Çocuk…
20 Kasım gününün önemi nedir biliyor musunuz? Bilenler vardır belki ama bilmeyen de çoktur diye düşünüyorum. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. 20 Kasım 1989 gününde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 193 ülke tarafından onaylanan Çocuk Hakları sözleşmesi her yıl aynı tarihte dünya genelinde kutlanıyor. Çocuk hak ihlallerine karşı onaylanmış olan bu sözleşme özetle dünya genelinde var olan TÜM çocukların eğitim, sağlık, barınma haklarına dikkat çekerek çocukların gerek fiziksel gerek psikolojik gerekse de cinsel olarak şiddete ve sömürü ögesi olarak kullanılmasının önüne geçmeyi amaçlıyor.
Peki neler bu çocuk hakları hiç biliyor muyuz? “Çocukları çok seven ve düşünen” bir millet olarak vakıf mıyız çocukların bu haklarına? Pek sanmam. Maalesef toplumun bir kesiminde hala çocuğa karşı fiziksel ve psikolojik şiddet devam etmekte.
Çocuk hakları sözleşmesi özünde dini, dili, ırkı ne olursa olsun her çocuğun yararını gözetmek adına taraf devletlerce kabul edilen bir sözleşmedir.
Bu sözleşmenin ilk ve en önemli maddesi “Her birey 18 yaşına gelene kadar çocuktur.” Maddeye baktığınızda ilk göze çarpan kısım bence cümlenin netliği ve kesinliği. 18 yaşına gelmemiş herkes çocuk kabul edilir. Bir bakalım öyle mi? Çocuk işçiler, çocuk yaşta evlendirilmeler, çocuk yaşta zorla suça bulaştırmalar… Örneklerini her gün gazete haberlerinde, televizyon programlarında görebilirsiniz. Maalesef ki gerek bazı aileler gerekse bazı çevreler bırakın on sekiz yaşını daha on yaşındayken bile çocuk olarak kabul etmiyor. 6 yaşında evlendirilen, 12 yaşında nişanı yapılan, 15 yaşında doğum yapan çocuklarla dolu bir ülke. Hatta dünyada da örnekleri oldukça fazla. Gerçekten biz çocukları 18 yaşına kadar çocuk kabul ediyor muyuz sizce?
Bakalım bir diğer maddesine sözleşmenin. Sözleşmeye göre ikinci maddenin ilkesi ayrım gözetmeme ilkesi. Özetle taraf devletler her çocuğu ailesi, dini, dili, etnik kökeni, anne babanın siyasal düşünceleri gibi tüm durumlardan bağımsız olarak çocuk olarak tanır ve kabul eder. Maalesef durum pek de öyle olmuyor. Bunun en acı örneği dünyanın gözü önünde yaşanıyor son haftalarda. İsrail Gazze savaşında ortaya çıkan görüntüler, çocukların başına gelenler, hayatını kaybeden binlerce çocuk… Her şeyden bağımsız olarak tanınması ve hakları gözetilmesi gereken çocuklar evlerinden, ailelerinden, hayattan koparılıyor vahşice… Bu durum aynı şekilde sözleşmenin 6. Maddesinde belirtilen çocukların yaşama ve gelişme hakkını da ellerinden alıyor. Ne acı…
Sözleşmenin içerisinde olan onlarca maddeden sadece iki tanesi bu örnek. Çocuğa saygı, çocuğun yüksek yararının gözetilmesi, çocuğun yaşama hakkına saygı… Görüyoruz ki aslında bazı aileler, ülkeler ve milletler için bu sözleşme sadece bir kâğıt parçasından ibaret. Bırakalım artık çocukları. Çocukluklarını yaşasınlar. Top oynasınlar bombalar altında kalmasınlar. Evcilik oynasınlar ama evlendirilmesinler. Kuaförcülük oynasınlar ama kadıncık, erkekcik olmasınlar. Şarkıcılık, mankencilik oynasınlar ama sosyal medya objesi olmasınlar. Okula gitsinler ama işe gitmesinler…
Gününüz kutlu olsun çocuklar. İyi ki varsınız ve iyi ki varolacaksınız.