Milletle dalga mı geçiyor alay mı ediyorsunuz?
Ülkemizin şu anki durumuna ve gelecekteki durumuna bakıyorum. Düşünüp taşınıyor ve ne diyeceğimi tam olarak kestiremiyorum.
81 milyon nüfusumuz ve 780 bin kilometre kare toprağımız var.
Bu topraklar öyle bir toprak ki, her tarafı can verilerek, kar dökülerek alınmış ve ilelebet devam edilecek bir misakı milli sınırı çizilmiştir ve “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” denilmiştir.
Bu topraklar öyle bir topraktır ki, hemen hemen dünyada ne yetişiyorsa, iklim ve coğrafi konum olarak her şeyi üretecek verimli ve bereketlidir.
Hal böyle olunca da değil 81 milyon nüfus, yapılan hesaplamalara göre planlı bir üretim yapıldığında tam tamına bir milyon 500 bin nüfusu besleyecek durumdadır.
Nitekim Cumhuriyetin kurulmasından sonra sanayiden yoksun olan ülkemiz tarım ürünlerini satarak kazandığı paralarla her bölge ve yetiştirdiği ürüne göre her alanda fabrikalar kurulmuştur.
Ancak günümüzde bu fabrikalar, özelleştirme adı altında birilerine peşkeş çekilmiş ve fabrikaların yerine konutlar villalar inşa edilmiştir.
Kalan verimli topraklarımızın ekilip biçilmemesi için ne gerekiyorsa yapılıp köylü ve çiftçimize tarım desteği adı altında, ne ektiği bilinmeden sorulmadan destek sağlanmış, vatandaş sözde ektiği tarlasının parasını alarak kahve köşelerinde tembelliğe ve biat etmeye alıştırılmıştır.
Tarım girdileri olan mazot, tohum, gübre, ilaç fiyatları yükseltilerek köylü ve çiftçi bu şartlarda toprağına gidemediği için tarlası ve toprağına küstürülmüştür.
Hal böyle olunca da, dünyanın en iyi kurufasülye, nohut, pirinç, sarımsak, mercimek, patates, soğan, pamuk ve aklınıza ne gelirse ürettiğimiz ürünlerin tamamını saman dahil dışarıdan alır haline geldik. Süt ve süt ürünlerini de bir hayvancılık ülkesi olarak unuttuğumuza ve bizim bir vilayetimiz kadar olmayan Hollanda’dan aldığımıza göre varın durumumuzu ve geleceğimizi siz tahmin edin…
Bilindiği gibi ülkemiz bir 15 Temmuz girişimi yaşadı. O gün bu gündür at izi ile it izi maalesef ayırılamadı. Geçtiğimiz günlerde bu gün kutlandı mı anıldı mı, her neyse tüm yurtta törenler yapıldı. Halk meydanlara kurulan ekranlardan İstanbul’da yapılan etkinlikleri izledi. Herkes attı tuttu. Hain FETÖ’yü suçladı.
Bahçeli, “Bu konunun netleşmesi için siyasi ayağının bilinmesi gerektiğini” söyledi. Akşener, “Hakkımda açılan Fetö soruşturmasında gizlilik kararı kaldırılsın ifade vermek istiyorum” dedi.
CHP ve diğer muhalefet partileri FETÖ terör örgütünün siyasi ayağı kaldırılsın önergesi verip TBMM de araştırlsın talepleri hep reddedildi. İşin garip tarafı, “Araştırılsın” diyen MHP’ liler tarafından da reddedildi.
Reddedilen önerge sadece bu mu?
Şöyle bir göz atalım.
Ülkemizdeki uyuşturucu meselesi.
Maden kazaları araştırılsın önergesi.
Binlerce kişiyi mağdur eden çiftlik bank,
Çocuk istismarının önlenmesi için verilen önerge. (MHP önergesi)
Atatürk Havalimanındaki saldırının araştırılması,
ASELSAN Mühendislerinin öldürülmesi,
Man adaları belgeleri,
Ege’deki 16 adanın işgal edilmesi (MHP önergesi)
IŞİD’in ülkemizdeki faaliyetlerinin araştırılması,
Paralel yapının araştırılması.
Aklımıza gelen bu önergelerin tümü AKP ile MHP Milletvekillerinin oyları ile reddedilmiştir.
Eee sonrada çıkıp, “FETÖ ile mücadeleye devam edeceğiz” denilecek Öylemi?
Hükümetin ve muhalefetin kanun tasarıları şu sıralarda TBMM’de görüşülüyor. Bunlar arasında tamamen vatandaşı ilgilendiren hususlar var.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar.
3600 ek gösterge.
Tayin bekleyen öğretmenler,
S400 ve F35 lerin durumu.
Adalet reformu.
İşsizlik, çalışan ve emeklilere yapılacak zamlar
Bunlar halkı direk ilgilendiren hususlar.
Oh ne ala, önce halkın ağzına bir parmak bal çal. Sonra tüm bu meseleleri halletmeden TBMM tatile çıkar.
Vatandaşın kısmı af diye nitelendirdiği yasayı oluştur sonra git tatil yap.
Eeey halkın vekilleri ve ülkeyi yönetenler, sizler milletle dalga mı geşiyorsunuz? Yoksa halka umut vererek alay mı ediyorsunuz?
