Otizmli Yunas Burak Aydın'ın annesi İkbal Aydın yaşadığı zorlukları Damga'ya anlattı. Oğlunun İstanbul Kanunî Sultan Süleyman Hastanesi doktorlarından Hasan Önal'ın takipli hastası olduğunu belirten Aydın, "Oğlum 20 yaşında otizmli bir birey. Sıkıntılarımız 8-9 ay önce hastaneden randevu alamamamla birlikte başladı. Randevu açılıyor fakat o kadar çok hastası var ki doktorun, randevunun açılmasıyla dolması bir oluyor. MHRS’den randevu alamadım ve öyle başladı sorunlar" dedi. "Oğlum Yunus’un ilaçlarını alamadığım için krizleri artmaya başladı" diyen Aydın, "Bu esnada randevu almanın yollarını arıyorum ve her yere başvuruyorum. Sağlık Bakanlığı’na yazdım, CİMER'i direkt aradım ama ulaşmak ne mümkün! Muhtar ve komşular beni Etimesgut AK Parti İlçe Başkanlığı’na yönlendirdiler ve onlar yardımcı olur dediler. AK Parti İlçe Başkanlığı’na gittim. Kaç kez bugün git yarın gel dediler. En son gittiğimde hayır ben başkanla görüşeceğim dedim. Ortam kalabalık olduğu için Yunus durmak istemedi ve hırçınlaştı, bana zarar vermeye başladı. Onu tutmak da zorlandım ve sinirlerime hakim olamadım, ağlamaya başladım" ifadelerini kullandı.
Ağlamaya mı geldin?
İlçe Başkanlığı'nda kendiine yardımcı olamdıklarını belirten Aydın, "Oğlumu zaptedip bana yardımcı olacakları yerde bir de "Buraya ağlamaya mı geldin? Burası ağlama yeri değil" dediler. Resmen benim o halimle dalga geçtiler. Sonra oradan bir meclis üyesiymiş Emre Akgül’dü ismi galiba, dedi ki "tamam biz üst kata çıkalım, başkan görüşecek sizinle" ben de inandım. Bizi yukarı çıkardılar, sonra dediler ki başkan çıkmış. Meğerse biz yukarı çıkınca o esnada başkan çıkıp gitmiş. Bile bile bizi yukarı çıkardılar, oyun ettiler. Yine 'siz gidin biz sizi arayacağız' dediler ve gönderdiler. Sonra yine arayan soran olmadı ve ben onları aradım. Bana, 'Şimdiye kadar nasıl baktıysan, bundan sonra da öyle bakacaksın. Devlet senin çocuğuna bakmak zorunda değil, yardımcı olmak zorunda değil! Eğer hiç bakamıyorum diyorsan götür yatılı yurtlara ver' dediler" açıklamasında bulundu.
Tedaviye devam edilsin
"Çocuğuma baktığım için şikayetçi değilim, sadece eğitim desteği ve tedavisinin aksamadan devam etmesini istiyorum" diyen anne Aydın, "Benim çocuğum şu zamana kadar çok sakin bir çocuktu. Şimdiye kadar devletin hiçbir kurumunun kapısını çalıp da ne maddi ne manevi yardım talebinde bulunmadım. Çünkü ihtiyaç duymadım. Şu anda yine maddi olarak bir şey istemiyorum kendim için. Yunus’un tedavisi devam etsin ve bir eğitim kurumunda eğitim alsın istiyorum" ifadelerini kullandı. 1-2 hafta sonra Etimesgut Belediyesi’ne gittiğini belirten Aydın, "Başkanla görüşmek istediğimi söyledim. Sağ olsun başkan aşağı yanımıza geldi. Halimi gördü, tekerlekli sandalye ve koltuk değneği verdi. Oğlum için iyi olacak okuldan bahsedince Başkan o okul ile görüştü ve oradaki eğitimcilerin dedikleri üzerine 2 aylık eğitim masrafını cebinden karşılayacağını söyledi. Okula parasını yatırdı hatta. Ayağım iyileşince İstanbul’daki eğitime gideceğiz 2 aylığına. Ama sonra ne olacak onu bilmiyorum. Bu iki aylık destek için de başkana çok teşekkür ediyorum ayrıca" diye konuştu.
Sokakta nöbet geçirdi
10 Ağustos'ta oğlunun sokakta öfke nöbeti geçirdiğini dile getiren Aydın, "O sırada yoldan geçen birkaç kişi bana saldırmaya başlayan oğlumu zaptediler ve yardımcı oldular. Ambulans ve polisi çağırdılar. Ambulans gelene kadar öfke nöbeti dinen oğlum yorgunluktan uyuya kaldı. Ambulans yaklaşık 1 saat sonra geldi. Oğlumu öylece sokakta uyuyor gördüklerinde yaklaşıp uyandırmak istemediler, uyanınca bize de saldırır dediler. 'Uyanmadan hastaneye gidelim hem de sokak ortasında uyuyor çocuk yazık' dedim. Sonra oğlumu ambulansa beni polis otosuna bindirdiler ve Ankara Şehir Hastanesi’ne gittik. Hastaneye geldiğimizde oğlum hâlâ uyuyordu. Oğlum hastanede sabaha kadar uyudu. Gece sordum iğne falan mı yapıldı diye? Hayır dediler. Akşam oğlum uyuyorken acil doktorundan oğlumun beni darp etmesinden dolayı yaralandığımı ve bileğimin acıdığını beni muayene etmesini rica ettim. Daha öncede yaşadığım darp sonucu ayağım alçıdan yeni çıkmıştı ve akşam aldığım darbelerden dolayı epeyce bitkin düşmüştüm. Doktor biraz sonra diye diye sabah oluncaya kadar beni muayene etmedi. Oysa gece acilde 4-5 kişi vardı, yoğun da değildi. Oğlum uyuyor, uyanırsa zor olur muayene olmam desem de beni ciddiye almadı. Acil o kadar boştu ki hemşireler telefonlarıyla vakit geçiriyordu" diyerek mağduriyetini dile getirdi.
Çarşaf bile vermediler
Oğlunun hastanede yattığı sırada klimadan dolayı üşüttüğünü belirten anne Aydın, "Hemşirelerden çarşaf istedim vermediler" iddiasında bulundu. Hastane personelinin kendisine hakaret ettiğini de savunan Aydın, "Polise şikayet edeceğimi belirttim. Doktor o esnada polisi ararsan seni muayene etmem diye çıkıştı. Güvenlik çağırıldı ve beni hastaneden dışarı çıkarmaya çalıştılar. Ben oğlum otizmli uyanır beni görmezse atak geçirir, bana muhtaç bu çocuk dedim. O sırada gelen başka doktor anneyi bırakın oğlunun yanında kalsın deyince beni dışarı çıkarmaktan vazgeçtiler ve güvenlik geri gitti. Gece polisi çağırdım ve geldi. Şikayetçi oldum. Polisler karakola gitmemis gerektiğini söyledi. Oğlumu bırakacak ve karakola gidecek durumum olmadığını anlattım. O zaman tutanak tuttular. Hastane müdür geldi ve benden özür diledi" açıklamasını yaptı.
OĞLUMUN DÜZENLİ EĞİTİME İHTİYACI VAR
Çocuğuna kendisinden başka bakacak kimsesi olmadığını ifade eden İkbal Aydın, "Devletten aldığım herhangi bir yardım yok. Büyük oğlum faturalarımı ödüyor ben de 2 bin TL rahmetli eşimin aylığı ile geçiniyorum. Devletten tek isteğim oğlumun eğitimi konusunda bana destek olması. Benim oğlum daha önce böyle değildi, pamuk gibi bir çocuktu. Pandemi döneminde kötüleşti, eğitimden uzak kaldığı için. Ben gece gündüz birçok eğitimciyle görüşüp nasıl düzeltebilirim diye bilgi alıyorum onlardan. Onlar da sağ olsun yardımcı oluyorlar. Ama oğlumun bir merkezde düzenli eğitime ihtiyacı var. Lütfen sesimizi duyun. Bizim erzak yardımına ihtiyacımız yok. Zaten oğlumun diyeti var, o erzağı yiyemiyor. Onun yemediği şeyi eve sokmuyorum ben de. Benim talebim erzak değil ki! Eğitimi devam etsin istiyorum hepsi bu" ifadelerini kullandı.
ÖZEL HABER/DİLEK BOZKURT
