Memur ve memur emeklilerinin alacakları gelecek yıl zamları belli olsa da yankıları hala sürüyor. Önceki gün Damga'ya konuşan SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken gibi, gazetemize konuşan BAK-SEN Başkanı Tülin Özgen de memur zamlarını ve zamlar sonrası yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Özgen, “Yaklaşık 4,2 milyon kamu emekçisi, 2,2 milyon emekli, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde 15-20 milyonluk bir kitleyi yakından ilgilendiren 2022 – 2023 Memur 6. dönem toplu sözleşme görüşmeleri 1. yıl (%5+%7) enflasyon, 2. yıl (%8+%6) enflasyon zam kararı ile sonuçlandı. Yetkili Memur-Sen’in uyuşmazlık göstermeden kabul ettiği bu rakamlarla toplu görüşme süreci sona erdi. Memurlar yine TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyona mahkûm edildi, refah payından mahrum kaldı, geçmiş kayıpları karşılanmadı. Anlaşmanın açıklandığı basın toplantısında tarihte görülmemiş bir olay yaşandı. Çalışma Bakanı; Üye sayısı % 1’in altında kalmış sendikalar için “Merdiven altı” ifadesini kullandı. TDK’na göre merdiven altı demek “Gerekli koşullar oluşturulmadan, kanunsuz” anlamına gelmektedir. Şu anda örgütlenmiş olan sendikaların hepsi yasalar çerçevesinde kurulmuştur. Yasalar çerçevesinde hak mücadelesi vermektedirler. Çalışma Bakanın sendikalar ile ilgili böyle bir ifadeyi kullanmasını “talihsizlik” olarak görüyoruz. Daha büyük talihsizlik ise iki büyük sendikanın Genel Başkanının önünde bu ifade kullanılırken sendikacıların buna sessiz kalmasıdır. Kamu Emekçinin hakkını savunmak, liyakati öne çıkarmak, yapılan her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı kanuni tüm mücadele yöntemlerini yürütmek "merdiven altı" sendikacılıksa; biz "merdiven altı" sendikacılığa devam ediyoruz” dedi.
Zam oranları hangi kritere göre belirlendi?
5,5 milyon kamu emekçisinin beklediği zammı eleştiren BAK-SEN Genel Başkanı Tülin Özgen , "Hükümetin ilk teklifini kabul etmeyen Memur-Sen, hükümetin yüzde 1 artışını kabul etti. Gıda enflasyonu yüzde 40'a yaklaşmışken, 2022 için yüzde 5+7 ve 2023 için yüzde 8+6 zam; kredi batağına batmış ve kredi kartlarına mahkûm yaşayan devlet memurunun durumundan Memur-Sen’in bihaber olduğunun açık göstergesidir. Doğalgaza, elektriğe tüm tüketim maddelerine gelen zamlar ortada. Kiralar enflasyon ile doğru orantılı olarak yükseliyor. Enflasyonun bu denli yüksek olduğu bir ülkede ücretler aynı oranda artmaz ise bunun sonu geçim sıkıntısı nedeniyle yaşanacak tatsız olayların ayak sesleridir. ” dedi.
Bağımsız sendikaya düşmanlar
Memur-Sen için de eleştiri getiren Özgen, “Memur-Sen ve Kamu-Sen'in talep ettiği 600 TL’lik seyyanen zammın yerine kabul edilen toplu sözleşme ikramiyesinin 135 liradan 400 liraya çıkarılmasının ve bunu sadece işkolunda % 1 üstü örgütlenmiş sendika üyelerine verileceği kararının kime hizmet ettiği bellidir. Memur-Sen’in sahada yenemediği sendikalar maalesef toplu sözleşme masasında hükümetin de yardımıyla devrilmeye çalışılmıştır. Ancak Anayasanın eşitlik ilkesine, 4688 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşme Kanunu’na, örgütlenme özgürlüğüne tamamen aykırı olan bu düzenlemeye karşı sendika olarak başta hukuk yolu olmak üzere her türlü mücadeleyi yürüteceğimizin bilinmesini isterim” ifadelerini kullandı.
Bu bir umut tacirliği
Memur Sen'in umut tacirliği yaptığını ileri süren Özgen sözlerini şu şekilde bitirdi; “Ayrıca 3600 ek gösterge konusunda düzenleme yapılacağının belirtilmesi ve kesin bir tarih verilmemesi nedeniyle umut tacirliğinin yapılmaya devam edildiğini görüyoruz. Bu tiyatroyu kaçıncı kez seyrediyoruz. Kamu çalışanları her toplu sözleşme görüşmelerinde bu oyunu izlemekten yoruldu. Kendisini yarı yolda bırakan, daha 3 gün önce üyelerini sahalara çağırıp güya eylem yapıp, mücadele ediyor MUŞ gibi görünen kendi üyelerini bile kandırma cüretinde bulunan, bu hormonlu ve güdümlü sendikaya kamu çalışanları ve merdiven altı tabir edilen sendikalar gereken dersi mutlaka verecektir.”
▀ ANIL BODUÇ