Yazdığı aşk ve aksiyon dolu kitaplarla yıllardır okurların beğenisini kazanan Selvi Atıcı, farklı tarzı ve akıcı anlatımıyla yepyeni bir hikâyede yepyeni bir maceraya okurlarını davet ediyor. Nemesis Kitap’tan çıkan serinin ikinci kitabı Uygar konusu ve anlatım tarzı bakımından da ilk kitabı aratmayacak nitelikte.
Şubat 2020’de yayımlanan Vahşi bambaşka bir zamanı ve farklı bir diyarı anlatmış, okurlarından tam not almıştı. İlk kitap Vahşi, krallıklar arasındaki çıkar savaşları nedeniyle ihanete uğrayan ve kendi krallığından suçlu gibi kaçmak zorunda kalan bir prensin hikâyesini anlatıyordu.
Prens Ros Dillon, doğduğu günden itibaren bir kral olmak için yetiştirilmişti. Ancak bu zamana kadar evi olarak bildiği yeri ardında bırakmak ve görmezden gelinen, zamanla tehlikelerle dolu, acımasız bir bölgeye dönüşen sınır hattına –yani Vahşi Bölge’ye– sığınmak zorunda kalmıştı. Gücünü toplayacağına ve intikam almak için geri döneceğine ant içen Ros, hiç ummadığı anda ise güçlü bir müttefik kazanmıştı: Val!
Serinin ikinci kitabı olan Uygar’da ise, krallıklar ile Vahşi Bölge arasındaki sınırların gittikçe silinmesine şahit oluyoruz. Savaş ve intikam, sürekli mücadele halinde olan bu iki bölgeyi bir araya getiriyor. Ancak bu diyardaki savaşlar sadece kılıçlarla kazanılmıyor, ihanet, entrika ve sürpriz gelişmelerle lezzetlenen ve her sayfada tansiyonu yükselen bir kurgunun içine dalıyor okur. Savaşı kimin kazanacağı ise aynı güç dengeleri gibi sürekli değişiyor.
**
“Ölümün her zaman karanlıkla geleceğini düşünmüştü. Ama bilmeliydi. Kendi ölümü, ne karanlığı ne de aydınlığı beraberinde getirmişti. Onun ölümü, hep içinde olduğu yaşam savaşıyla gelecekti.”