Basın İlan Kurumu (BİK), Vali ve BİK Genel Kurulu Üyesi Kübra Güran Yiğitbaşı’nın daveti üzerine Afyonkarahisar’da konferans düzenledi. Kocatepe Üniversitesi Rıza Çerçel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Dezenformasyonla Mücadele ve Basın Ahlak Esasları konulu konferansa, BİK Genel Müdürü Cavit Erkılınç’ın yanı sıra Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı, Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, İletişim Başkanlığı Bölge Müdürü Şerife Münire Burcu, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezer Küçükkurt ile çok sayıda basın mensubu katıldı.
Kamu yararı gözetilmeli
Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Genel Müdür Cavit Erkılınç, son yıllarda gazeteciliği etkileyen çok fazla gelişme olduğunu, tüm bu gelişmelerden haber üretim süreçlerinin olumlu olduğu kadar olumsuz yönden de etkilendiğini söyledi. Gazeteciliğin sorumluluk gerektiren zor meslekler arasında yer aldığını vurgulayan Erkılınç, “Gazeteci, bir yandan kamu yararı gözeterek halkı doğru bilgilendirirken, diğer yandan da basın ahlak ilkelerini gözetmesi gerekiyor. Son yıllarda gündemimize giren dezenformasyon, basın sektörünün imtihanı haline geldi. Tecrübeli meslektaşlarımızın dahi daha çok tıklanma ve daha çok okutma telaşıyla girdikleri reyting yarışı, haberi eksik ve doğrulamadan kamuoyuna sunmaları halkın yanlış bilgilendirilmesine ve manipüle edilmesine yol açıyor” dedi.
Müeyyide uygulanacak
Gazeteciliğin evrensel ilkeleri göz ardı edildikçe; küresel ölçekte çözüm ve önlem arayışının zorunlu hale geldiğini ifade eden Erkılınç, “Sektörün en büyük destekçisi ve özgür haber üretiminin teminatı Basın İlan Kurumu, 28 yıl sonra Basın Ahlak İlkeleri’nde değişikliğe giderek kamuoyunun doğru haber alma hakkını bir kez daha güvenceye almıştır. Değişikliğe ilişkin çalışmaların yürütüldüğü süreçte Sayın Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’nın da kıymetli görüşleri ve katkıları olmuştur. Artık gazetecilik kisvesi altında çocuklara, gençlere, kadınlara, aileye, Türk kültürüne ve toplumuna zarar verecek yayınları yapmak, özel hayatları ihlal etmek, suça teşvik edici, şiddet ve terörü özendirici haberler yapmak –ki bunlar asla haber konusu bile olmaz- müeyyide uygulanacak konular arasındadır” diye konuştu.
İtibarını sürdürmeli
Cavit Erkılınç, “Ülke barışımızla sorunu olanların olayları nasıl ahlaksızca çarpıtarak, halkta infiale yol açacak başlıklar attığını hepimiz biliyoruz. Bu nedenle her yönüyle kurumsallaşmış bir sektör olan gazeteciliğin, dezenformasyon karşısında varlığını koruması ve itibarını sürdürebilmesi şarttır. Basın Kanunu çalışmalarına kurum olarak güçlü destek verişimiz ondandır. Ekim ayında TBMM Genel Kuruluna gelecek kanun teklifinin kabul edilmesi aynı zamanda sektörün ekonomik bağımsızlığını da güvence altına alacak” ifadelerini kullandı. Tanınmış gazetecilerin ve büyük gazetelerin bile teyide muhtaç onlarca bilgiyi büyük bir iştahla servis ettiğine işaret eden ve konuşmasında güncel örnekler veren Erkılınç, İstanbul’un Başakşehir ilçesinde “Suriyeliler göletten kaz çaldı” iddiaları üzerinden gerçeklerle ilgisi bulunmayan haberlerle günlerce yabancı düşmanlığının körüklendiğini dile getirirdi.
MAHREMİYETE HALEL GETİRMEMELİ
Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı ise gazetecilik mesleğinin halkın haber alma hakkı ile basın özgürlüğünü arkasına alan çok geniş bir çalışma alanı olduğunu dile getirerek, “Bu geniş çalışma alanı aynı zamanda çok ciddi hassasiyetleri de göz önünde bulundurması gerekiyor. Bu ciddi hassasiyetler de başka haklara girilmemesi zorluğudur. Mesleki etik ilkelerde burada devreye giriyor. Gazetecilik mesleğini yerine getirenlerin halka, kamu otoritelerine ve işverenlerine karşı sorumlulukları var. Burada en asgari sorumluluk ise halka karşı. Özellikle pandemi döneminden sonra hepimiz, ekranlara çok bakıyor, gözlerimizi alamıyoruz. İnternet üzerinden habercilikte rekabetle birlikte hem hız kazandığı için hem de anında refleks gösterdiği için doğruluk, başka haklara girmemek ve mahremiyete halel getirmeyecek şekilde haber yapma konuları önem kazanmıştır” dedi. Yiğitbaşı, kendisinin akademik anlamdaki çalışmalarında ve BİK’deki görevinde medyanın çocuk ve gençlerle ilgili hassasiyetini çok vurguladığını anlattı.