İYGAD (İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği) Başkanı Mehmet Mert 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.
İYGAD Başkanı Mehmet Mert; basın açıklamasında bu günün artık anlamını yitirdiğini ve sadece sembol olarak kaldığını, gazeteciler için sorunların dile getirildiği bir gün olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi;
"10 Ocak 1961 tarihinde, gazetecilerin çalışma koşullarını iyileştiren, ileri haklar getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği gündür. Bu gün, "çalışan gazeteciler günü ya da "bayramı" olarak anılıyor. Ne yazık ki bu gün artık gazeteciler için bayram değil, sorunların dile getirildiği bir gün oldu. 57 yıl sonra bugün, basın-yayın yaşamına baktığımızda, bu sektörde çalışanların ekonomik ve sosyal hakları kullanılamaz haldedir. İçler acısı durumdadır. 1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra gazetecilerin-yayıncıların toplu sözleşme düzeni kullanılamaz hale getirilmiş, sendikal hareket işlevsiz duruma sokulmuştur. İş güvencesi medya patronlarının insafına terkedilmiştir.
Yıpranma hakkı, elektrik, su telefon ve ulaşıma tanınan % 50 indirim hakları ortadan kalktı. Basındaki işsizlik ve düşük ücretle çalışma rekor düzeydedir. İletişim fakültelerinin mezunları çaresiz, yarınsız durumdadır. Artık basın çalışanları bırakın iyi şartlarda çalışmayı iş bulmakta bile zorlanıyorlar.Her yıl iletişim fakülteleri binlerce mezun veriyor ancak bu rakamların çok az kısmı aynı sektörde iş imkanı bulabiliyor. Binlerce gazeteci işsiz, yüzlerce gazeteci yargılanıyor, gözaltında bulunan tutuklu bulunan meslektaşlarımız var. Mesleki baskılar, işten atmalar, otosansür her geçen gün artmakta.
Medya anlam ve yöntem değiştiriyor... Artık değişen ve farklı bir yöne doğru ilerleyen küresel yaşam biçiminde ’gazetecilik’ yerini ’sosyal medya’ya bırakmak üzere. Bir yayın organından daha fazla etkili olan sosyal medya hesapları olduğu sürece bu durumu sorgulamamız ve düşünmemiz gerekiyor. Hal böyle olunca gazetecilik mesleği veya medya dünyası da yeniden yorumlanmalı.
İlkeli, tarafsız ve araştırmacı bir medya, ülkenin demokratik gelişmesine doğrudan katkı yaptığı gibi; yöneticileri uyarıcı ve yol gösterici yayınlar ile kamu hayatını da önemli yönde etkilemekte. Evet; bu özelliklerin sağladığı sorumluluk anlayışı ile görevlerini yerine getiren basın çalışanlarına ihtiyacımız var. Evet; tarafsız ve ilkeli yayın anlayışıyla görev yapıldığı sürece, bir basın mensubu aynı zamanda kamu görevi yapmış sayılır. Ancak; yöneticisinden medya emekçisine herkes üzerine düşen sorumluluğun farkında olmalı, bırakalım her bir yöneticiyi, her birey; çevreye, doğaya, topluma, evrene karşı taşıdığı vizyonun ve misyonun farkında olarak yaşamını biçimlendirmeli.
İşte o zaman, daha sağlıklı, daha barışçıl, daha güvenli, daha huzurlu, daha özgür bir dünyada yaşama şansını hep birlikte yakalayabiliriz.
Bu düşünceler ile gazeteciliğe emek veren, değer katan, katkı sunan, bedel ödeyen tüm medya dünyasının ’10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİER GÜNÜ’nü kutluyor, şükranlarımı sunuyorum.".