Tirajlarına baktığınız da değil artış, her geçen gün eriyen satış oranları ile kağıt alamayacak, bulmayacak durumda olan gazeteciliğin her geçen gün resmileştiği ülkede kolay yolu bulan okur da başlıklara bakıp geçtiği bir dönem yaşıyor.
Gazete bayisine gidip, günlük bir gazete almayıp, ^'Satılık' basın diye bağıran bir okur kitlesinin olduğu ülkede kolay yolu bulan gazetecilerde valilik, belediyelerden gelen hazır bültenlerle 'En çok okunan site' havasını attırmakta..
Gazeteciliğin iktidara yaranma manşetleri ile ayakta kalmaya çalıştığı şu günlerde başta yerel basın olmak üzere muhalif basında neredeyse bitmiş bir süreci yaşarken bu ülkede muhalefetin sessizliği ve güçsüzlüğü de basının bu hale düşmesine ve iktidara yaranma hesapları yaparak ayakta kalmaya zorlamakta.
Ulusal basının televizyonlarda okunan başlıklarla hatırlandığı, medya denen tvlerin hemen hepsinin iktidar yanlısı haberler ve programlarla zaman doldurması zaten zorda olan gerçek gazetecilerin de sesini kesmiş durumda.
Peki bu durum en çok kime yarıyor?
Onca sorun ve sıkıntının yaşandığı, gündeme getirilmediği ülkede her şeyin toz pembe olduğunu gösteren basın ve medyanın bu tutumu iş beklenen, demokrasinin önünü açması istenen iktidara mı yarıyor sanıyorsunuz?
Tam tersi bana sorarsanız bu durum iktidara yarıyor sananlar yanılıyorlar.
Çünkü toplumu olduğu gibi iktidarı da aldatan toz pembe haberler bu ülkenin çözüm bekleyen sorunlarının azalmasını değil çoğalmasını sağlamakta ve bu durum karşısında en çokta iktidar olumsuz olarak etkilenmekte.
Çünkü toplum gözü, kulağı, ağzı olan ve varsa demokrasilerde 4. kuvvet olan basın, medya, gazeteciliğin bittiği yerde tuz bile kokar..
Ve bu kokuyu alamayan iktidardakiler gün gelir biter ve o bitişi de yine bugün değer verilmeyen gazeteciler ilan eder.
**
Seçmen takip ediyor
Yerel seçimler öncesi iyiden iyiye hareketlenen siyaset alanın ön planında yer almak isteyenler partilere başvuru yapmaya başlayacaklar.
Gözlerin kimin kimle ittifak yapacağının üzerinde olduğu şu günlerde tek başına bir parti olan ama tek başına seçimlere girmekten korkan Milliyetçi Hareket Partisinin art arda yaptığı açıklamalarda seçmenin en çok takip ettiği konuların başında gelmekte.
MHP’li seçmenin kızdığını gördüğüm bu açıklamaların başında gelen ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ısrarla AK Parti ile ittifak yapma sevdası gelmektedir.
Başkan Erdoğan’ın çokta sıcak bakmadığı ama Başkanlık seçimlerinde yanında yer alan Bahçeli’yi de kırmamak için bir formül aradığını görmekteyiz.
Çünkü Başkan Erdoğan’ın MHP’nin AK Partili olma sevdasından artık bıktığını ve yerelde hiçbir ittifaka gerek görmediğini ama dışarıdan gelecek oylara da yok demek istemediğini tüm 16 yl boyunca yapılan tüm seçimlere baktığımızda rahatça görebiliyoruz.
Bir dönem cemaat, bir dönem barı süreci adı altında Kürtlerin, bir dönem Baloz ve diğer operasyonlardan gelen oylar ve son olarak ta başkanlık seçiminde hep bu yolu izleyen AK Parti’nin bu seçimlerde MHP’de çok orta oyları yani çok milliyetçi, muhafazakâr olmayan CHP, HDP ve İYİ partiden umut kesenlerin oylaına talip olduğunu anlıyor gibiyim.
Tabanın çok sıcak bakmadığı ama Bahçeli’nin ısrarla AK Partili olma sevdasının devam ettiği yerel seçimler öncesi CHP, İYİ Parti ve HDP’nin nasıl bir yol izleyeceği de seçmen ve AK Parti ve MHP tarafından takip edilirken AK Parti’nin MHP olmazsa da tek başına da kalsa bu üç parti birleşmezse yereldeki iktidarına devam edeceğini de unutmak gerekir.
Okunma Süresi: 3 dk
Mauro Icardi ve Wanda Nara ayrılığına Okan Buruk'tan dikkat çeken yorum!
#Magazin / 22 Kasım 2024
Macaristan Milli Takımı Teknik Direktörü Kim? Kadro Değeri ve Başarıları Nelerdir?
#Kimdir? / 22 Kasım 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *