EMİNE KAŞIKCI- HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partinin milletvekili seçimlerinde yeterince başarılı olamamasını dair görüşlerini paylaştı.
Demirtaş, HDP’nin yüzde 10’un üzerindeki oy oranı yüzde 8,8’e gerilemesine ilişkin bu tablonun iyi çözümlenemediği takdirde düşüşün süreceğine dikkat çekti.
Demirtaş, Artı Gerçek’te “HDP açısından TBMM seçimi: Neden böyle oldu?” başlıklı yazı yayımladı.
TBMM seçim sonuçlarını il il, seçim çevresi bazında incelediğini söyleyen Demirtaş, HDP'nin oy oranlarının 87 seçim çevresinde de düşmüş durumda olduğunu ve bu düşüşün nedenine ilişkin derinlikli tartışmaların, bilimsel saha analiz raporları da yapılarak yürütülmesi gerektiğini dile getirdi.
Bu konuda genel çerçevede birkaç tespitini paylaşan Demirtaş, öncelikle tüm zorluklara rağmen ayakta kalmayı başaran bir parti olduğunu ve halkın bu sahiplenmesinin takdir edilmesi gerektiğini söyledi.
Öte yandan Demirtaş "Seçime bir ay kala başlattığınız ve profesyonellikten uzak, bir yöre derneğinin seçim çalışması gibi amatörce bir yaklaşımla başarılı olamazsınız." dedi.
Demirtaş’ın yazısından öne çıkanlar şöyle:
Yöre derneği seçim çalışmasıyla başarı kazanılamaz
Genel durum böyleyken eğer 63 milyon seçmenin olduğu bir ülkede “Milletvekilliği seçiminde yüzde 15’i aşacağız, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de muhalefet adayının yüzde 50’yi geçmesini sağlayacağız” diyorsanız seçime bir ay kala başlattığınız ve profesyonellikten uzak, bir yöre derneğinin seçim çalışması gibi amatörce bir yaklaşımla başarılı olamazsınız.
Bu vesileyle bazı konulara açıklık getirmekte yarar görüyorum. Son beş yıldır HDP Genel merkezine yazdığım mektuplarla, gönderdiğim mesajlarla ve makalelerimle bu gerçeği anlatmaya çalışıyorum fakat her seferinde, sesim yankılanıp bana geri dönüyor.
Slogancılıkla kimse daha fazla ilerleyemez
Şemzinan’ın herhangi bir köyünde yaşayan Kürdün de İstanbul’daki Kürdün de dil, kimlik, kültürel hak talebi halen güçlüdür, kimse bunlardan vazgeçmiş değil. Bununla birlikte her ikisi de amazon.com’a girip güzel ayakkabılar, elbiseler görüyor, dünyanın her dilinden müzik dinliyor, kafeleri, restoranları imrenerek izliyor. Eskiden astarlı ve astarsız cizlavet şeklinde iki ayakkabı seçeneği olan Kürdün şu anda sınırsız seçeneği var ama kuruş parası yok. Bu gerçeği görmezden de gelemeyiz bu gerçeğe teslim de olamayız.
Slogancılıkla kimse daha fazla ilerleyemez. Kapitalist moderniteye bu kadar maruz kalmış bir halka demokratik moderniteyi anlatamaz ve kurumlarıyla birlikte alternatif, güzel, onurlu yaşamı sunamazsanız toplumsal çöküş kaçınılmaz olur.
Tablo iyi çözümlenemezse düşüş sürer
Demokratik Kürt siyasi hareketi, genel Türkiye toplumunda yaşanan sosyolojik kırılmaları iyi analiz edemediği gibi, Kürt halkındaki değişim ve kırılmaları da doğru okumaktan uzak bir pratik sergiliyor.
AKP-MHP yönetiminin 20 Temmuz 2016 yaptığı “öz darbe”nin ardından siyaset, kültür, basın, kadın, gençlik ve yerel yönetim kurumlarımız kapatılıp gasp edilirken yerine çok aşağılık bir sistem yerleştirildi. Her yerde işsizlik, yoksulluk halkı perişan ederken küçük çocuklara kadar uyuşturucu, fuhuş dayatıldı. Daha önce parti çalışmalarında kendini değerli, güçlü hisseden gençlik bir anda sahipsiz kaldı, tatmin aramaya başladı. Bu şekilde yozlaşan ve fuhuşun, uyuşturucunun, ajanlığın batağına saplanan binlerce gencimiz var.