Sivil Düşün
En son yayımlanan kitabımın adı Sivil Düşün.
Henüz raflarda tam olarak yerini almamış olabilir.
Bodrum’dan başlayarak, değişik yerlerde imza günleri ve söyleşiler yaparak hem Sivil Düşün kitabımı hem de aynı zamanda yayımlanan Bodrum’un Öteki Yüzü kitabımı tanıtmak ve okur görüşlerini almayı düşünüyorum.
Bodrum’un Öteki Yüzü, adından da anlaşılacağı üzere Bodrum’un magazin sayfalarına yansımayan gerçek yüzünü anlatmaya çalıştığım, kişisel tespitlerimin yanında bu konulara ilişkin yazdığım köşe yazılarından oluşuyor.
Sorular daha çok Sivil Düşün’ e ilişkin.
Toplum olarak önyargılarımızdan, yerleşik kalıplardan bağımsız gerçek kimliğimizin yansıtıldığı bir yaşam tarzından uzak yaşıyoruz.
Çoğu zaman ya “mış gibi” davranıyor ya da etkisinde kaldığımız kişi ya da kurumların resmi ideolojisine uygun görüşleri kopyala yapıştır yapıyoruz.
Kuşkusuz bunda uzun yıllardır giderek yozlaşan eğitim sistemimizin, baskıcı ve yasakçı yönetim tarzının, her geçen gün biraz daha kirlenen siyaset yapma biçimlerinin ve etkisinden bir türlü kurtulamadığımız orta doğu kültürünün etkisi büyük.
Özgür bireyler olamadık bir türlü.
Birçoğumuz hala biat kültürünün dar kalıpları içerisinde, bir kısmımız da bize zorla dayatılan resmi ideolojinin sınırları kapsamında, kendimiz olamadan sürdürüyoruz yaşamımızı.
Kendimiz olamadan diyorum çünkü, okumayan insan düşünemez, sorgulayamaz.
Tek merkezden klonlanmış gibi aynı davranış özelliklerini gösteren insanlar topluluğu haline geldik ne yazık ki!
Yani üzerimizdeki bize istemediğimiz halde giydirilmiş çirkin giysilerden sıyrılıp, sivil birer insan olarak özgün davranamıyoruz.
Bunu büyük çoğunluğumuz farkında olmadan yapmasına karşın belli bir kesim var ki, bile isteye böyle davranıyor.
İşin kolayına kaçıyor!
Okumak, yazmak, düşünmek, sorgulamak zor işlerdir.
Üstelik size bazı sorumluluklar yükler.
Toplumu baskılayan, kendi egemen ideolojisini ve yönetim tarzını dayatan sisteme karşı muhalif olmanın riskleri vardır.
Her an bir kuşatılmışlığın içinde farklı kesimlerden çok boyutlu saldırılarla karşılaşabilir, dışlanabilir, suçlanabilirsiniz.
Muhaliflikten kastım bir siyasi partiye, iktidara ya da bizleri yönetenlere karşı olmak değil elbet.
Küresel ilişkiler ağı içerisinde var olan tüm zenginlik kaynaklarına çöken, doğayı katleden, insan hak ve özgürlüklerini yok sayan vahşi kapitalist sisteme karşı olmaktan söz ediyorum.
Kişilere dayalı iktidarlar geçicidir.
Bugün ülkemizi de çok derinden sarsan ekonomik, sosyal ve siyasal kriz, kültürel yozlaşma, otoriterleşme eğilimleri sonucu halkımız öylesine bunalmış ki, nefes alamıyor.
İşte böyle bir kuşatılmışlık ve çaresizlik sarmalında insanlara sorunların çözümüne ilişkin bir şeyler söylemek istiyorsanız sivil olmak, sivil düşünmek zorundasınız.
“Bilgi ve deneyimi paylaşarak büyütmek, ortak çalışma ve işbirliği içinde birbirinden öğrenmek, kendini ilham ve rehberlik fırsatlarına açarak sürekli gelişmek”
“Sivil düşünmek; her şeyden önce, dünyaya hak odaklı bakmak, bu bakışla tavır almakla ilgili. Hakların herkesin yararına eşit biçimde daha çok gelişip korunması hedefine yönelik çalışmayla ilgili.
Kendi imkan ve kaynaklarını yaratarak, kendine yeterek ayakta durabilmek mesela. İhtiyaç ve kaynaklarını doğru şekilde tespit edebilmek, gerçekçi planlamalarla halkla doğrudan buluşan etkili çalışmalar yapabilmek.
Günü kurtarmayı değil, vizyon ve fikir üreterek gelecek için değer yaratmayı seçmek de olabilir ayrıca. Kitlelerin mesajlarınızı sahiplenerek taşıması, başkalarına da aktarıp çoğaltmasını da ekleyelim buna.
Başkalarının hakkı için ses çıkarmanın, kendi hakkını savunmaktan; kendi hakkını talep etmenin başkalarının özgürlükleri için alan açmaktan farksız olduğunda ısrar etmekle.
Politika ve karar alma süreçlerine aktif katılım için cesaret göstermekle.
Tanımınız ne olursa olsun, sivil düşünmenin, yalnızca sizi değil, tüm toplumu değiştirdiğini bilmeniz çok önemli.”
Toplumun değişim ve dönüşümüne katkı sağlayabilme umut ve çabasıyla tüm siyasi referansları bir yana koyarak mümkün olduğu, aklımın yettiği, dilimin döndüğünce görüş ve düşüncelerimi sivil bir anlatımla paylaşmaya çalıştım.
Diğer kitaplarımda olduğu gibi Sivil Düşün kitabımda da olabildiğince yalın, anlaşılır bir dille yaşadığım coğrafyaya tanıklık yapmayı hedefledim.
Düşün insanlarının yalnızca yazdıkları, konuştuklarından dolayı cezaevlerinde tutulduğu ülkemizde tüm resmi baskı ve engellemeler karşın sivil düşünmenin, barış ve demokrasiden, hak ve özgürlüklerden yana taraf olmanın ne kadar zor ve risk taşıdığını bilsek de,
Eşit koşullarda, insanca bir yaşam için Sivil Düşünmeye devam.