SKDM’nin gübre sektörüne etkisi
Karbon emisyonlarını düşürmek ve çevreye duyarlı bir ekonomi yaratmak adına küresel ölçekte yeni politikalar geliştiriliyor. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) da bu adımlardan biri. Karbon yoğun ürünlerin ithalatında karbon maliyetlerini dengelemeyi amaçlayan bu mekanizma, çimento, demir-çelik gibi sektörlere uygulanırken 2026 itibarıyla gübre sektörünü de kapsayacak şekilde genişletiliyor. Peki, SKDM gübre sektörünü nasıl etkileyecek ve bu mekanizmanın doğrudan tarım sektörü ve son tüketiciler üzerindeki etkileri ne olacak?
Tarımsal üretimin karbon ayak izi
FAO verilerine göre tarım sektörü, küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %20'sinden sorumlu. Özellikle kimyasal gübreler, emisyonların büyük bir kısmını oluşturuyor. Gübre üretiminde kullanılan yüksek enerji miktarı, özellikle azotlu gübrelerin karbon ayak izini artırıyor. 2022 yılında yapılan bir araştırmaya göre dünyadaki toplam sera gazı emisyonlarının %2,4'ü gübre üretiminden kaynaklanıyor. Avrupa’da bir ton azotlu gübre üretimi, yaklaşık 3 ton karbondioksit emisyonu anlamına geliyor. Bu oranlar dikkate alındığında, SKDM gibi karbon vergisi uygulamalarıyla çevresel maliyetlerin ürün fiyatlarına yansıtılması oldukça anlamlı.
SKDM’nin gübre fiyatlarına etkisi
SKDM kapsamında gübreye uygulanacak olan karbon vergisi ithal gübre fiyatlarını artırabilir. Örneğin 2023’te Avrupa’da ton başına 50 avro olan karbon fiyatının SKDM ile gübreye uygulanması durumunda, gübre fiyatının %10 ila %20 arasında artacağı tahmin ediliyor. Bu artış, tarımsal maliyetleri de doğrudan etkileyecek. Türkiye gibi gübre ithalatına yüksek oranda bağımlı ülkelerde çiftçiler artan maliyetlerle karşılaşabilir.
Çevre dostu alternatiflerin öne çıkışı
Bu artan maliyetler, çevre dostu alternatiflerin ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının önemini bir kez daha gündeme getiriyor. Örneğin organik gübrelerin kullanımı, kimyasal gübreye kıyasla %30 daha düşük karbon emisyonuna yol açıyor. Bunun yanında, yeşil gübre olarak bilinen bakteri bazlı çözümler de önemli oranda karbon tasarrufu sağlıyor. Avrupa Birliği’nde SKDM ile uygulamaya giren karbon azaltıcı teşvik programları, tarım sektöründe daha çevreci uygulamaların yaygınlaşmasını destekliyor.
Sürdürülebilir tarıma doğru zorunlu bir adım
SKDM, gübre sektöründe bir dönüşüm başlatma potansiyeline sahip. Karbon maliyetlerini ürün fiyatlarına yansıtmak, kısa vadede üretim maliyetlerini artırabilir. Ancak bu maliyetlerin çevre dostu tarım uygulamalarına olan ilgiyi artırarak uzun vadede sürdürülebilir bir tarım sektörünün temelini atabilir. Üreticiler bu dönüşüm sürecine uyum sağlamak için daha çevreci alternatiflere yönelirken politika yapıcıların da destekleyici önlemler alması büyük önem taşıyor. Türkiye gibi gübre tüketiminde dışa bağımlı ülkelerde, SKDM’nin getireceği maliyetleri dengelemek adına hem yerli üretime hem de organik gübre kullanımına yönelik teşvikler artırılmalı.
SKDM’nin gübre sektörüne etkisi, çevre ve ekonomi arasındaki dengenin sağlanması açısından oldukça önemli bir adım. Her ne kadar ekonomik bir yük getirse de bu dönüşüm, uzun vadede çevre dostu ve sürdürülebilir bir tarım sektörünün önünü açacak gibi görünüyor.