Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen, sinema yazarı Suat Köçer'in yönettiği "6. Esenler Sinema Akademisi Ustalık Sınıfı" etkinliğine konuk olan Savaş, katılımcıların sinemaya dair sorularını cevapladı.
Bir rol teklifi geldiğinde filmin senaryosunu dikkatle okuduğunu dile getiren usta oyuncu, "Senaryoyu bir nefeste okuyabiliyorsam o senaryonun arkasını merak ediyorsam o iş benim için güzeldir. Hani bir kitabı okursun bir türlü bırakmak istemezsin ya 'Çok güzel kitap.' dersin, senaryo da öyle bir şey." dedi.
Oyunculuk yaptığı yapımlardan örnekler veren Savaş, bazı senaryoları hiç yerinden kalkmadan okuduğunu, beğendiğini ve zevkle oynadığını, bazılarında ise güzel başlamasına rağmen sonradan senaryoda değişiklikler yapıldığı için alışamadığını, ezber dahi yapamadan sete gitmek zorunda kaldığını anlattı.
'ÜNİVERSİTEYE GİTMEYİ ÇOK İSTERDİM"
Perihan Savaş, liseyi bitirdiğini fakat üniversite okuyamadığını, 5 yaşında tiyatroda çalışmaya başladığını, sinema, tiyatro ve dublaj yaptığını ve sürekli çalışmak zorunda kaldığını belirterek, "Üniversiteye gitmeyi çok isterdim ama çalışmak zorundaydım. Ailemi de geçindiriyordum aynı zamanda. Bir de o dönem o kadar çok yoğun işler söz konusuydu ki maalesef üniversiteye gidemedim ama gitmeyi çok isterdim." dedi.
Kızını üniversiteye kaydolmaya götürdüğünde ağladığını aktaran Savaş, "Tabii ki hayat, tecrübeler, kendimi de bu anlamda hiçbir şekilde geride bırakmadım, kitapları okudum ama üniversiteye gitmek isterdim. Üniversite arkadaşlarım olsun isterdim, ortaokul, lise arkadaşlarım var onlarla da görüşüyorum ama üniversite başka bir şey, keşke onu yapsaydım." diye konuştu.
Konservatuvara gitmediğini ama 5 yaşından itibaren şehir tiyatrolarında ustalarla birlikte çalıştığını ve pek çok tecrübe kazandığını vurgulayan Savaş, "Gerçekten biz onlardan çok şey öğrendik, asıl akademi onlardı. Çünkü birebir ustalarla çalışıyorsun mesela çay ocağımız vardı, biz girer bakardık büyükler oturuyor. Tam çıkarken derlerdi ki bize oturun dinleyin. Onların anlattıklarını kulağımızın bir kenarına koymak gerçekten çok önemliydi." ifadelerini kullandı.
Yeşilçam sinemasında kısıtlı imkanlarla filmler çekildiğini ve teknik ekibinden oyuncularına kadar fedakarlıkla çalışıldığını anlatan usta oyuncu, "Bunlar sadece para için veya şöhret olmak uğruna yapılmaz, öyle kolay şeyler değil." dedi.
'SENARYOSU İÇİME SINIYORSA NEDEN OYNAMAYAYIM?'
Kısa filmlerde oynaması için gelen tekliflere değinen Savaş, "Senaryosu içime siniyorsa neden oynamayayım? Yani niye ben o çocuklara yardımcı olmayayım? Kısa film yarışmalarının jürisinde de bulundum, hayretle izlediğim çok güzel filmler oldu. Birçok profesyonel oyuncu, çocuklara destek olsun diye oynuyorlar, ben çok umutluyum. Kısa filmleri de gençlerin kendilerini gösterebilmeleri, kendilerini anlatabilmeleri adına çok önemli buluyorum." görüşünü paylaştı.
Film çekimlerinden sonra oynadığı rolden çıkmak için neler yaptığı sorusuna cevap veren usta oyuncu, "Bunun teknikleri var, ben ağır bir sahneyi oynadıktan sonra mesela sette müzik çalıp oynuyorum. Evet kendi kendime dönüyorum, oynuyorum, ondan sonra bahçeye çıkıyorum, bir nefes alıyorum. Sonra tekrar oynamaya devam ediyorum döne döne, bu beni çok rahatlatıyor. Böylece sahnenin etkisinden çıkmış oluyorum. O elbise üstünden çıktığı anda, o makyaj silindiği anda işte o tekniklerle müzik dinleyerek, dans ederek üzerimden atıyorum ve böylece rahatladığımı hissediyorum. Herkesin kendine göre bir tekniği vardır, neyle rahat edebiliyorsan, nasıl atmak istiyorsan öyle atıyorsun. Zaten onunla yaşayamazsın, eve geldiğin zaman da o karakterle mümkün değil yaşayamazsın." değerlendirmesinde bulundu.
"6. Esenler Sinema Akademisi", sinema sektörüne genç yetenekler kazandırmak ve onlara yeni ufuklar açmak amacıyla düzenleniyor. Senaryo, yönetmenlik, kurgu, sinema tarihi ve eleştirmenliği olmak üzere dört dalda eğitimlerin verildiği akademi, sektörün önde gelen isimlerini gençlerle buluşturmaya devam ediyor.