İmamoğlu ve DSP toplama kampı
Bir önceki yazımızda Cumhuriyet Halk Partisi’nin adından da belli olduğu gibi, Ankara’da bir takım koltukları işgal edenlerin değil gerçek manada halkın partisi olduğunu belirtmiştim. Şimdi bunda ilavelerimle devam ediyorum.
Ankara’da bazı koltuklarda olan değerli parti yöneticileri!.
Bilmenizi isterim ki, o koltuklar sizlere miras yolu ile kalmadı. Halkın oyları ile oraya geldiniz. O zaman lütfen halkınıza sahip çıkınız.
En azından Ankara’da ilçe ve Belediye Başkanı adaylarının bile kendi listelerinden haberi olmadan hazırlanan listelere gelin sahip çıkın. Halk ile el ele kol kola girin ve halk sizleri arasında görüp moral bulsun. Böylece listelere yazıp gizli saklı ilçe seçim kurullarına gönderdiğiniz adaylarımız kazansın ve halka hizmet versin. Öyle ya o listeye isim yazmakla bitmiyor. Onların kazanması yani halkın kazanması gerekmez mi?
Liste savaşları ve istifalar
Belediye Başkan adaylarının açıklanmaya başlamasıyla başladı CHP kazanı kaynamaya. Aday adayları, “Neden ben gösterilmedim, ben daha iyi idim” diyerek adaylığı açıklamayanlardan bazıları, aday gösterilemeyenlerin toplandığı partiye gittiler. Halk bu partiye , “Toplama kampı” adını taktı.
Bunların adını bir önceki yazıda tek tek açıklamıştık. Bu partinin Genel başkan Yardımcısı Uğur Gürel bu durumdan memnun olmalı ki, “Geçen seçimde kapımızı çalmayan hatta yerimizi dahi bilmeyen özellikle yandaş medya mensupları partimizden ayrılmaz oldu. CHP’nin oylarını böldüğümüz için bize yer veriyorlar” diyerek kendi çıkarlarını ifade ediyor. Gerisini oraya koşarak gidip aday olanlar düşünsün. Bunlar izleyip göreceğiz. Bölücü mü olacaklar? Hakikaten güçleri var mı?
Bir şey daha var. DSP’nin kabul etmediği CHP’lilere gelince Gazeteci İsmail Saymaz’ın bilgilerine göre, İstanbul için Mehmet Sevigen, Kadıköy Ümit Kocasakal, Maltepe Mustafa Zengin, Edremit Kamil Saka, Bodrum Mehmet Kocadon, Ayvalık Mesut Ergin.
Bu kızıp gidenler İstanbul’da ne kadar etkili olup olmayacağını, halkın ne kadar rağbet göstereceğini bunun da çok olmayacağını biliyorum.
Ekrem İmamoğlu İstanbul da ezberbozmaya devam edip halkla kaynaşmayı sürdürüp bahara doğru gidiyor. Bu nedenle o kampa gidenlerin bu yolda çok etkili olacağını düşünmüyorum.
Meclis üyeliği listelerinde akraba,
İnce, canpolat ve merkez çekişmeleri
Başkan adaylığı çekişmelerinden sonra, bu kere İstanbul için Belediye Meclis üyeliği çekişmeleri başladı. Merkezciler mi, İnceciler mi, Canpolatçılar mı? Mücadelesi başladı.
İnce’yi değerlendiren merkez, incenin kendilerinden bir farkı olmadığı ve artık kendilerine bir zarar gelmeyeceği kanaati ile gönlünü de hoş tutmak için İnceciler olarak bilinen isimlere listelerde yer verildi.
Bunlar, Tanju Özcan-Bolu, Özcan Işıklar-Silivri, Recep Gürkan-Edirne, Sefa Baykal-Yalova’ya yazılırken, edinilen bilgilere göre Nadir Ataman Bakırköy, Doruk Bulut Silivri listelerinde kendilerine yer buldular. Başkaları da var mı bilemem.
CHP’nin adından ülkemiz ve dünyada en çok bahsettiren. Adalet Yürüyüşü’nü, ardından Maltepe Adalet Mitingini, yetmeyip Çanakkale de yapılan Adalet Kurultayını, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na Artvin’de yapılan süikast girişiminden sonra, İstiklal caddesi Yürüyüşünü, başarıyla yapan ve İstanbul İl Kongresini 4 oy farkı ile kaybeden Cemal Canpolat’ın bir güç olarak görülmesi ve daha da güçlenmemesi için ne kendisi, ne de onun ekibinden olduğu sanılan aday adaylarından hiç kimse listelere alınmadı.
Listelerdeki akrabalar
Edindiğim bilgilere göre, CHP Genel başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel’in dayı oğlu Numan Selim Bilgin Beşiktaş listesinde, Oğuz Kaan Salıcı’nın yeğeni Sait vakkas, Başakşehir listesinde, Gökhan Zeybek’in Teyze oğlu Sarıyer listesinde, CHP İstanbul İl Başkan yardımcısı Osman Cankurtaran’ın kardeşi Zeytinburnu, İl Başkan Yardımcısı Dilan Güler’in kayınpederi Güngören, Kılıçdaroğlu’nun eşinin yeğeni Müslüm Tekin’in Çankaya listesinde, Tuzla Belediye Meclisi listesinde yer alan Kenan Albayrak, Dilek Özdemir ve Bayram Akpınar’ın Erzincan Tercanlı ve teyze çocukları olduğu belirtilirken Beyoğlu’nda Erdoğan Horlu ve Bülent Horlu’nun kardeş çocukları oldukları belirtiliyor.
Bunlar seçim kazanmak için bir taktik olmasını temenni ederim. Kayırmacılık ise durumun kötü olduğunu belirtmen isterim.
Tüm bunları yazıp çiziyorum da acaba benim ve benim gibilerinin kabahati neydi onu bilmiyorum.
Her neyse ne maksatla yazdıysanız yazdınız. Şimdi kazanma zamanı buyurun bakalım, taban ve sokaklar sizleri bekliyor. Hadi bakalım Adaylara sahip çıkıp baharı yaşamanın tam zamanı.
Not: Bir önceki yazımda Yenimahalle adayı Fethi Yaşar’ın istifa ettiği bilgisini vermiştim. Bu durum sehven olmuştur. Düzeltir, Sn. Yaşar’a başarılar dilerim.