Roblox yasağı
Geçtiğimiz günlerde “Instagram yasakları ne zaman kalkacak?”, “Instagram yasaklamakta haklı mıyız?”, “Sosyal medya yasaklarının ülkeye etkisi ne?” gibi sorular etrafında konuyu tartışırken Türkiye’de çocuklar ve gençler arasında oldukça yaygın bir oyun platformu olan Roblox’un web sitesine erişim engeli getirildi. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Bürosu’nun çocuk istismarına yol açan içerikleri tespit etmesi sonrasında 6. Sulh Ceza Hakimliği platformun web sitesine erişimi yasakladı.
Roblox, kullanıcıların kendi oyunlarını tasarlayabildiği, tasarımları başkalarının kullanımına açabildikleri ve başkalarının tasarladığı oyunlarda oynayabildikleri çevrim içi bir platform. Sadece oyun için değil kodlama ve oyun tasarımı gibi dijital dünyaya yönelik eğitimler içinde kullanımına başvuruluyor. Böylece çocukların karar verebilme, yaratıcı düşünme ve stratejik olma becerilerini geliştirmek hedefleniyor. Ağırlıklı olarak 7- 16 yaş aralığındaki çocuklar tarafından kullanılıyor. Platformun tüm dünyada milyonlarca genç ve çocuk kullanıcısı bulunuyor. Türkiye, 9 milyonu geçen Roblox kullanıcı sayısı ile tüm dünyada beşinci sırada. O yüzden yasağın etkisi evlerde çok güçlü hissedildi. Yasağın uygulanmasından sonra ebeveynler sosyal ağlarda ağlayan ve öfke krizi geçiren çocuklarının fotoğraf ve videolarını paylaşmaya başladı.
Roblox, bir iletişim platformu değil ancak kullanıcıların birbirileri ile iletişimini ve sosyal bağlantılarını etkileme gücüne sahip. Çünkü bugünün çocukları bizler gibi mahalle ortamında, sokaklarda özgürce oynama şansından yoksun. Bugün çoğu çocuğun belki de tek sosyalleşme ortamı dijital oyun platformları. Eğlence, arkadaşlık, etkileşim, iş birliği, sohbet vaat eden Roblox haliyle evdeki çocuğu dış dünyaya bağlayabilen bir iletişim ağı olarak algılanıyor. Bu konuda yapılmış bazı araştırmalar karakter diyalogları, beğeni gibi duyguların ifade edilmesi ve oyun sırasında görev dağılımı yapılmasının iletişim becerilerini güçlendirdiğini ortaya koyuyor.
Saydığım bu olumlu yanlarına karşılık işin bir de karanlık yüzü bulunuyor. Zaten bugün bu yasaklamanın gerçekleşme nedeni Roblox’un faydaları kadar çok konuşulmayan gizli tehditleri. Bu tehditlerin ilk sırasında iletişim becerilerini geliştirebilen platformun aynı zamanda dijital zorbalık yapılan bir ortam olması geliyor. Bu oyunlarda stresin ve rekabetin çok güçlü olması, oyuncuların birbirlerine karşı kaba ve zorba olmasına neden olabiliyor. Dijital zorbalığın çocukları intihara kadar götürdüğü örnekleri mevcut.
Bir diğer tehdit konusu ise oyun bağımlılığına yol açması. Çevrim içi olmaya bağımlı hale gelen çocuk ve gençler, gerçek yaşamdan uzaklaşarak yalnızlık ve depresyon sorunları ile karşılaşabiliyor. Oyun platformunda masum bir oyunda olduğunu düşünen çocukların hesaplarının ele geçirilmesi ve kredi kartı gibi ödeme bilgileri varsa bunlar üzerinden dolandırılması gibi güvenlik sorunları da bu platformun potansiyel tehditlerden bir diğeri.
Çocuklar, kendi akranları ile oyun oynadıklarını düşünürken yetişkinlere yönelik içeriğe maruz bırakılabiliyor. Bu durum bu platformun en fazla tartışılan tehlikeleri arasında gösteriliyor. Bugün bu yasağın dayanağı çocukların cinsel içeriğe maruz kalması ve verilerinin elde edilerek istismar edilmesi. Pek çok konuda olduğu gibi ülke olarak bu yasak kararı karşısında ikiye bölünmüş durumdayız. Bir tarafta yasağa karşı çıkanlar, diğer tarafta yasak kararını destekleyenler. Öyle ki geç bile kalındı iyi ki kapatıldı diyerek destek verenlerin sayısı oldukça fazla ve sesleri de oldukça gür çıkıyor. Bunun temel nedeni platformun oyun yaratarak başkalarının oynamasına olanak verme özelliğinin yetişkin içerikli oyunlarla suistimal edilebildiğinin anlaşılması.
Bu olumsuz yanları ile oyun platformu, bugün Çin, Guatemala, Kuzey Kore ve Türkiye’de yasaklı durumda. Roblox, daha önce bir süre Ürdün’de ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yasaklıyken daha sonra bu ülkeler yasağı kaldırılmıştı.
Ülke imajı ve itibarını olumsuz etkilemesi nedeniyle yasağı savunmak zor ancak ebeveyn olarak tehditleri görmezden gelmek de mümkün değil. Bu durumda bu platform ya da benzerlerinde ailenin ve çocuğun dijital okuryazarlığını yükseltmek tehlikelerden korumak açısından önemli görünüyor. Özellikle mikrofon ve sesi açmadan oynaması, kredi kartı bilgisi paylaşılmaması ile gerçek hayatta tanımadığı oyuncularla oynama yönünde çocuklar bilinçlendirilmeli. Ayrıca platformun resmi kurumlar tarafından belirli tehditler konusunda uyarılması ve yaptırımlar uygulanması, kısmi yasaklar uygulanması kullanıcıları korumak açısından tamamen erişimi engellemeden önce başvurulması gereken bir adım.
Yasağın evlere etkisini yumuşatmak için çocuklarla iletişimi güçlendirmek gerekiyor. Bu yasağın nedeninin çocuklara anlatılması, içerik denetimi ve güvenlik açıklarının bu yasağın temel nedeni olduğunun açıklanması yerinde olacaktır. Çocukla etkili iletişim kurulması yasağa tepkili çocukların sakinleşmesine etki edebilir.
Ayrıca platforma erişemediğinden daha çok boş vakti kalan çocuklarla ailenin sosyalleşerek zaman geçirilmesi aile iletişimine katkı sağlayacaktır. Çocukların başka oyunlara yönelmesi durumunda da dijital tehditlere karşı bilinçlendirilmesi yine aile iletişiminin önemine dikkat çekiyor. Bu noktada platformda oyun oynayabilmek için VPN gibi yasal olmayan yollara başvurulmasının olası zararları mutlaka çocuklarla paylaşılmalı.
Oyunlar, eğitici, eğlendirici ve sosyalleştirici özellikleri ile çocuklardan ve gençlerden çok rağbet görüyor. Yasak kararı, gençlerin toplumu ve siyasal aktörleri kendilerini anlamamakla suçlamasına yol açabilir. Gençlerin kendilerini topluma ait hissetmelerini olumsuz etkileyebilen bu tip yasaklar, siyasal aktörlere duydukları güvenin azalmasına neden olabilir. Bu nedenle gençlerin siyasal katılımlarını olumsuz etkileyebilir.
Bu tip yasaklarda çözümümüz hep aynı yere çıkıyor: Dijital okuryazarlık. Geleceğin dijital okuryazar bireylerini yetiştirerek toplumu güvenli bir hale getirmek varken yasaklayan ülke imajı ile yetinmeyelim.