Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Kültür Sanat Münir Özkul ölüm yıldönümünde anılıyor

Münir Özkul ölüm yıldönümünde anılıyor

Yeşilçam'ın unutulmaz oyuncularından Münir Özkul, vefatının 3 yılında sevenleri tarafından anılıyor. Usta oyuncu, 5 Ocak 2018'de İstanbul'da hayatını kaybetmişti.

Okunma Süresi: 3 dk

Türk sinemasında "Mahmut Hoca" ve "Yaşar Usta" tiplemeleriyle izleyicisinin kalbinde taht kuran Münir Özkul'un vefatının üzerinden 3 yıl geçti. Türk sinema ve tiyatrosunun usta oyuncusu Münir Özkul, vefatının 3. yılında anılıyor

Binbaşı İbrahim Özkul ile Hayriye Özkul çiftinin oğlu olan sanatçı, İstanbul'da 15 Ağustos 1925'te dünyaya geldi. İlk kez 1937'de Bakırköy Ortaokulu'nda ilk defa sahneye çıkan sanatçı, İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun oldu.

Usta sanatçı, 1940'ta kurulan Bakırköy Halkevi sahnesinde, "Erkek Güzeli" adlı oyundaki başarısıyla adını duyurdu.

Muhsin Ertuğrul, "İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim" adlı kitabında yer verdiği bir anısında, usta oyuncunun 12 yaşındayken sahneye çıktığı Ankara'daki bir tiyatro oyununu Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün de izlediğini belirterek, etkili bir oyunculuk sergileyen Özkul'u Atatürk'le tanıştırdığını, Mustafa Kemal Atatürk'ün Özkul'a "Çocuk, çok büyük bir tiyatrocu olacaksın." dediğini aktarmıştı.

Ses Tiyatrosu'nda 1948'de sahnelenen "Aşk Köprüsü" ile profesyonel oyunculuğa adım atan sanatçı, daha sonra Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Küçük Sahne'ye geçti.

Özkul, TRT Arşiv kayıtlarında yer alan bir açıklamasında ilk aktörlük deneyimine ilişkin şu bilgileri vermişti:

"Mürüvvet (Sim) çok iyi Ermeni rolü oynar. 'Prova yapalım.' derdi. 'Oyun gecesi yapalım.' derdim. 'Olmaz.' diyorlar. Maksadım kaçmak. İlk gece, korktuğumuz şarkı üç defa bize söyletildi. Ben de inanamıyorum fakat oldu. Şaşırdım. Adetimdir, hata yaptığımda tiyatrodan yürüyerek Beyoğlu'na kadar giderdim. 'Kim bunları tuttu da bravo diyerek beni rezil ettiler.' diye düşündüm. Sirkeci'ye kadar ağladım."

Rol arkadaşı Mürüvvet Sim ise aynı anıyı, "Münir katiyen prova yapmıyor. Sanat hayatım bitecek gibi geldi bana, epey gözyaşı döktüm. Sabaha kadar prova yaptık. Münir yine prova yapmadı. Mecburen oynadım. Benim ellerim ayaklarım bağlandı fakat Münir gitti, karşımda sanki dev bir sanatçı vardı. Piyes bitti. Herkes Münir'i tebrik etti. Ben de gittim, özür diledim ve elini öptüm." sözleriyle dile getirmişti.

Usta oyuncu, 1951'de John Steinbeck'in "Fareler ve İnsanlar" ile John Millington Synge'in "Babayiğit", 1954'te George Axelrod'un "Yaz Bekarı" eserlerinde, 1955'te ise John Patrick'in "Çayhane" eseriyle "Bana Çiçek Yollama", "Generalin Aşkı", "Yağmurcu" ve "Godot'yu Beklerken" adlı eserlerde rol aldı.

İstanbul Şehir Tiyatroları, Ankara Devlet Tiyatrosu ve özel tiyatrolarda da görev yapan sanatçı, Sadık Şendil'in "Kanlı Nigar" oyunundaki rolüyle 1968'de İlhan İskender Armağanı'nı kazandı.

Sanat yaşamında beş kişinin büyük etkisi olduğuna işaret eden Özkul, bir röportajında şunları söylemişti:

"Bu isimler, Muhsin Ertuğrul, Ferdi Tayfur, Haldun Dormen, Sadık Şendil ve Şakir Eczacıbaşı'dır. Bugün sanatımın geleceğiyle ilgili hiçbir şey söyleyecek durumda değilim. Yalnız şu sıralarda Haldun Taner'in benim için yazdığı bir eser var. Tüm arzum bu piyesi başarıyla oynamak. Sanat yaşamım içinde her zaman 'İbiş'e ve 'Kavuklu'ya hayranlık duymuşumdur. Nedenini şöyle anlatayım; insanı çeşitli etkilerden kurtarabilseydik, ortaya birçok müşterek yönleri olan bir insan tipi çıkardı. Bu, gerçek yönleri ağır basan evrensel insan tanımı ve tipidir. Ben Kavuklu'da veya İbiş'te kendi içimdeki o insanı yakalamak ve o insana varmak istiyorum."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *