl inancım yok.
Ne kadar çılgınsınız?
Bir klipte akıl hastasını oynayacak kadar.
MURAT KEKİLLİ KİMDİR?
Bu Akşam Ölürüm şarkısı ile 90’lara damgasını vuran Murat Kekilli 18 Nisan 1968 tarihinde Adana‘da doğmuştur. Babasının adı Mustafa Kekilli, annesinin adı Sıdıka Kekilli’dir. Hüseyin Kekilli adında kardeşi vardır. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini Adana’da tamamladı. Müzik hayatına ilk piyano ile başladı. 1992-1993 sezonunda Adana devlet konservatuar sınavlarını kazanandı ve bir yıl kadar devam edip ayrıldı. 1994 yılında İstanbul’a geldi. Daha sonra Yolcular adlı grup ile çalışmalarına başlar. Aynı yıl ilk grubunun ismi olan Kilikyalıları kurdu. 1996 yılında ilk albümü “Vay Be! Eşek Gözlüm” adı ile çıkardı. 1999 yılında “Bu Akşam Ölürüm” adlı albümünü çıkardı. Büyük bir ilgi gören bu albüm sayesinde tüm Türkiye’de tanındı.
2013 yılında “Gümüş Teller” albümü ile tekrar müzik hayatına döndü. Murat Kekilli, son olarak TRT’nin mini dizisi Dengi Dengine’de Seyfi Karakterini canlandırdı.