Tüm dünyayı saran Kovid-19'un etkisi azalsa da henüz günlük hayattan çıkmış değil. Maske, sosyal mesafe ve aşı gibi sözcükler salgınla mücadele sürecinde çok konuşuldu. Önlemlere ve mevsime bağlı vaka sayıları azalıp artsa da ölüm ve hastaneye yatış rakamlarındaki düşük oran aslında salgınla mücadeleyi ortaya koyuyor. Hava sıcaklıklarının yavaş yavaş düşmesi, bu dönemde grip vakalarının artması doğal olarak Kovid-19'un gidişatı ile ilgili soruları gündeme getiriyor. Kovid-19 ile ilgili son gelişmeleri salgın döneminde Koronavirüs Bilim Kurulu Üyeliği yapan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener'e sorduk.
Virüslerin görülme sıklığı nedir?
"Alınan önlemler ve aşılama nedeniyle koronavirüs enfeksiyonunda ciddi oranda azalma oldu. Sağlık Bakanlığının verilerine göre test pozitif oranlarının yüzde 10'nun altında. Zaten servislerde yatan hasta grubunda acil servise başvuru grubunda da PCR test pozitiflik oranımız çok çok düştü. Ama adenovirüs ya da influenza gibi diğer solunum yolu enfeksiyonlarında kademeli bir artış var. Eylül, ekim ayından itibaren bu enfeksiyonların artışı olduğunu biliyoruz. Daha sonra kasım ayından itibaren de influenza başlıyor. Kasım ayından itibaren grip enfeksiyonlarında ciddi bir artış bekleniyor."
Avrupa'da son durum nedir?
"Başta İngiltere olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerinin çoğunda solunum yolu enfeksiyonları ve Kovid-19 vakalarında artış var. Dolayısıyla bizde de solunum yolları ve Kovid-19 salgınında bir artış olabilir. Bu bizi tedirgin etmesin ama hazırlıklı olmamız da fayda var. Çünkü diğer solunum yolu viral enfeksiyonlarıyla Kovid-19 enfeksiyonunun bulguları hemen hemen aynı. Virüs enfeksiyonunda daha çok burun akıntısı görürken gripte daha çok eklem ağrılarını görüyoruz. Adenovirüs daha baskın olarak boğaz ağrısı olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla Kovid-19 enfeksiyonlarıyla bu bulguların hepsi karışabilen bulgular."
Grip vakalarında artış var
"Kovid-19 salgını nedeniyle takılan maske, aşılanma ve sosyal mesafe kurallarına uyulduğu için geçen 2 yılda grip vakaların görülmedi. İki yıl boyunca aslında bağışıklık sistemimiz bütün solunum yolu enfeksiyonlarını unuttu. Kovid-19 ile mücadele ettiğimiz için diğer solunum yolu enfeksiyonları da gündemden düştü. Şimdi grip gibi diğer solunum yolu enfeksiyonlarını yeniden hatırlayacağız. Bu hatırlayacağımız solunum yolu enfeksiyonlarında bağışıklık sistemimiz de bununla uzun dönem karşı karşıya kalmadığı için sanki ilk defa karşı karşıya kalıyormuş gibi tepki verecek ama bunu panik yapmayalım. Çünkü bazı hastalar geliyor enfeksiyonu 5 ve 7 gün yüksek ateşle devam ediyor. Hastaneye yatacak kadar zorluk çekiyorlar, eklem ağrısı çekiyorlar. Bunlara panik olmamak gerek. Vücut iki yıldır unuttuğu için bu viral enfeksiyonları da yeniden hatırlama sürecine giriyor. Bu hatırlama sürecinde bağışıklık sistemimizi hatırlıyor. Bağışıklık sistemimizi hatırladıkça kalacak olan antikorlar önümüzdeki yıllarda diğer solunum yolu enfeksiyonlarına karşı da kendimiz hatırlamış olacağız."
Hastalığı olanlara tavsiyeniz nedir?
"Grip ve Kovid-19 virüsünden korunmak için özellikle hastalık bulguları bulunan kişilerin mutlaka maske takmaya devam etmesi gerekiyor. Özellikle 65 yaş ve üzeri kişilerin mutlaka grip, zatürre ve Kovid-19 aşılarını yaptırmalarını öneriyoruz."
Havaların ısınmasıyla salgında vaka sayılarının düşeceği konuşulmuştu ancak geçen yazın başında Kovid-19 aniden yükselişe geçti, neden böyle oldu?
"Aslında varyantlar bu işi karıştırdı. Varyantlar işi bozdu diyebiliriz. Aynı zamanda salgının derinleşmesine sebep oldu. Bunun yanında önlemlere de dikkat edilmedi, insanlar doğal olarak psikolojik olarak rahatladı. Bundan dolayı yaz olmasına rağmen piki gördük. Sonra yavaş yavaş sayılar düşüşe geçti. Ama şunu da söylemekte fayda var, toplumda bağışıklık da arttı. Bir anda çok sayıda insan enfeksiyon geçirdi, doğal bağışıklığın etkisi önemli."
Salgınla mücadelede ülkelerin sağlık alt yapısı ön plana çıktı, bu süreçte Türkiye neler yaptı, sağlık sistemi nasıl çalıştı?
"Türkiye, Kovid-19 salgınıyla mücadelede tüm dünyaya örnek oldu. Virüsle ilgili bilinmezlerin büyük bir kısmı artık bilinir konuma geldi. Bilmediğimiz kısmı çok az. Türkiye olarak baktığımızda virüse karşı etkili, virüsün çoğalmasını engelleyip azaltan bir antiviral ilacımız var. Onun dışında Türkiye'nin halihazırda güçlü bir sağlık altyapısı var. Yeni hastaneler açılıyor art arda, şehir hastanelerinden tutun da diğer hastaneler dahil olmak üzere. Bunların hepsi bizim elimizi kolaylaştırıyor. Türkiye artık hem solunum cihazı anlamında, hem yatak kapasitesi anlamında, özellikle şehir hastanelerinin gündeme gelmesiyle rüştünü ispat etti. Ayrıca sağlık çalışanı ordumuz da ciddi anlamda arttı. Salgının başındaki gibi değiliz."
AA