Her söylediğiniz yalan, kredinizi doldurur!
Eğer çevrenizdeki insanları kaybetmek istiyorsanız, yalan söyleyebilirsiniz…
Sürekli yalan söyleyen insanın farkında olmadığı şey, aslında yalanlarının diğer kişi tarafından farkında olunduğudur. O yalanlar dinlenirken kredi yavaş yavaş dolar ve malum x yalancı kişi, bir anda kendini silinmiş bulur. Sürekli yalan söyleyen insan, bu şekilde çevresindeki kişileri tek tek kaybeder.
Bu insanların yalan söyleme amacı bazen de insanları kendi hayatlarında tutmaktır. Bir çıkar durumu söz konusudur. Mesela size yalanlar söylerken umut aşılarlar ki, heveslenip onları daha çok sevin veya yanlarında kalın diye… Kaybetmemek için söylenilen her yalan, o insanı daha fazla kaybettirir. Yalanları ortaya çıkınca, verilen vaatler tutulmayınca kendilerini ele vereceklerini akıl edemezler. Karşıdaki bir iki kere inanır, ama üçüncüde bir yalancıyla karşı karşıya olduğunu çok net olarak fark eder. Yalancılar hiç kendilerini ele vermediklerini zannederler. İşin en acı tarafı da budur zaten. Oysaki karşıdaki her şeyi fark eder fakat vadenizin dolmasını bekler. Ses çıkarılmaması, inanıldığı anlamına gelmez. Unutmayın ki “Her söylediğiniz yalan, kredinizi doldurur.”
Ben çok fazla yalancı gördüm ve tecrübelerimden yola çıkarak bunları üç gruba ayırıyorum.
1. Grup, mecburi yalanlar:
Bunlar normalde dürüstlüğü tercih eden ve olabildiğince dürüst kalmaya çalışan kesimdir. Fakat bazen öyle olaylar olur ki ya kendi çıkarları için, ya durumu kurtarmak için ya da herhangi başka bir şeyden dolayı yalan söylemek zorunda kalırlar. Fakat bu yalanın sonunda canı yanan veya üzülen hiç kimse olmaz. Çünkü birisinin canı yanacaksa bu kesim yalanı söylemekten vazgeçer. Zararsız ve mecburi yalanlar söylerler.
2. Grup, hastalıklı yalancılar:
Bu grup sadece canı sıkıldığı için bile yalan söyleyebilir. Mesela üzerinde mavi bir kıyafet varsa, telefondaki kişiye üzerimde siyah renk var diyebilir. Söylediği yalanların altında hiçbir anlam ve neden aranmaz çünkü onlar da neden yalan söylediğini bilmez. Basit şeylerde bile yalan konuşurlar. Gerçeği söylese hiçbir şey olmayacaktır oysaki. Yalan söylemesini gerektirecek hiçbir durum yoktur. Bazen şöyle bir şey bile duyabilirsiniz bunlardan “Ben böyle söyledim ama neden öyle söyledim bilmiyorum” diye. Bunlarda yalan söyleme hastalığı vardır. Sudan sebeplerden yalan söylerler. Asla bir yola çıkılmaz ve denk gelindiği anda direk silinmeleri gerekir yoksa maruz kaldığınız basit yalanlarından dolayı mideniz bulanır.
3. Grup, tehlikeli yalancılar:
En tehlikeli kesim bu gruptur. Öyle büyük yalanlar söyleyip show yaparlar ki, kesinlikle körü körüne inanırsınız ve sonra inandığınız şeyin yalan olduğunu öğrenince şok geçirirsiniz. Çünkü bunlar profesyonel bir şekilde inandırıcı örnekler vererek yalan konuşurlar. Mesela diyelim ki dolandırıldım diye yalan söyleyeceklerse bunu “Ben dolandırıldım” diye anlatmazlar. Bunu şu şekilde süsleyerek anlatırlar: “Sabah çıktım evden. Yağmur bastırdı ve şansa da şemsiyem yoktu yanımda. Dolandırıldığım yetmezmiş gibi bir de yediğim yağmurdan dolayı hasta olacağım.” Yani olayı betimleyerek, öykülendirerek anlatırlar ki inandırıcılığı artsın. Bu grup da inanılmaz sık yalan konuşur. Yalan dillerine yuva yapmıştır resmen. Çok insana durduk yere yalan konuşarak umut verirler, olmayacak şeyleri olacak gibi gösterip o insanları en tepeye çıkarıp sonra da oradan aşağı düşmelerini izlerler. İnanılmaz insanın ahını alırlar ve genellikle hiç sevilmezler. Her insanı en fazla iki kere kandırabilirler, sonrasında bunların tehlikeli ve profesyonel bir yalancı olduğunu anlayan kişi direk kaçar.
Bu üç grupla da çok karşılaştım. Cinsiyetleri fark etmiyor bu yalancılar kadın da olabiliyor, erkek de olabiliyor. Birinciye sözüm yok fakat 2. ve 3. olanları direk siliyorum veya mesafe koyuyorum. Bu saydığım üçüncü gruba dahil olan birisi bana şöyle demişti: “Tuğçe neden telefonlarımı açmıyorsun, küstün mü bana? Ben seni çok özledim” vs. Bunu söyleyen kadın bu arada. Neden mesafe koydum çünkü inanılmaz derecede yalanlarını yakaladım. 3. gruba dahil. Bana sormak yerine keşke yalanlarının farkında olsaydı. Maalesef kendilerini hiç ama hiç görmezler. Sorsanız dünyanın en dürüst insanlarıdır. Söyledikleri yalanları da unuturlar ve sürekli söyledikleri sözler çelişir. Zaten bu çelişki onları ele verir.
Benim şu hayatta en tahammül edemediğim şeylerden birisi yalandır. Yalandan daha kötü olan bir şey varsa o da daha fazla yalandır. Her şey bir yalanla başlar ve her şeyin başı yalandır. Sizin yanınızda çevreye sürekli yalan konuşan, size de konuşur. Ne kadar uzak, o kadar iyiler. Ömür boyu yapayalnız kalmak bile, bu insanların kalabalıklığından iyidir.