Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Röportaj İlkelerimden vazgeçmedim

İlkelerimden vazgeçmedim

CHP Avcılar İlçe Başkanlığı'na adaylığını açıklayan Ali Ekber Çelik, partinin bütün kademelerinde yer aldığını belirterek, “Ben hep partimin ilkeleri ve politik bakış açısıyla ile hareket ettim, hiç sağa sola yalpalamadım” dedi. Çelik, “Politik kadro üretim merkezi olabilecek ve burada hem yerelde hem partide ihtiyaç duyulabilecek bir parti okulu yaratacağız” diye konuştu

Okunma Süresi: 11 dk

CHP Avcılar İlçe Başkanlığı'na adaylığını açıklayan Ali Ekber Çelik, partinin bütün kademelerinde yer aldığını belirterek, “Ben hep partimin ilkeleri ve politik bakış açısıyla ile hareket ettim, hiç sağa sola yalpalamadım” dedi. Çelik, “Politik kadro üretim merkezi olabilecek ve burada hem yerelde hem partide ihtiyaç duyulabilecek bir parti okulu yaratacağız” diye konuştu

Bir önceki dönem Avcılar Belediye Meclis üyesi olan Ali Ekber Çelik CHP Avdılar İlçe Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı. Damga'nın sorularını cevaplandıran Çelik, özellikle kadınların siyasette ki yerine vurgu yaparak, “Ben görevimin sonunda Avcılar'ı yönetebilecek genç bir kadın adayı hem deneyim, hem de politik olarak yetiştireceğimi ve yerimi kendisine bırakacağımı taahhüt ediyorum. Düşünebiliyor musunuz yıllarca ilçeye başkanlık yapıyorsunuz ve aday adayı bırakmadan gidiyorsunuz” diye konuştu. Sürpriz bir aday olmadığını belirten Çelik, “Delegelerin sağduyusuna inanıyorum ve kazanacağımı biliyorum. Ben 40 yıldır bu ilçedeyim. Bu ilçenin ve bu partinin tüm kademelerinde görev aldım” açıklamasını yaptı.

Öncelikle neden aday oldunuz ve nasıl bir aday profili çizdiniz?
Nasıl bir aday profili, kendine güvenen şimdiye kadar aldığı bütün görevleri layıkıyla yerine getirmiş partinin ideolojisini kavramış Cumhuriyet Halk Partisi'nden başka hiçbir partiye gidip gelmemiş bir aday profiliyim ben. Aslında bir başka adayın adaylaşmasını ve siyasal mücadelenin ve ilçenin yeniden örgütlenmesinin Profesör Murat Aslan tarafından üretileceğini düşündüm. Ama arkadaşımızın teknik nedenlerden dolayı bu sürecin içerisinde yer almayacağını söylemesiyle birlikte, içeride de oluşan baskıdan kaynaklı aday olmam gerektiği konusunda ciddi bir talep oluşunca adaylığımı açıkladım.İlçemizde 12500 parti üyesi ve 435 bin insan yaşıyor. Denebilir ki İstanbul'un en siyasal ilçelerinden birinin yaratılan yanlış bir algıdan kaynaklı tek adayla seçime gideceği propagandası bir yanıyla bizi yeniden sürecin içinde rol almamızı sağladı. Aslında bir haftalık süreç ilçe başkanlıkları için eğer politik bir bakış açısı egemen olacaksa yeterli bir süreçtir. Çünkü bizim partililerimiz birbirlerini iyi tanırlar. Partinin örgütlenmesine, emeğin harcanmasına ve örgütlenmesine göre hareket ederler. Delegelerinde sürece böyle bakacaklarını umut ediyoruz. Bunun için 1 haftalık süre bizim için yeterli bir süredir. Geç kalma söz konusu değildir ama tabi 400 delegenin 400'üne de yetişemiyoruz bazen. Yoğunlaştırılmış bir programla bu eksiğimizi gidereceğimizi umuyoruz.

Delege listelerinizi blok mu, yoksa çarşaf listeyle mi hazırladınız?
Aslında birçok mahallemizde ortak liste oluştu. Asgari düzeyde de olsa emeğe, geçmişte ve gelecekte siyaset yapma biçimlerine göre delegelerin listesi oluştu. İlçe seçimlerinde çarşaf listeyi savunuyoruz. Genelde blok liste ile seçime gidiliyor. Biz her ikisi için de çalışma yaptık.

ali ekber çelik


Kongreye çok kısa bir süre kaldı. Erdal Nas'a karşı adaylığını açıklayan bir isim Ahmet Turan Arlı ve sürpriz bir şekilde çıkan sizsiniz. Kendinizi rakipleriniz karşısında nerede görüyorsunuz, kazanacak mısınız sizce?
Birincisi ben sürpriz değilim, asli unsurum. Yetkin bir partili süreci tahlil eder ve nerede bir eksiklik ve hata varsa oraya müdahale edendir. Ülkemiz kritik bir süreçten geçerken ve iktidara yürürken siyasal ve örgütsel olarak henüz yetkinleşmemiş bir arkadaşımıza bu süreci bırakmak büyük bir hata olurdu. Ben deneyimimle bu iktidar yürüyüşünü daha doğru örğütleyeceğim. Diğer yanıyla delegelerin sağduyusuna inanıyorum ve kazanacağımı biliyorum. Neden böyle konuşuyorum diye sorarsanız, ben 40 yıldır bu ilçedeyim. İkincisi; bu ilçenin ve bu partinin tüm kademelerinde görev aldım. Benimle ilgili herhangi bir şey burada söz konusu olmaz. Ben hep partimin ilkeleri ve politik bakış açısıyla ile hareket ettim, hiç sağa sola yalpalamadım, yönetme kabiliyetim var ve yönetme deneyimim var. Kısacası yönetecek politik birikime sahibim. Erdal Nas bu süreçlerin başında ve biraz pişmesi lazım bildiğiniz gibi atamayla gelmiş bir isim. Demokratik olmayan bir yöntemi ve hele seçime altı ay kala kabul ederek ilçe başkanı olması bu olayı içine sindirmesi onun daha pişmesi ve partinin ideolojik ve demokratik geleneğini öğrenmesi gerektiğine işarettir. Ahmet Turan Arlı arkadaşımız her ne kadar yönetim kadamelerinde yer almasada yerel yönetimlerde birlikte çalışmaktan zevk duyduğum bir arkadaş. Bir kez belediye meclisinde görev aldı, onun dışında pek bir görevi yok. Her ikisinede başarılar diliyorum. Bence burada sorulması ve yanıtlanması gereken konu neden aday olduğumuzdur. Yukarıda azda olsa belirttiğim gibi bu ilçe İstanbul'un en politik ilçesi. Bununla yarışan bir de Kadıköy kısmen var. Politik ilçeden kastettiğim şudur; 435 bin nüfusa sahip, 20 yıldır sosyal demokrat bir partinin yönettiği bir yerel iktidar vardır ama genel iktidarlarda biz hep geride kalmışızdır. Bu ciddi bir sorundur. Her ilçe başkanı yerel yönetime göre partiyi, ilçe yöetimini şekillendirmiş ve bunun üzerinden bir politik hat çizmiş. Oysa siyaseti yapacak olan onun kurulu ve partisi, yani ilçedir. İdari yapısını oluşturacak olan ise belediyedir. Eğer siz bir ilçede yerelde kazanıp genel seçimlerde ikinci oluyorsanız, burada siyasetin ilkelerine göre, istenilene göre, halkın taleplerine göre bir politika izlemiyorsunuz demektir. Bunun için olması gereken bu ilçenin politik kadrolarının yani başkanının ve yönetiminin değişmesidir. Demek ki sizin ilçe başkanınız politika yapmayı ikinci planda tutmuş. Politikayı birinci plana taşıyacak ve gerçekten belediyeye sadece projeler üretebilecek bir bakış açısına sahip olmalıyız.Sorarım Erdal Nas şimdiye kadar ve daha önce gerek siyaseten gerekse belediye nezdinde bir proje üretmişmidir. Benim meclis üyesi olduğum dönemde örgütten sorumluydu yani ikinci adam , hiçbir projesini görmedim ve duymadım, devamla partinin yeniden yapılanması açısındanda bir şey yapılmadı yani örgütten sorumlu arkadaş seçime girdi ve yine parti genel seçimde ikinci. Yani kısaca Erdal Nas hep ikinci olmuştur. 2009 da Kemah da DSP den aday olduğunda da ikinci olmuştu. Daha sonra partimize geri döndü ve şimdi ilçe başkan aday adayımız. Hoş geldi ayrıca biz böyle kucak açan bir partiyiz. Demek ki hem kendi üyeni örgütleyememişsin, hem halkı örgütleyememişsin, hem kadrolar yaratamamışsın. Senelerce bir ilçede ilçe başkanlığı yapıyorsanız, o ilçede her alanda etkin ve yetkin kadrolar yetiştirmeniz gerekirdi. Bir şey daha var, bizim projelerimiz içerisinde de geçer; ''En iyi yönetici alternatifini yetiştiren yöneticidir.'' Yani ben görevimin sonunda buraya, burayı yönetebilecek genç bir kadın adayı hem deneyim, hem de politik olarak yetiştireceğimi ve yerimi kendisine bırakacağımı taahhüt ediyorum. Düşünebiliyor musunuz yıllarca ilçeye başkanlık yapıyorsunuz ve aday adayı bırakmadan gidiyorsunuz.

Yönetiminizde kaç kadın yer alıyor?
Bir cinsiyet kotası var bunun doğru olmadığına inanıyorum. Yüzde 33 cinsiyet kotamız var. Bu doğru bir yaklaşım biçimi değil. Kadın sayısı daha çok olmalı, kadınlar daha fazla yer almalı. Listemiz henüz tam anlamıyla hazır değil am kadınlar o listede olacak. Erkek kadın, genç yaşlı ayrımı yapmayacağız.Tüzükten kaynaklı görevlerimizi yerine getireceğiz ama eğer hak eden bir kadın arkadaşımız varsa kesinlikle onu yönetime alacağız.

Seçime çok az bir zaman kala hem seçime girmeniz, hem de listenizin hazır olmaması bir olumsuzluk doğurmaz mı?
Biz bunun bir olumsuzluğa yol açacağını düşünmüyoruz. Mahallelerden demokratik bir biçimde seçilip gelmelerini, kimleri tercih ettiğimizi veya edeceklerimizi mahallelere bırakacağız. Mahalleler bu doğrultuda kendi adaylarını seçsin istiyoruz. Kriterimizi belirledik ve bu kriterin en önemli unsurlarından biri mahallesi tarafından kabul edilen ve önerilen biri olmasıdır.

Seçildiniz ve başkanlık koltuğuna oturduğunuzu varsayalım. İlk neyi değiştireceksiniz?
Aşama aşama yep yeni bir parti yaratacağız. Öncelikle tüm üyeleri gözden geçireceğiz politika yapmak isteyen üyelerimizi gruplara ayırıp birikim ve yeteneklerine göre eğitimden geçirerek aktif pratiğin içine sokacağız. İlçemizde ve bölgemizde hayatımıza değer katan bilim ve kültür insanlarımızdan istifade edeceğiz. Avcılar’ı ekonomik, sosyal ve kültürel açılardan tahlil ederek buna uygun politikalar belirleyip halkıda sürece katarak birlikte mücadeleyi örgütleyeceğiz. Avcılar’ın ihtiyaç duyduğu her alanda Avcılar’lılarla birlikte çalışacağız. İlçemizin bir ucu Tahtakale'de, bir ucu Avcılar'ın çıkışı Küçükçekmece'de. Coğrafi olarak da bu ilçeyi ikiye böleceğiz. Avcıları E-5 Yolunun sağı ve solu olmak üzere iki bölge olarak ele alacağız. Yerinde ve zamanında müdahale edebilmek ve örgütümüzün etkinliklere katılımını sağlayabilmek için bunu yapmak zorundayız. Örgütten sorumlu iki ayrı başkan yardımcısı tayin edeceğiz. Bir ilçe binamız yolun sağında olacak emekçilerin çok yoğun olduğu Tahtakale Tokat Mahallesi, Mustafa Kemal Paşa, Yeşilkent ve Firuzköy bu mahalleler ekonomik ve kültürel olarak çok farklı burada yaşayan insanlarımaza uygun ve onların sürece katılımı esas alınacaktır. Avcılar demografik ve sosyolojik olarak çeşitli katagorilere ayrılacaktır. Örneğin öğrenci gençlik, işçi gençlik ve işsiz gençlik ve bunlara uygun politika ve çalışma tarzı. Kadınlar, memur kadın ev kadını çalışan ve işsiz kadın vs. Avcılar’ın küçük, orta ve büyük ölçekli işletmeleri, esnafları vs. Tüm projelerimizi bir broşürde topladık ve 400 delegemize ulaştıracağız. Söz uçar, yazı kalır dolayısıyla yazılı bir metinle neler yapacağımızı parti kamuoyuna ilk defa biz açıklamış oluyoruz. Yarın bizi göreve getirenler, projelerimizi yapmadığımız ya da yapamadığımız takdirde hesap sorsunlar istiyoruz. En büyük hayalim ve hedefim; ilçemizde bulunan tüm kadınları, gençleri ve dezavantajlı grupları belediye başkanlığımızla birlikte üretime, ilçe başkanlığımızın öncülüğünde siyasete katacak bir ilçe yaratmak ve görev süremin sonunda ilçe başkanlığını genç bir kadın yoldaşıma bırakmak olacaktır.

ANTİDEMOKRATİK DAVRANIYORLAR!
Bu tür seçimlerde mevcut ilçe başkanının her zaman önde olduğu gibi bir algı var. Siz buna katılıyor musunuz?
Şuan ki yönetim, demokratik teamüller çerçevesinde yönetime gelen bir yönetim değil. Bizim onaylamadığımız bir yöntemle geldi. Sizin de bildiğiniz gibi, atama ile ilçe başkanı oldu. Seçime gidilecek bir ilçede bu başkanlığı kabul etmek aslında demokratik teamüllere çok ta uyan bir şey değil. Bir başka şey de, her zaman iktidar alternatif olarak öndedir diye bir algı var. Bu bir aldatmacadır ve biz bunu kanıtlayacağız ve seçimi alacağız. Ama esas olarak bence elinizde olan bu olanağı nasıl kullandığınızdır. Antidemokratik bir tarzda mı kullanıyorsunuz, yoksa demokratik bir tarzda mı? Birçok yerde anti demokratik olay ve olguyla karşılaştık. Örneğin her mahallede ilçe başkanı avantajı kullanılarak toplantılar yapılıyor ve imzalar toplanıyor bu imzaların hiçbir geçerliliği yok sadece algıya neden oluyor. Bir örnek vermek istiyorum; Ambarlı Mahallesi'nde toplantı yapıldı, biz de Ambarlı Mahallesi'nden sorumlu ilçe yöneticisi Selçuk Gök arkadaştan toplantı talep ettik. Yönetici arkadaşımız bizi yönetici olmayan Kemal Türk arkadaşa yönlendirdi. Aradan bunca zaman geçti hala cevap yok. Ayrıca delege bunu da görüyor ve ona göre karar veriyor. Bir de en başında da dediğim gibi, bir hafta aslında yeterli bir süreç. Bunu nasıl kullandığınıza bağlı. Bir toplantı yaptığınızda samimiyetiniz, orayı örgütleyebilecek bakış açınız , deneyim ve birikiminiz buna uygunsa delege kararını veriyor. Şimdi imza toplanıyor, çok gereksiz birşey. Hem insanların iradesine ipotek koymaktır, hem de yanlış bir iradeyi örgütlemektir. Örneğin bir mahallede 26 kişi katılımlı X mahallesi bizi destekliyor diye yayınladılar fakat bize oradan oy verenlerin olduğunu da biliyoruz. Bunu algı oluşturmak için yapıyorlar. Bu yanlış birşey. Sandıkta bunun tersi yaşanacaktır. Elimizle çektiğimiz fotoğraflarımız olmasına rağmen, onların izni olmadan yayınlamıyoruz. Bir de bizim parti geleneğimizde olan bir şey vardır, hazirun girdiğiniz zaman kim geldi diye yazarsınız. Delegeler bize imza verdi diye yayınlıyorlar. Bu Cumhuriyet Halk Parti'sine yakışan bir davranış değil. Sanıyorum Erdal Nas arkadaşımız bu saatten sonra buna gerek duymayacaktır. Avcılar delegesi politiktir. Bu yüzden de seçim dönemlerinde herkesin gözü kulağı buradadır. Neden aday olduğumun bir başka açıdan belirtmem gerekirse; biz burada gerçekten birinci parti olmak için adayız. Politik kadro üretim merkezi olabilecek ve burada hem yerelde hem partide ihtiyaç duyulabilecek bir parti okulu yaratacağız. Dezavantajlı grupların, kadınların ve gençlerin hem istihdam hem de politik açıdan yetkinleşmesi açısından destekleyecek ve onlara burayı okul gibi hissettireceğiz. Hepsinden daha önemlisi de şu; üretime katılmayan çok yoğun bir kadın nüfusu var. Kadınların politikaya katılımı için etkinliklerimizi ve çalışmalarımızı artıracağız. Bunun için yoğun projeler üreteceğiz.

YÖNETİCİYİ BEN SEÇMELİYİM

Üye sayısı 12-13 bin olan bir yerde 400 delegenin oy kullanmasının demokratik bir hareket olduğunu düşünüyor musunuz?
Bu bizim elimizde olan ve bizden kaynaklanan bir şey değil. Siyasi partiler yasasında ve sınırları çizilmiş bir olay. Bence, bir siyasi partinin ilçe sınırları içerisinde bulunanları üyelerde seçebilir halkta seçebilir. Benim gönlüm şundan yana; beni yönetecek olanı ben seçmeliyim. Yani çok demokratik bir seçim olmalı. Aksi takdirde bir çok hoş olmayan faktör işin içine karışıyor ve demokratik yapı kaybediliyor. Şuan bir çarşaf listenin olmasını isterdim. Şöyle bir düşünün, 400 tane delegemiz var, bir oy farkla seçimi alan tüm yönetim kademesini belirliyor ve diğer yarıdan bir az olan tüm temsil haklarını kaybediyor. 1 mahalleyi düşünün 40 tane delegesi var, bu mahalleninde 1000 tane oyu, yani üyesi var. Bu 1000 üyenin de 500'ü gelip katılıyor, 251 alan bütün delegeleri belirliyor, 249 alan ise kaybediyor. Oysa bu liste paylaştırılmalı ve tüm mahallenin kendini ifade etmesi gerekir. Hiç olmazsa bu yapılmalı.

ali ekber çelik

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *