Temeli atıldığı günden beri konumu tartışılan Büyükçekmece Mimarsinan Devlet Hastanesi yeniden gündeme geldi. Çimento fabrikasının hemen yanı başında inşa edilen hastanenin tam karşısında ise mezarlık bulunuyor. Hastanenin yapımı sırasında çok sayıda itiraz gelmiş, çimento tozları arasında hastalara nasıl şifa dağıtılacak sorusu sorulmuştu. Hastanenin hemen yanıbaşında faaliyetini sürdüren çimento fabrikasının kaldırılacağı da gündeme gelmişti. Fakat aradan 8 yıl geçmesine rağmen ne fabrika kaldırıldı ne de sorunlara bir çözüm üretildi.
Farklı görüşler var
Büyükçekmece Mimarsinan Mahallesi'nde bulunan 250 yataklı hastane ve yanındaki fabrikayı mahalle sakinlerine sorduk. Mahalle sakinlerinden kimisi fabrikanın sanayi bölgesinde olması gerektiğini, kimisi de fabrikanın insanların ekmek teknesi olduğunu söyleyip, hastanenin doğru yerde yapılmadığını ifade etti. İşte Mimarsinanlıların açıklamaları...
Kamber Bağdeci: Hastane ve çimento fabrikasının yan yana olması hem çevre hem de sağlık açısından zararlı. Şehrin içinde olması hepimize zarar veriyor. Yüksek geliri varsa o zaman sanayi sitesine taşısınlar. Sağa, sola zehir saçıyor. Burada çalışan bir esnaf olarak tozla baş edemiyoruz. Sanayinin şehrin dışına taşınması gerekiyor.
Beyza Gölkan: Hastanenin burada olmasından dolayı sürekli bir trafik var. Fabrikanın kamyonları da trafiği kapatıyor. Yaya geçidinde sıkıntılar yaşıyoruz. Fabrikanın burası için yüksek bir geliri var. Ama iki seçenek arasında kalıyoruz. Ya hastane ya da fabrika? Yayalar için önlem alınması gerekiyor. Bir kaldırımla düzelmeyecektir. Ya da fabrikayı buradan kaldırmalılar.
Yunus Güreli: Fabrikayı buradan kaldırmazlar. Kimse de kaldırmayla baş edemez. Biz burada lokanta işletmecisiyiz. Tozu her bakımdan bize zarar veriyor. Bu konuda yapacak pek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bir yandan gelir bir yandan zarar. İkisi bir arada. En büyük zararı tozu. Fabrika birçok insanın ekmek teknesi. Günümüzde teknoloji gelişti. Farklı çözüm önerileri sunulabilir.
Murat Bozkurt: Fabrikanın bu halde olmasına rağmen hiçbir müdahalede bulunmadılar. Fabrika buradan kalksa sorun çözülmüş olacak. Kaldırılırsa başka bir gelir kaynağı sağlanır veya tozunu önlesinler o zaman kimsenin şikâyeti kalmayacaktır. Her seferinde kalkacak diyorlar ama 20 yıldır kalkmadı.
Hicran Konakçı: Camımız çerçevemiz toz içinde. Bitki açısından hiçbir şey yetiştiremiyoruz. Çimentodan dolayı yaprakların rengi bile belli olmuyor. Araçlarımız kapıda toz içinde. Tozdan dolayı elbise asamıyoruz. Yıllardır bu sorunu çözemediler. Teyzem artık kıyafetlerini çatıya çıkıp asıyor. En büyük sorun ise civardaki birçok kişide safra taşı görüldü ve çoğu da safra kesesinden ameliyat oldu. Ben, annem ve iki kız kardeşim ameliyat olduk. Artık bu sorun sağlık sıkıntılarını da ortaya çıkardı. Buranın yerlisiyim. Bizim en büyük şikâyetimiz filtrelerinden. Önceki senelerde filtreleri salıyorlardı her yer çimento içinde kalıyordu. Büyük bir kurum olduğu için çözüm bulunmuyor.
İbrahim Demiralay: Ben fabrikadan memnunum. Bir ara fabrikayı durdurdular. İnsanlar iflas eşiğine geldi. Bize hiçbir zararı yok. Ben 35 yıldır buradayım. Bir zararını görmedim.
Mustafa Alper: Fabrikanın çevreye bir zararını görmüyorum. Yıllarca orada çalıştım ve emekli oldum. Burası için yüksek bir gelir kaynağı. Hastanede, fabrikada kapanmasın.
Hamide Ay: yıllardır fabrikanın kaldırılacağını söylüyorlar ama hiçbir iyileştirme çalışması yapılmadı. Evimiz, bahçemiz toz içinde kalıyor. Fabrikanın burada olmasını doğru bulmuyorum. Bende çalışan biriyim. Ama bu fabrika sağlığımıza ve çevreye zarar veriyor. Daha farklı çözümler üretilebilir. İnsanları da mağdur etmeyecek şekilde iyileştirme çalışmaları yapılabilir.
Azim Aydın: çevreye verdiği zarardan ötürü burada olmasını doğru bulmuyorum.
Şükrettin Konakçı: insanların gelir kaynağı olduğu için bir zararını görmüyorum.
Hakan Hakyoldaş: akçansa’da çalışıyorum. Orası ekmek teknem. Bu yüzden kaldırılması taraftarı değilim.
Fatma Erdoğan: Pencerelerimi açamıyorum. Her gün temizlik yapmak zorunda kalıyorum. Bu yüzden buradan kaldırmalılar. Evimiz çevremiz toz içinde kalıyor. Nefes alamıyoruz.
Tamer Türek: Fabrika filtre ile çalışıyor. Tozu, dumanı yok. Fabrika buradayken hastaneyi ne diye yapıyorlar. O kadar yer varken şehrin göbeğine mezarlığın karşısına hastane yaptılar. Hastanenin yeri bana göre tamamen yanlış. Hastane dediğiniz oksijeni bol olan bir yerde olur. Ne diye şehrin içine koydular. Bu benim şahsi görüşümdür. Fabrikadan insanlar ekmek yiyor. Hastane yanlış yerde yapıldı.
Hasan Aygün: Çalışan insanlar olduğu için fabrikanın bir sıkıntısı yok. Yıllardır olan bir fabrika. Bize bir zararı yok. Birçok kişinin ekmek teknesi.
Eczacı Atilla Tankurt: Bacadan çıkan dumandan ötürü zararını görüyoruz. Fabrikanın buradan gitmesi taraftarıyım. Günde defalarca camları temizliyoruz. Hastanenin camlarını biz yıkayacağız diye taahhüt etmişler ama hastane senede iki defa yıkanıyor. Bu da yeterli değil.
Nagihan Özhan: Normalde fabrikanın burada olmaması gerekiyordu. Rant için geldiler hastaneyi diktiler. Ben Akçansa’yı suçlu bulmuyorum. İnanılmaz bir tozu var. Hastanenin kuruluş yerini yanlış olarak görüyorum.
Aycan Hergül: Fabrikanın burası için bir faydası olduğunu düşünmüyorum. Mahalleyi de hastaneyi de toz içinde bırakıyor. Kaç kere kalkacak dediler ama hala duruyor. Ev, araçlar toz içinde. Fabrika yaşam alanın içine girdiği için kaldırılması gerekiyor.
Sahibi Fatih Karaç: Görünen köy kılavuz istemiyor. Böyle bir kirli havanın oluşu bizi üzüyor. Bu kirli havayı soluyoruz. Her taraf toz içinde. Şehrin dışına taşınmasını temenni ediyoruz. Çimento fabrikasının olduğu alana hastane yapmak da doğru değil. Bunu da düşünmek lazım.
Berat Bedir: Yıllardır toz içinde yaşıyoruz. Ama bir çözüm olacağını düşünmüyorum. Bana sorarsınız kaldırılmasını isterim. Çünkü burada esnafız ve tozla baş edemiyoruz.
Hüseyin Duran: Çimento fabrikası insanların gelir kaynağı. Tozu sıkıntı veriyor. Küçük toz parçacıkları olduğu için nereye gittiği bile belli değil. Bu sorunu halletmeleri gerekiyor.
HABER: ZEHRA ÇELİK - BARIŞ KIŞ