DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Avcılar'a çıkarma yaptı. Avcılar İlçe Başkanı İskender Selçuk Akgül tarafından karşılanan Babacan, Avcılar'da partisinin ilçe binasının açılışını gerçekleştirdi ve vatandaşlara seslendi. Türkiye'nin artık devası olduğunu anlatan Babacan, “Gelin hep beraber Türkiye'ye deva olalım. Unutmayın DEVA Partisi varken kimse sizin hakkınıza göz koyamaz. Kimse helal paranızı elinizden alamaz, emeğinizi çalamaz. Çünkü DEVA Partisi herkesin can ve mal güvenliğinin garantisidir. Senelerce mücadele ederek kazandığınız hakların hepsinin teminatı biziz. Bunların kefiliyiz. Kazanılmış haklardan bir gram dahi eksilmesine müsaade etmeyiz,gasp edilen hakların iadesi için çalışırız. Bu ülkede kimse başkasına üstünlük taslamaya kalkmasın. Kimse kendi yaşam tarzını başkalarına dayatmasın. Çünkü artık bu ülkede DEVA Partisi var. İşte ben bu yolda gönül gönüle yürüyeceğimize canı gönülden iniyorum. Sizlerin gözlerinde bu ışığı bu gayreti görüyorum. Bu yolda hep beraber yürüyeceğiz. Bu yoldaki bütün engelleri birlikte aşacağız” dedi.
Hani yatay yapılaşma?
İstanbul'un deprem gerçeğine de dikkat çeken Babacan, “Biliyorsunuz Sayın Erdoğan bir şey itiraf etti. Ne demişti; “Biz İstanbul'a ihanet ettik” dedi. Taa 1994'te İBB Başkanı olduğu dönem. Sonrasında başbakan oldu cumhurbaşkanı oldu ama belediye başkanlığını kimseye bırakmadı. Zannetmeyin ki o koltuktan kalktı. İstanbul'da ne kadar dikey yapılaşma varsa, çarpık bina varsa hepsi bilgisi dahilinde. Arabadan giderken camda görmüyor mu yüksek yüksek binaları? Onun bilgisi olmadan o binalar yapılamaz. Bir de diyor ki; “Biz yatay yapılaşmadan yanayız” e hani nerede? Şunu söyleyin; dikey yapılaşmada rant var. Bal tutan parmağını yalıyor. O yüzden yüksek binalar yapıyoruz deyin. Kimi kime şikayet ediyorsunuz ya. 1994 – 2021 yirmi beş yıl. Hala İBB Meclisi'nde AK Parti çoğunlukta. Bütün bu imar değişiklikleri orada yapılıyor. Bu dikey yapılaşma da bir yana asıl İstanbul deyince hep depremi aklımızın kıyısında tutmalıyız. Çok yakın zamanda biliyorsunuz ülke genelinde büyük kayıplar yaşadık. Sel ve yangınlar nedeniyle ormanlarımızı kaybettik. Şimdi olası bir İstanbul depreminin altından bu hükümetin kalkamayacağını görüyoruz. İstanbul'u depreme hazırlayın diye dilimizde tüy bitti. Peki İstanbul depreme hazırlandı mı? Avcılar'a bakarken rant gözlüklerini çıkardılar mı? Avcılar 1999 depreminden en çok etkilenen ilçe olmuştu. Ama onlar buraya hep rant gözüyle baktıkları için kentsel dönüşüm gecikti” dedi.
Kanal değil Hayat İstanbul
İstanbul için Hayat İstanbul Projesi geliştirdiklerini de aktaran Babacan, “Biz İstanbul depremi sorununu Türkiye'nin bir sorunu olarak görüyoruz. Eğer İstanbul depremi sadece İstanbul'u kaygılandırıyorsa bu yetmez. Tüm Türkiye'yi kaygılandırmalı. Biz eylem planımızı açıkladık. İkinci eylem planımızı da afet yönetimiyle ilgili açıkladık. İstanbul için projemizi ortaya koyduk. Öyle kanal manal değil. Hayat İstanbul projesi hazırladık. Kentsel yenilemeyi sağlamak, deprem riskini ortadan kaldırmak için bu projeyi iktidara geldiğimizde hayata geçireceğiz. Çevreye uyum ilkesini baz alacağız. Nüfus ve finansal gereksinim ölçülerini dikkate alarak ilerleyeceğiz. İstanbul'a sağlıklı hizmet vereceğiz. Çünkü biz güvenli konutlarda yaşam hakkını temel bir insan hakkı olarak görüyoruz. Biz alışıldık muhalefet gibi şikayet eden, sürekli eleştiren bir siyaset yapmıyoruz. Neyin, nasıl yapılacağıyla da ilgili somut bilgiler açıklıyoruz” diye konuştu.
Mızrak çuvala sığmıyor
Türkiye'de ekonominin endişe verici olduğunu da anlatan Babacan, “20 yıldır siyaset yapıyorum. Diyorum ki 20 yıldır ne dediysem önüme getirin. Bunu söyleyebilecek çok az siyasetçi olmalı. Keşke daha çok şeyler söyleseydim diyor muyum? Diyorum. Ama konuşup söylediğimin de her zaman arkasındayım. Bu ülkenin kaybedecek bir dakikası bile yok. İşte bu yüzden DEVA Partisi özgürlük için demokrasi ve atılım için hazır. Kadrolarımızla birlikte yola çıkacağız. Dürüst ve ehil kadrolar başa gelmedikçe bu ülkenin sorunları düzelmez. O yüzden biz hep kadro kadro diyoruz. Bakın bugün yanlış kadrolar elinde ülke ne hale düştü. Görüyoruz, yaşıyoruz. Şu an Türkiye'de makyajlanmış, üstü örtülmüş bir enflasyon rakamı var. Devletin açıkladığı rakamlara bile inanan yok. Şuradaki dükkan sahiplerine soralım. Aldığınız malı geçen sene kaça alıyordunuz bu sene kaça alıyorsunuz? Zamlar en az yüzde 30. TÜİK açıklıyor yüzde 19. Doğru değil ama o bile yüksek. Bu rakamların doğru olmadığını biliyoruz. Minare kılıfa sığmadığı için mızrak çuvala girmediği için böyle rakamlar açıklıyorlar” dedi.
Yapsın da görelim
Erdoğan'a seslenen Babacan konuşmasının devamında şöyle konuştu; “Ekonominin bütün dengeleri bozuldu. Enflasyon almış başını gidiyor. BÜFE ile TÜFE arasında yüzde 20 fark var. Maliyetler sürekli artıyor. Vatandaş ürün alamıyor. Çiftçimizin karı düştü zarara geçti. Esnafın karı düştü zarara geçti. Bunlar kötü yönetimin sonucu. Avrupanın en yükek borç faizi biz de dünyada ise yedinci sıradayız. Olacak şey değil. Eskiden yüksek faiz haram diyorlardı şimdi yüzde 19 ne? Bu haram değil mi? Bunu nasıl açıklayacaksınız? Bu milletin parası. Yazık, günah. Bu faiz niye düşmüyor sayın cumhurbaşkanı? Tek yetkili olmayı çok istedi, bütün yetkiyi bana verin, “faiz nasıl düşürülür ben göstereceğim” dedi. 3 yıl 3 ay oldu hala faizler düşmüyor. Ne zaman ekonomiden bahsetse bizim dönemin başarılarını anlatıyor. “Yine ben başınızdaydım” diyor. E öyleyse bugün de yapsana. Paradan altı sıfırı biz attık. İşin başında biz vardık. Karıştırmadık. Doğru bildiğimizden şaşmadık. Bugün ben başardım diyorsa; gelsin yapsın. Ekonomistim diyor. Şimdi gelsin ekonomiyi düzeltsin.”