EMİNE KAŞIKCI- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 28 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerisinde kalmıştı.
Seçim sonrasında CHP'de tartışmalar sürüyor.
Kılıçdaroğlu seçimi kaybetmesinin ardından mücadeleye devam edeceğinin mesajını vermiş ve "Gemiyi sağlam limana götürmek yine kaptanın görevidir. Gemiyi sağlam limana götüreceğimi herkes bilsin.” demişti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise partide sadece kurulların değişimin yeterli olmayacağını söylemiş ve değişimi sadece kendisinin değil tüm toplumun istediğini söylemişti.
Son olarak değişim tartışmaları sürerken Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu üçüncü kez bir araya gelmişti.
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel de adaylığa ilişkin “Sorumluluktan kaçmam” diyerek fedarkarlık yapmaktan da geri durmayacağını belirtmiş ve adaylık sinyali vermişti.
Dün, BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’a konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Ekrem İmamoğlu'nu ve Özgür Özel'i uyarmıştı.
Kuşoğlu ”Grup başkanımız da o mevkide otururken, ya da Ekrem bey büyükşehir belediye başkanıyken, genel başkana karşı daha dikkatli olmalılar. Şimdiye kadar ikisi de adayız, demediler. Yani her ikisi de Kemal beyin koltuktan kalkıp onları mı oturtmasını bekliyorlar? Adaylarsa, aday olduklarını resmen açıklarlar. Kurultay süreci de açıklandı, girerler, yarışırlar. Herkes görevine müdrik. Ama eğer değişim istiyorsak, sorumluluk da almalıyız, bu sorumluluk aday olmayı gerektiriyorsa bundan da kaçmamalı.” demişti.
Sözcü yazarı İsmail Saymaz, "İmamoğlu'nun yol haritası" başlıklı yazısında Kuşoğlu’nun açıklamaları İmamoğlu'nu öfkelendirdiğini söyledi.
Saymaz “Kuşoğlu’nun açıklamaları öfkelendiğini duyduğum İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun tutumuna bağlı olarak gelecek hafta sonuna kadar kendi yol haritasını belirleyecek.” dedi.
Saymaz, Kuşoğlu’nun açıklamalarını nasıl değerlendirdiğini CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’a sordu.
Günaydın, Kuşoğlu’nun açıklamalarına tepki gösterdi. "CHP genel başkan yardımcısı grup başkanına ve İBB başkanına medyadan haber gönderemez" diyen Günaydın, "Söyleyeceği bir şey varsa kahvesini içmeye gider, fikirlerini paylaşır." ifadelerini kullandı.
Günaydın, şunları söyledi:
"Siyasetin nasıl yürüdüğünü bilmesi gerekir"
Siyasetin nasıl yürüdüğünü bilmesi gerekir. Bir CHP genel başkan yardımcısı grup başkanına ve İBB başkanına medyadan haber göndermez. Söyleyeceği bir şey varsa kahvesini içmeye gider, fikirlerini paylaşır.
“Şu görevlere o gelemez, sıkıntısı var.” Buna biz oturduğumuz masalarda karar vermiyoruz. Her şeyden önce toplum, arkasından CHP’nin MYK’sı, parti meclisi, kurultayı karar veriyor. Bu sözleri söylerken çok dikkatli olmamız ve paylaşmaktan kaçınmamız lazım.
AKP’nin düzmece siyasi kumpaslarıyla saha dışına atılmaya çalışılan arkadaşlarımıza dayanışma göstermesini bekleriz. “Onların hakkında davalar var, bir şey olamazlar” demek yerine dayanışma göstermemiz lazım.
Çünkü milletvekili olmamış genel başkanımız ve genel başkan yardımcılarımız hakkında aynı süreçleri AKP yürütebilir. Bu takdirde ne diyeceğiz? “Bunlar yargı sonuçlarıdır” mı diyeceğiz? Genel başkanımız hakkında düzenlenen fezlekeleri getirip dava çıkarsalar, davadan sonuç çıkarsalar “Hukuk düzeninin yarattığı etkiler” diye mi bakacağız?
Özgür Özel cephesi: Had bildirici dilin faydası yok
Kuşoğlu'nun açıklamaları Özgür Özel cephesini de kızdırdı. Özel cephesi şu değerlendirmeyi yaptı:
“Özel'in dilindeki özeni fark etmemişler. Özel konuşana kadar genel başkana sosyal medyada saldırılar vardı.
Özel'in açıklamasından sonra tartışma meşru zemine oturdu. Genel başkanın ve iki adayın saygılı ve diyalog halinde olması, bu zor sürecin sağlıklı zeminde ilerlemesini sağlıyor.
Genel başkanın kullanmadığı kısıtlayıcı ve had bildirici dilin partiye de genel başkana da faydası yok. Biz süreci partinin yüksek faydasını gözeterek, sürdürmeliyiz. Bu değerlendirmeler tartışmanın ilerlediği sağlıklı zemini zedeler.”
