EMİNE KAŞIKCI- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 28 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerisinde kalmıştı.
Yaşanan seçim yenilgisi CHP'de değişim tartışmalarını gündeme getirmişti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “değişim” tartışmalarının en güçlü aktörüyken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise partide görevine devam edeceğinin mesajını vermişti.
Son olarak İmamoğlu'nun “İktidar için değişim” çağrısı yaptığı ve vatandaşların görüşlerinin toplanması için internet sitesi açılmıştı.
CHP'de değişim tartışmaları sürerken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'den dikkat çeken açıklamalar geldi.
Geçtiğimiz haftalarda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yeni Siyaset Belgesi – İzmir Duruşu” başlığı ile yaptığı açıklamada; “CHP’nin eksikleri ve kusurları olduğundan, bir değişime ihtiyaç duyulduğundan şüphemiz yok. Dünyanın ve ülkenin yaşadığı değişime ayak uydurabilecek dinamizmi ve esnekliği partiye kazandıracak yeni bir örgütlenme anlayışına ihtiyacımız var” demişti.
SonSöz TV’de katıldığı programda İmamoğlu ile görüşmesinin detaylarını aktaran Soyer, Türkiye’ye dair ortak yapabileceklerini değerlendirme fırsatı bulduklarını fakat seçimlerden sonra hiç bir araya gelmediklerini söyledi.
Görüşmeye dair Soyer, daha çok İmamoğlu'nu dinlediği ve anlamaya çalıştığı bir görüşme olduğunu belirterek "Farklı düşündüğümü net olarak ifade ettim, bildiride de ifade ettik” dedi.
Soyer'in açıklamaları şöyle:
“Biz büyükşehir belediye başkanı olarak, 4,5 yıldır düzenli bir araya geldik. Hemen hemen ortalama 2 ayda bir, bir araya geldik. Hem kendi şehirlerimizdeki sorunları hem Türkiye’ye dair ortak yapabileceklerimizi değerlendirme fırsatı bulduk. Bunlar çok kıymetli buluşmalardı. Birbirimizden hem ilham alıyorduk hem birbirimize bu anlamda yakınlaşıyorduk. Dostluk, kardeşlik bağı kuruluyordu. Fakat seçimlerden sonra hiç bir araya gelmedik. Orada da büyük bir kopukluk oldu maalesef. Bugüne kadar birbirimizin gözünün içine bakarak yol aldık. Bundan kaynaklı bir araya gelmeyi çok önemsedim. Benim de İzmir duruşu adını verdiğimiz bildirimiz oldu. Onun da yaptığı bir açıklama oldu. Bunları birbirimizle paylaşalım, birbirimizle satır aralarındaki konular nedir, aklımızdan geçen gerçekten nedir bunları netleştirmek için bir araya geldik. 1 saat civarında buluşma oldu. Bütün bunları masaya yatırdık. Görüşmede ben daha çok onu dinledim. Onu dinlemek istedim. Ben onu merak ediyordum. Bizim ne yaptığımız ile ilgili tereddüt yok ancak onun aklından geçenlerle ilgili çok da bilinmeyen, anlaşılmadığını düşündüğüm birçok şey var. O buluşma daha çok onu dinlediğim, anlamaya çalıştığım bir görüşme oldu. Bunları uzun uzun anlatmayacağım. Benim farklı düşündüğümü net olarak ifade ettim, bildiride de ifade ettik” şeklinde konuştu.
Ekrem Bey'in kamuoyunda değerlendirmeleri oldu. Ancak ben bunu içime sindiremedim. Basın vasıtası ile haberdar olmak doğru biçim değildi. Sadece medya üzerinden Ekrem Bey’i anlamak istemem. Bu olamaz. Nedir aklından geçen ‘anlat bir’ demek istedim"
"Benim kastettiğim değişim içeriğe dair bir değişim"
“Sayın Genel Başkan ‘bu gemiyi güvenli limana yanaştırana kadar kaptanlığı bırakmayacağım’ dedi. Bu benim için son derece değerli bir tespit. Limandan ne kastediyor kendisi bilir tabi. Ancak benim anladığım, seçime kadar bir değişim olmaması ancak sonrasında bir değişimin olması şeklinde anladım. Nitekim kongreler sürecinde de kurultaya seçimden önce mi gidilir, sonra mı gidilir orasını bilmiyorum. Ancak en azından seçime kadar genel başkanla gidileceğine dair emareler var. Benim kastettiğim bunla ilgili bir değişim değil. Benim kastettiğim değişim içeriğe dair bir değişim…”
"Yeni bir model gerekiyor"
“6'lı ittifak ile seçime gidilirken herkes adeta bir takım şeyleri törpüleyerek,fedakarlık yaparak ortak zemini büyütmeye gayret etti. Bu durum her partinin ne demek istediğinin net anlaşılmamasına neden oldu. Ortak mutabakat metni çıktı ancak acaba CHP o mesele ile ilgili ne düşünüyor tam ortaya çıkamadı. Bizim Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına giderken, CHP'nin ülkenin can yakıcı sorunları ile ilgili, iç ve dış sorunları ile ilgili neler düşündüğünü, nasıl bir ideoloji ortaya koyması gerektiğini tartışması ve buradan da bir sonuç çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Değişimden anladığım bu. CHP’nin sola yakın, sosyal demokrat bir parti haline gelmesi, Atatürk'ün mirasını doğru anlayıp ona göre rota çizmesi ve CHP'nin 6 ilkesini bugünün dünyasında içeriğini daha iyi anlaşılacak, günün koşulları ile daha iyi ortaya çıkartacak çalışma yapılması gerekir. İçerikten anlamaya çalıştığım bu. Metodoloji konusunda da partinin delege sisteminin yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Üyelerin genel başkanı seçeceği, üyelerin patinin tüm yönetim mekanizmalarını belirleyeceği yeni bir model gerekiyor”