TRT muhabiri Enes Babacan, darbecilerin kurşununun hedefi olarak göğsünden vuruldu. Babacan, 15 Temmuz 2016'da yaşadıklarını, vurulduğu yerde anlattı. Babacan, “Evim Atatürk Havalimanı'nın yakınındaydı. Önce Sefaköy meydanına çıktım. Her şey normal gözüküyordu. Eve geldim, abdest alıp 2 rekat namaz kıldım. Kız kardeşim evdeydi o da Kur'an okumaya başladı. Kardeşime, 'Ben havalimanına gideceğim, sen de dua et' dedim ve evden çıktım. Havalimanına gelirken ilk başta sayımız 25-30 kişiydi. İlerledikçe her görüşten insanlar aramıza katılıyordu. Atatürk Havalimanı girişine geldik, saat 22.00 sularıydı. Havalimanında şehit olan 16 yaşındaki Mahir Ayabak ve yanındakiler de Yenibosna'dan bu tarafa gelmişlerdi ve sayımız bayağı artmıştı. Hep birlikte tekbirler getirdik” ifadelerini kullandı.
Az daha kolum kopacaktı
Saat 23.00'da askerleri kovalamaya devam ettiklerini kaydeden Babacan, bu sırada vurulduğunu söyleyerek şöyle devam etti; “Ben artık öleceğimi düşündüm, kelimeişehadet getirdim sürekli. Koluma serum bağladıklarını gördüm. İlk bindiğimiz ambulanstan indirildiğimizi hatırlıyorum. Ambulansta kolumu bir özel harekatçı tutuyordu. Özel harekatçı kolumu kendi kemeriyle omzuma bağlamıştı, kendi kemerimle de göğsümden vurulduğum kısmı bağlamış. Bu sayede benim hem kolum kopmamış oldu hem de kemeri doğru bağladığı için kanamayı durdurmuş. Ben kendimi şu konuda şanslı hissediyorum. İnsan hayatta birçok şeyini kaybedebilir, ekmeğini kaybedebilir, işini kaybedebilir ama vatanını kaybederse her şeyini kaybeder ya da her şeyiniz var ama vatanınız yoksa bir hiçsiniz.”