Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Röportaj Kimsenin sorununa sırtımızı dönmeyiz

Kimsenin sorununa sırtımızı dönmeyiz

Vatan Partisi Beylikdüzü Belediyesi eski Başkan Adayı Barbaros Bahçelioğu, Türkiye'nin gündemi ve Beylikdüzü'ne ilişkin Damga'ya konuştu. Türkiye'de ciddi bir ekonomik sıkıntı olduğunu anlatan Bahçelioğlu, “Biz bu sorunları çok yakından izliyoruz ve vatandaşın çilesini görüyoruz. Beylikdüzü'nde olduğu gibi İstanbul'da da, Türkiye'nin tamamında da kimsenin sorununa sırtımızı dönmeyiz. Çare oluruz” dedi

Okunma Süresi: 8 dk

Vatan Partisi Beylikdüzü Belediyesi eski Başkan Adayı Barbaros Bahçelioğu, Türkiye'nin gündemi ve Beylikdüzü'ne ilişkin Damga'ya konuştu. Türkiye'de ciddi bir ekonomik sıkıntı olduğunu anlatan Bahçelioğlu, “Biz bu sorunları çok yakından izliyoruz ve vatandaşın çilesini görüyoruz. Beylikdüzü'nde olduğu gibi İstanbul'da da, Türkiye'nin tamamında da kimsenin sorununa sırtımızı dönmeyiz. Çare oluruz” dedi

31 Mart Yerel Seçimleri'nin öncesinde Vatan Partisi Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı olarak karşımıza çıkan Diş Hekimi Barbaros Bahçelioğlu'yla hem Türkiye gündemine ilişkin hem de İstanbul ve Beylikdüzü özelinde keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Siyasi yolculuğuna devam eden Bahçelioğlu, Türkiye'nin ekonomik anlamda alarma verdiği uyarısında bulunurken, İstanbul ve Beylikdüzü'ne ilişkin de önemli açıklamar yaptı. Beylikdüzü'nde çok başarılı bir seçim kampanyası yürüterek halkın ilgisini kazandıklarını anlatan Bahçelioğlu, bu ilgiyi ilerleyen zamanlarda daha da yukarıya taşımaya epey kararlı. Şimdi yeni bir haftaya başlarken arkanıza yaslanıp bu keyifli söyleşiyi okuyabilirsiniz.

Öncelikle insanlar sizi merak ediyor. Barbaros Bahçelioğlu kimdir diye soralım.
Ben Doktor Barbaros Bahçelioğlu. 1971 İzmir Tire doğumluyum.1987 yılında İstanbul’ a yüksek öğrenim için geldiğimden beri yaşantıma İstanbul’ da devam etmekteyim. Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunuyum. Yaklaşık 25 yıldır mesleğimi sürdürüyorum. 2000 yılından itibaren Beylikdüzü’nde faaliyet gösteriyorum ama, İstanbul’un hemen hemen her semtinde çalışmışımdır. Fakülte hayatımdan önce 1986-1987 yıllarında siyasi hayatım başladı. O zamanlar yeni kurulmuş olan, 80 sonrası siyasi partiler açılırken Sosyalist Parti’ye üye oldum. Lise yıllarımdaydım ve o zamanlar öğrencilerin üyeliği yasaktı. O günden sonra da Aydınlık hareketi içerisinde yer almaktayım. Yönetici kadrolarında bulundum. Yaklaşık 30 senedir bir siyasi mücadelenin içindeyim. 31 Mart seçimlerinde Beylikdüzü’nden partimizin Belediye Başkanı adayı oldum. Güzel bir kampanya yürüttüğümüzü ve vatandaşa politikalarımızı anlatabildiğimizi düşünüyorum.

En önemli sorunumuz ekmek
Türkiye'nin siyasi havasını nasıl yorumluyorsunuz?
Vatandaşımız kazanacak olanın yanında durmayı tercih ediyor, buna saygımız var. Sorun, sorunu üretenlerden çözüm beklemek. Bence yanlış, çünkü sorunun çözümünü doğru tespit edenlerden beklemek lazım. Bundan sonra yurttaşlarımıza önerim budur. Yani sorunun kendisi çözüm olamaz. Çözüm, onu doğru tespit eden kadrolar tarafından üretilecektir. Önümüzdeki dönemde dikkatlerine sunuyorum. Bizim bugün Türkiye açısından iki sorunumuz var. Bir tanesi güvenlik sorunu; Türkiye’nin üzerine gelen büyük tehditler var. Özellikle son dönemde Suriye ve Doğu Akdeniz’den Türkiye’ye yönelik tehditler var. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları üzerinde İsrail, Amerika, Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi geleceğe yönelik planlamalar yapıyorlar. Türkiye’nin dışlandığı ve tehditlere maruz kaldığı bir süreçten geçiyoruz. Aynı şekilde Suriye’de, hepimizin bildiği mülteci sorunundan tutun, toprak sorununa kadar uzanan sıkıntılar var. Orada 2500 tıra kadar silah sevkiyatı yapılarak ABD tarafından desteklenen bir terör örgütü var. Bunlar ülkemizin güvenlik sorununu oluşturuyor. Bir diğer sorunumuz ise, ekmek. Ekmek sorunu ekonomiyle alakalı. Yani biz bugün Türkiye olarak üreten bir ülke değiliz. Borçlanma ekonomisiyle ayakta durmaya çalışıyoruz. Hükümetimiz 17 yıllı bir hükümet ama sürekli olarak yeni planlar açıklasa da, ekonominin dibe gittiğini görüyoruz. Burada ki anahtar mesele Türkiye üretim yapmıyor. Borçlanma ekonomisiyle sorunları geçiştirme yoluna gidiyor. Ekonominin bu şekilde düzelmesi mümkün değil. AK Parti’ye güvenlik politikaları açısından destek veriyoruz. Örneğin S400 meselesinde, Rusya ve İran ile ilişkilerde Barzani Devletinin kurulması esnasında Irak ile olan münasebetlerinde destek veriyoruz. Ama ekonomik açıdan AK Parti’nin Türkiye’nin sorunlarına çözüm olamayacağını düşünüyoruz. Çözüm üreten bir Türkiye yaratmakta. Üretim değeri elbette bir günde olacak bir şey değil, üretim değerine giden süreçte bir milli direnme ekonomisi kurmak gerekiyor.

Peki milli direnme ekonomisi diyorsunuz. Bu nasıl oluşabilir?
Milli direnme ekonomisi bizim en önemli giderlerimizden bir tanesi savunma giderleridir. Son dönemlerde MİLGEM gibi kendi gemimizi yaptığımız projeler veya kendi savunma silahlarımızı ürettiğimiz projeler Milli Savunma Sanayimizin oluşturulması açısından Türk ordusu birtakım adımlar attı ve bu olumlu bir şey. Aynısının tarım, hayvancılık, sanayi gibi alanlarda da gündeme gelmesi ekonomimizi rahatlatacaktır. Merkez Bankası’nın bağımsız olmasına kesinlikle karşıyız. Merkez Bankası bağımlı hükümet politikalarına uygun adım atan bir yol izlemelidir ki, Türkiye’nin içerisinde ki ekonomik manipülasyonlarla Türkiye’nin milli politikalarına zarar gelmesin.

Vatan Partisi'nde uyumsuzluk olmaz
Siyasi düşüncelerinizle Vatan Partisi’nin söylemleri birbirini tutuyor mu?
Şöyle söyleyeyim, Vatan Partisi’nin politika ve söylemlerinde önemli bir pozisyondayım. O politikaları üreten kişilerden bir tanesi olduğum için sorunun cevabını evet diye yanıtlıyorum. Sayın Genel başkanımızın tavrı politikaların partinin tabanından yukarı doğru yükselerek oluşması tavrındadır. Dolayısıyla bizim partimizin içerisinde pek uyumsuzluğa rastlanmaz. Ancak şunu söylemek lazım, biz seçimlerde halkla birleşen ve daha fazla temasa geçen bir politika izlemeye çalıştık. Bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyoruz.

Bir süre önce Doğu Perinçek ile ilgili toplumda farklı bir algı vardı. Özellikle Abdullah Öcalan ile birlikte yayınlanan fotoğraflarının ardından. Son zamanlarda Ak Parti ile yakınlaşması ve FETÖ meselesi konusunda aldığı tavırla eskiye oranla toplum tarafından daha fazla kabul gördüğünü söyleyebilir miyiz?
Aslına bakarsanız tek tek ele aldığımızda AKP FETÖ Terör örgütü ile geçmişte koalisyon yapmıştı. Biz hep karşıydık bu örgüte. Esasında, AKP bağlarını onlarla tamamen koparıp bizim yanımıza gelmiş oldu. Dolayısıyla bizim onları desteklememiz gibi bir şey pek te söz konusu değil. Tam tersi onların milli politikalara yönelen bir tavra girmesi söz konusu. Aynı şeyi PKK için de söyleyebiliriz. Açılım süreci Türkiye’yi bölen bir süreçti. 24 Temmuz’da başlayan bir hareketle açılım sona erdi, AKP bizim daha önce eleştirdiğimiz açılımcı tavrı bırakarak yanımıza gelmiş oldu. Dolayısıyla biz milli politikaları savunma konusundaki duruşumuzu hiç bozmadık. Ama zaman zaman saldıran kuvvetler bize doğru yaklaşıyorlar maalesef.

Her çevreden insanla buluşuyorum
Çok yoğun bir iş hayatınız varken siyasete zaman ayırıp yoğun bir mücadele veriyorsunuz. Özellikle son seçimlerde yürütmüş olduğunuz çalışmalarınızla çabanız oldukça büyüktü. Bu tempo sizi yormuyor mu? Partinizin desteğini yeterince hissediyor musunuz?
Yoruyor ama bu memleket bizi yetiştirdi. Biz bu vatanın okullarında bu vatanın öğretmenleriyle yetiştik. Dolayısıyla vatanıma borcumdur. Hem işimi yapıp hem siyasi mücadelemi sürdürmeye devam ediyorum. Kanımızın son damlasına kadar da inandığımız davamızın yolunda yürümeye devam edeceğiz. Partim bana Beylikdüzü’nde ve İstanbul’un sorumlu olduğu belli bölgelerinde sonsuz inisiyatif tanıyor ve her insanla her siyasiyle görüşmem konusunda açık bir tavır sunuyor. Her çevreden insanla yan yana gelebildiğimi söyleyebilirim. Dolayısıyla Türkiyeci politikaları yürüttüğümüz sürece daima destekçimizdir.

Vatan Partisi’nin Beylikdüzü’nde şansı nedir sizce?
Vatan Partisi aslında 2015 yılında kurulmuş bir partidir. Ama elbette Aydınlık hareketi olarak uzun bir geçmişi var. İşçi Partisi, Sosyalist Partisi ve Vatan Partisi ile devam ediyor. Bence gelecek Vatan Partisi. Şöyle söyleyebilirim, partimiz milli bir parti. Milli kurum ve kuruluşların yükseleceği bir döneme giriyoruz. Vatan Partisi Atatürkçü bir gençlik yetiştirdi. Vatanı savunmada hep ön safta yer alırlar. Partinin geleceği bence diğer siyasi partilerden daha parlak. Bizim kendimizi vatandaşa biraz daha tanıtmamız lazım. Çok uzun sürmeyecek, yakın gelecekte Vatan Partisini çok daha büyük yelerde göreceğimize inanıyorum. Biz Beylikdüzü’nde ki her vatandaşımızın yanındayız. Hiç kimsenin sorununa sırtımızı dönüp bizene demeyiz. Her türlü çalışmalarımız, mücadelemiz devam edecek. Ve onlara diyorum ki; ‘Gelin Emekçiler, İşçiler partimize gelin üye olun’.

Bunun için bulunduğunuz bölgede ne gibi çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
Bulunduğum bölgede hemen hemen her kesimle, her çevre ile belirttiğim gibi sıkı ve sağlam ilişkilerim var. Ak Partiyle de CHP ile de rahat rahat görüşebiliyorum. İBB başkanı Ekrem İmamoğlu yakın dostum olmasına rağmen birbirimizi rahatlıkla eleştirebiliyoruz. Ve ülkemizin hayrına olabilecek sohbetlerimiz, fikir alışverişlerimiz olabiliyor. Bu bakımdan benim çalışmalarım seçim döneminden sonra daha da hızlanmış durumda. Bulunduğum çevredeki toplumla da iletişim halindeyim. Herhangi bir sorun yaşandığında bizlerle hemen temas kurabileceklerini söyleyebilirim. Örneğin geçtiğimiz günlerde bir kız çocuğumuz kayboldu ve hemen çalışmalara başladık ve çok şükür çocuğumuzu başına bir şey gelmeden sürdürdüğümüz çalışmalarla bulabildik. Her konuda yaklaşımımız bu yönde. Ağaç olsun, yeşil olsun, çocuk olsun elimizden ne gelirse hemen harekete geçer ve çözümcü oluruz.

Belediyenin fikirlerimize ihtiyacı var
“31 Mart’ta bir seçim yaptık. Yeni bir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Murat Çalık seçildi, yeni bir meclis oluşturuldu. Hepsi umuyorum değerli insanlar ve değerli siyasetçiler. Hiçbiri ile ilgili şahsi bir sorunumuz yok ancak, Beylikdüzü’nün beklenen sorunlarıyla ilgili atılmış bir adım da görmüyoruz. Aynen İstanbul Büyükşehir Belediyesinde olduğu gibi bir bekleme süreci olduğunu görüyoruz. Onlara tavsiyemiz hem İstanbul Büyükşehir Belediyesinde hem ilçelerde siyasi partiler masaları oluşturmalarını, o ilçelerde var olan siyasi partilerle birlikte bir mekanizma oluşturmaları, sorunları çözmek için adım atmaları gerekiyor. Bana göre benim fikrime ihtiyaçları var. Çünkü muhalefet bir partinin lideri olarak fikrimi belirtmem onların açısından daha faydalı. Sonra sorunlar meclise gidiyor ve tıkanıyor. Tıkanmayı engellemek için çalışmalar sürdürülmeli.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *