Arka Sokaklar'daki iki bölümlük Tilbe karakteri ile ekranlarda boy gösteren Begüm Dokel adını ülke çapında duyurmak ve dünyaya açılmak istiyor. Güzelliği ile de şimdiden dikkat çeken güzel oyuncu bu mesleğe adım atana kadar geçen sürece, yaşadıklarına, hiç bırakmadığı dans tutkusuna ve hayatına dair birçok bilgi verdi.
Begüm Dokel kimdir? Bize kendini tanıtır mısın...
3 Temmuz 1997 tarihinde Erzurum'da doğdum. 24 yaşındayım ve yengeç burcuyum. Çok pozitif ve enerjik bir karakterinin yanısıra asla yerinde duramayan, çevresindekileri etkileyen ve rengarenk bir kişiliğim var. İletişimim çok kuvvetli enerjisi çok yüksek bir yapıya sahibim. Hayatı olduğu değil oldabileceği gibi görmeyi tercih edip bunu felsefe haline getirdim. Dışa dönük ve açık biriyim. Heyecanını gizleyemiyorum. Fanatik olmasam da Fenerbahçeliyim. Melezlere ve latin kızlarına çok benzetildiğim için Pocahontas ve ya Esmeralda lakapları takıyorlar. Bu hayat benim. Hayal kurarkende, gerçeği yaşarkende.. Kendime inancım çok yüksek, potansiyalimin hep farkındaydım. Ben hayatım boyunca bardağın dolu tarafını görüyorum. Enerjiye çok inanıyorum. Bu yüzden en büyük motivasyonumu kendi kendime sağlıyorum. Kendime sürekli 'Bir gün ışıklar bana da yanacak nasıl olsa' deyip yoluma devam ediyorum. Bana çok iyi geliyor.
Kariyerinden bahseder misin biraz da...
Öğretim hayatım Ankara'da şekillendi. Babamın asker olması sebebiyle birçok yere taşındık. Gittiğim okullarda hep yeni çocuk oldum. Babam astsubaydı. Askerdeyken bando takımında tuba çalması ve sanat ile uğraşması sebebiyle 8 yaşında bale eğitimlerine başlattırdı.. Kendimi dans üzerinde de geliştirmeye başladım. En büyük hayalim dünyaca ünlü bir balerin olmaktı. Lise yıllarında ise bu hayal yerini modellik alanına kaydı. 4 sene boyunca hem bale hem de modellik ile uğraştım. 2014 yılında oyunculuk yeteneğimi keşfederek konservatuarda tiyatro bölümü okumak istedim. Dansımı da bu şekilde gösterebileceğine inanıyordum. Ailemin de desteği ile eğitimime başlayarak Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne adım attım. Kendimi geliştirmek amaçlı yer aldığım reklam filmleri ve kısa metrajlı filmlerin ardından Arka Sokaklar'da Tilbe karakterini canlandırdım. Bu işin mutfağından gelenlerden biri olarak sahne tozu yutup iş yapmak istiyorum. Bu nedenle adımlarını da söz konusu doğrultuda atıyorum.
Mesleğin için İngiltere'ye de gittin...
Ben kendimi bildim bileli hep sanatın içindeydim. Eğitim almayı, öğrenmeyi, keşfetmeyi çok seviyorum. Konservatuar bitti ama sanırım öğrenci olmayı öğrenmeyi bırakamıyorum. Kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Londra’da Royal Ballet Akademi’de eğitimlerime devam edeceğim. Aynı zamanda Londra’da Queens English’te dil okulum da halen sürüyor Gelecekteki planlarıma adım atarken kendimden çok emin, çok donanımlı bir kadın oyuncu olarak devam etmek istiyorum. Çünkü “Akıllı ve donanımlı olmak, sadece film veya dizi yıldızı olmaktan her zaman iyidir.”
Oyunculuk konusunda aldığın en önemli tavsiye nedir?
Çok sevdiğim hocam her zaman şunu söylerdi bana hata yapmaktan asla korkma hata yapman için var ve her zaman sahnede ve gerçek hayatta aynı hatayı yapma daha güzel bir hata yap derdi.
Oyuncu olmasaydın hangi mesleği seçmek isterdin?
Zor bir soru. Oyuncu olmasaydım yine sahnede olmak isterdim kesinlikle balerin olarak mesleğime devam ederdim.
Kariyer hedeflerin ne yönde? İlerisi için planların neler?
Ben gelecek için plan yapma tarafında değilim çünkü plan yaptığımda o plan olmayınca hayal kırıklığına uğruyorum ve bunu kendime yapmayı sevmiyorum. Ben işleyişi zamana yaymayı seviyorum. Yavaş, yavaş böyle acelesiz telaşsız ama gerçekten kaliteli işlerde olmak parlamak istiyorum.
Çalışmak için hayalinizi kurduğunuz oyuncu ve yönetmen var mı?
Çok fazla var. Çalışmak istediğim pek çok usta oyuncu var. İlk aklıma gelen isimler; Haluk Bilginer, Zerrin Tekindor, Çetin Tekindor, Mehmet Aslantuğ, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Demet Evgar, Yılmaz Erdoğan... Listeyi uzatabilirim. Yönetmenlerde ise Çağan Irmak, Cem Karcı ve Nuri Bilge Ceyhan ile çalışmak çok isterdim.
Eleştirilere bakış açın nasıl? Onları önemsiyor musun?
Ben eleştirilmeyi severim gerçekliği ve samimiyeti çok önemli benim için. Ailem ve yakın arkadaşlarımın eleştirileri benim için çok kıymetli.
Hangi filmin gerçek kahramanı olmak isterdin?
Kesinlikle TONYA filminden Tonya’yı canlandırmayı çok isterdim.
Dansını bize anlatmak ister misin? dans ederken neler hissediyorsun?
Kendimi bildim bile dans ediyorum. Balanchine der ki; “Müziği gör dansı duy”. Belki de beni en iyi anlatan cümledir. Dans ve müzik hep içimde bir yerde vardı nerden geldiğini bilmiyorum ama dans ederken hiçbir şey düşünmüyorum kendimi konuşmadan ifade ettiğim en iyi yer.
Bu zamanda ve dönemde huzur veren, keyifli ve en önemlisi de kendiyle barışık genç bir kadın olabilmenin sırrı ne?
Ailenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ben çekirdek bir ailenin içinde büyüdüm. Yarım büyümüş olsam da çok sevgi ile büyüyen şanslı bir çocuktum. Annemi kanserden kaybetmeden önce ona bir söz verdim “her zaman iyi kalpli ve cesur” olacağıma dair. Hayat bazen istediklerimizi vermeyebilir. Kötü zamanlar da yaşatabilir ama ben insanlara huzur vermenin, keyifli biri olabilmenin yolunun kendini sevmekten geçtiğine inanıyorum. Kendimi ve yaşadığım her şeyi seversem etrafıma da ışık saçabildiğime inanırım.
Boş zamanlarında en çok neler yapmaktan hoşlanırsın?
Genellikle film izlerim veya stüdyomda dans ederim. Streching yapar rahatlarım.
Kendine 5 kelime ile tanımlasan bunlar hangileri olur?
Özgür, enerjik, duygusal, mutlu, pozitif.