Her şey değişti torpilcilik değişmedi!
Son günlerde siyasi alanda konuşulan konulardan birisi de torpil konusudur. Torpil , yaşadığımız bu kapitalist sistemde sıkça karşımıza çıkan bir kavramdır. Hatta "Torpil" kelimesini kulağa daha hoş gelsin diye çoğu yerde "Referans " olarak da duyuyoruz. Maalesef bu sistemde torpilsiz bir yerlere gelebilmek, iyi bir iş ve mevki sahibi olabilmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Hemen hemen toplumun her alanında devlet daireleri ve özel sektör de dahil olmak üzere işler torpille yürütülmektedir. Herhangi bir makama atanan kişi, görevin gerektirdiği niteliğe, bilgi birikime ,ehliyete ve liyakate sahip olmadığı halde sadece “Yakınlık”tan dolayı, “Meşru Yollardan Geçmeden” koltuğu kapmışsa, bunun adı torpildir.
Geçmişten günümüze siyaset yapanların en büyük zaaflarından biriside bu torpil hastalığıdır. Bu torpilcilik kronik bir hale dönüşmüştür. Hükümetler değişince, kadrolar da değişiyor. Biraz bu konu hakkında inceleme yaptığımızda yönetime hangi parti geçerse geçsin bu tablo değişmediğini görüyoruz. Her başa geçen kendi yakınlarını mutlaka torpille bir takım mevkilere getirmektedir. Bununla da kalmayıp torpil ile bir makama getirdiklerine "Dokunulmazlık Zırhına" bürümektedirler. Hatta var olmayan mevkiler bile icat edilip, oraya istediklerini yerleştirmektedirler.
Geçmiş zamanda şöyle bir hikaye anlatılır; Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak ağacı boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacıyla aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş ağaç. Doğru. Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak önce üşümeye, sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağı doğru inmeye başlamış.Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.
Bugün birileri hak etmeden, hemşericilikle, akrabalıktan dolayı ve bunun gibi daha başka herhangi bir sebeple hak etmediği makamlara getirilmesi ne vicdana , ne ahlaka , ne etik davranışa, ne de dine ve inanca uymamaktadır! Bunun savunulacak, aklanacak, paklanacak, meşru sayılacak, temize çıkarılacak, üstü örtülecek, görmezden gelinecek hiçbir yanı bulunmamaktadır. Torpil Allah'a inandığını iddia eden bir kimse için ahiretini yakmak demektir.Torpil , emek hırsızlığıdır.Torpile karşı olmak vicdani ve insani bir sorumluluktur. Her emek sahibi , bilgi birikim sahibi, ehliyet ve liyakat sahibi bireyler hak ettiği yere gelmesi için "Torpile ve Torpilciliğe" hayır diyorum.Gelişen ve ilerleyen toplumlar torpil ile değil, liyakatli ve ehliyete göre hareket ederler.